Sessizliğin içinde bir fısıltı buldum, kendi sesimi ekledim. Bir de baktım ki küçücük bir fısıltı koca bir çığlık olmuş...
Ve şimdi ben bile dayanamıyordum buna. Kulaklarımı kapamak zorunda kalmıştım ilk defa.Hayatı bir ritme benzetirdi annem.
Ritmi tutturursan ne ala... İyidir, hoştur, adım adım gidersin yolunda. Aldığın her nefes için şükredersin.
Ama ritmi kaçırırsan şarkının içinde koşarsın, nefesin yetmez, yorulursun. Ve nakarat geldiğinde sözlerin bir anlamı olmaz.
Galiba ritmi kaçırmıştım bu kez. Koşuyordum küçücük hayatımın içinde. Fısıltı Lu-Han'dı bense bir ses... Biz bir araya gelince dayanılması güç bir çığlık olduk.
Ve şimdi kaçmam gerekiyordu. Arkama bakmadan, kendi sesimi alıp...Yüzüstü yattığım yerden yavaşça doğruldum. Dişlerimi sıkmaktan çenem kasılmıştı.
Kendi yatağımdaydım. Yalnızdım.
Ne zaman buraya gelmiştim? Lu-Han neredeydi? Bir fikrim yoktu.Elim yine istemsizce sırtıma gitti.
Yine yara kapanmıştı. Elbette Lu-Han!Camdan dışarıya baktım. Sabah olmak üzereydi.
Banyoya gidip aynaya baktım. Yaşlı bir kadın gibiydim. Yüzüm buruşuk değildi belki ama gözaltlarım ağlamaktan, acıdan morarmıştı. Saçlarım başlarına buyruk dağılmıştı. Bedenim kemiklerimin üzerine atılmış ağır bir manto gibiydi. Midem öyle çok kasılıyordu ki istemsizce birkaç kez öğürdüm.
Sanki ben ben değildim. Kalbimi birisi eliyle sıkıyordu. Ciğerlerime giden bütün hava yolları kapanmıştı sanki.
Ve ben belki Lu-Han için belki de hayatta kalmak için bir karar almıştım.
Onunla birlikte olmayacaktım.
Büyük konuşmuştum belli ki... Kaçmayacağımı söylemiştim. Ama şimdi kaçıyordum. Affet beni Lu-Han!
Kris dediklerinde haklıysa seni bırakmam gerekiyordu. Ve ben haklı olduğunu biliyordum.Derin bir nefes aldım okula gitmem gerekiyordu.
Ve birden aklıma Kai geldi. Onun dünkü itirafı! İstemeden dudaklarımı ısırdım. Yine çaresizdim.
Ne diyecektim?Evden çıktığımda aklımda bin bir tane şey vardı. Kapıyı kilitlerken arkamda birisinin nefes aldığını hissedince duraksadım.
''Günaydın.''
Kris hiçbir şey olmamış gibi arkamda duruyordu.
Bir şey söylemedim. Gözlerimden ateşler çıkıyordu. O da bunun farkındaydı.
''Buraya neden geldiğimi merak ediyorsundur.''
''Dün için özür dileyebilirsin mesela.'' Dedim sesim buz gibi çıkmıştı.
Kris dudaklarını alayla büzdü.
''Özür dilerim.'' Dedi biraz olsun ciddi gözüküyordu.
''Lu-Han iyi mi?''
''Onun için endişelenme.''
''O nerede?'' Diye sordum bir çırpıda. Kris kollarını göğsünde birleştirdi. Etrafına bakındı.
''Bilmem.''
''Ne istiyorsun Kris?''
''Biraz olsun akıllı davranın. Biliyorum aşıksın, aşıksınız. Ama sizin ergen aşkınızdan daha önemli bir şey var ortada. Hayatınız... Sana ne yapacaklarını biliyorsun değil mi? Lu-Han'ın gözleri önünde kalbini yerinden sökecekler. Ve eğer Lu-Han asil kurtsa güçlü kalacak. Hiçbir şey hissetmeyecek. Tabi beş dakika sonra onu da öldürecekler. Çünkü asil kan onda. Ve o kan bir çok kötülüğün anası olacak. Ne yazık benim gibi herhangi bir kurtsa da hayatına sefil bir yaratık olarak devam edecek. ''
O sözünü bitirince bir şey demeden yürümeye başladım.Ama sert bir hareketle beni durdurdu.
''Bak bana Ha-Na! Ne görüyorsun söyle?''
''Dediğin gibi sefil birisini...'' Dedim. Kris doğru cevabı vermişim gibi gülümsedi.
''Lu-Han'da benim gibi olacak. İnan bana ölmek daha güzel. Çünkü sen öldükten sonra Lu-Han her gün ama her gün bu acıyla yatağından kalkacak. Hayatına devam edemeyecek bile. Bu eski evin içinde çürüyüp gidecek.''
Göğüs kafesimin üzerinde ağır bir beton vardı sanki. Kris'i dinlerken gözlerim doldu.
''Belki de doğru kişi ben değilimdir.''
''Şaka mı yapıyorsun? Adın gibi biliyorsun Lu-Han için elmas sensin. Ve çok yakında Lu-Han'dan o elması çalmaya gelecekler.''
''Ne yapmamı istiyorsun?'' dedim en sonunda pes edip.
''Git ve başkasıyla birlikte ol Lu-Han'ı unut yapabiliyorsan başkasına aşık ol. Lu-Han seni unutamayacak bari nefret etsin.''
Kris acımasızca bir şeyler mırıldanıyordu. Kulaklarımda ki uğultu gittikçe arttı ve arttı.
''Tamam.'' Dedim bir elim kalbimin üzerine gitti. Tuhaf bir şekilde yavaş atıyordu.
''Tüm bunları geçtim kendi canını düşün.''
Kris'e umurumda değil desem ne değişirdi ki? Evet, benim canım umurumda değildi ama Lu-Han'ın ki... O yaşamalıydı değil mi?
Bir kahraman sayılırdı.
''Üzgünüm Ha-Na!'' Dedi Kris arkasını dönüp giderken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KONTROL
FanfictionÖfkenin aşk ile kontrol edildiği bir hikaye... Bir kurt düşünün dönüşmemek için kendisinden güçsüz bir kıza tutunan ve bir kız düşünün ilk kez yaşamaya değer hisseden... İşte aşk bir kez daha her şeyden daha güçlü olacak. Fantastik bir dünyanın iç...