Beklenmedik! Bölüm 31

446 41 14
                                    

Yepyeni bir bölümle geldim. Oy ve yorum bırakın lütfen :) Umarım beğenirsiniz. Bu bölümde garip şeyler oldu. Veee Exo'nun bir üyesi daha bizlerle. Hadi iyi okumalar.

Bal rengi gözlerini ağır ağır açıp gözlerime dikti. İki üç gece öncesine kıyasla çok daha iyiydi. ''Nasılsın?'' Diye sordum hemen. Lu-Han gülümseyip elime uzandı. ''Rüya mı bu?''
''Hayır, sevgilim gerçek.'' Dedim hemen. Bunu söylerken gülümsememi bastıramamıştım.

''Belki beni öpersen gerçek olduğunu anlayabilirim.''
İşte şimdi kahkaha atıyordum. Ne olursa olsun o enerjisini hiç kaybetmemişti. ''Okula geç kalmak istemeyiz değil mi?'' Dedim onun üzerinde ki yorganı çekip alırken.

''Ah! Hadi ama. Okula gidecek değiliz değil mi?''
''Elbette gideceğiz.''
''Ama Cuma gecesi ikimiz de ölümden döndük.''
''Okula götürebileceğimiz geçerli bir rapor yok yine de. Hadi kalk.''
Lu-Han oflaya puflaya yerinden kalktı ve karşıma dikildi. Ve yüzümü avuçlarının içine aldı.
''İyisin.'' Dedi.
Gülümsedim. ''Çok mu korktun?'' Derken sesim çocuk gibi çıkmıştı. ''Deli misin? Ölüyordun.''
''Baş roller hiç ölmez ama Lu-Han!''
''Mutlu son diye bir şey yok unutma.'' Dedi sesi bir tuhaf çıkmıştı. ''Neden bu kadar olumsuzsun. Bak biz yine birlikteyiz.'' Ona neşeli gözükmeye çalışıyordum. Ama gerçekten de dün gece olanlar ikimiz için de zordu.
''Neyse. Geç kalacağız.'' Dedi beni bırakıp. Beni öpmemesine şaşırmıştım. ''Lu-Han!'' dedim. Ama o beni duymazlıktan gelip dolabının içinden beyaz bir tişört çıkarttı.
''Efendim?'' Dedi daha sonra.
''Sorun ne?''
''Yorgun hissediyorum.''
''Okula gitmek istemiyorsan-''
''Hayır hayır o sorun değil.''
Lu-Han okul formalarını koyduğu yeri ararken birden onun kolunu tuttum. ''ne?'' Dedi yüzüme anlamsızca bakıp.

''Hadi okula gitmeyelim.''
''Hayır gitmemiz gerek. Hem geçerli bir nedenimiz yok sen demiştin.''
''Umurumda değil. Haftalardır ölü gibi yatıyorum zaten. Hem sende henüz dinlenmedin.''
Lu-Han'ın gözleri ışıldadı. Dünden razı olduğu için hemen ''tamam'' dedi.
''O halde gündelik bir şeyler giy. Bu gün biraz gezelim.''
Lu-Han aceleyle üzerini değiştirdi. Geri döndüğün de her zamankinden daha yakışıklı gözükmüştü gözüme. Kim bilir belki de onu özlediğimdendir.
''Az önce bir şeyi unuttum bekle.'' Dedi.
Başta ne dediğini anlamamıştım ama daha sonra tekrar önüme dikildi. Aceleyle yüzümü tutup dudaklarıma kısa bir öpücük kondurdu. Kafam ateşler içinden alev alırken gülümsedim. Sanki yıllardır öpmüyordu beni. Nasıl bir özlemdi bu?
''Seni seviyorum.'' Kelimeleri ağzımdan bir anda çıkıverdi. Lu-Han gülümsedi ve ''biliyorsun, bende'' dedi.

...

Seul'un sokaklarında hiç düşünmeden el ele yürüyorduk. Lu-Han durup durup bana sarılıyordu. Bende sürekli fotoğraflarımızı çekiyordum. ''Birlikteyken çok az fotoğrafımız var.'' Diye yakındım. Elimden telefonu alıp selfie çekti.
''Oyuncak makinesine gidelim mi?'' Dedim heyecanla. Lu-Han garip garip bana baktı.

''Ne? Daha önce hiç yapmadın mı?'' Dedim onun korkak bakışlarını yakalayıp.
Bu seferde gülmeye başladı. ''Ne var onda? Ben bir kurdum unutma.''
Kıkırdadım. ''Lu-Han bunun kurtlukla ne ilgisi var?''
''Gel hadi.'' Dedi elimden tutup beni oraya çekiştirirken.
Bizden önce bir başka çift daha vardı. Kız, erkek arkadaşının oyuncağı yakalamasını bekliyordu. Çocuk küçük bir hamleyle oyuncağı yakalayıp kız arkadaşına hediye etti. Kız neşeyle ellerini birbirine vurdu. ''Teşekkür ederim aşkım.'' Dedi sevgilisinin boynuna dolanıp.
Sıra bize geldiğinde Lu-Han kendisinden emin bir halde makinenin başına geçti. ''İlk kez yapıyorsun değil mi?'' Diye sordum. ''Yoo!' Derken yalan söylemişti.

''Parayı buraya atmayı unuttun o halde.'' Derken gülmeye başladım. Küçük kutuya parayı yolladım makine çalışmaya başladı. ''Sen hangi oyuncağı istediğini söyle yeter.''
''İşte şuradaki pembe ayıcık...''

KONTROL Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin