Havanın güneşli olması ne tezattı bu güne. Tanrının iyi niyetine kalmıştık belli ki... Yüzünü rüzgara dönmüş Lu-Han'ın hemen arkasındaydım. Onun kendisine has orman kokusu burnuma doldu. Sanki kanatlanıp uçacakmış gibiydi. Ne avucuma sığardı ne yüreğime...
''Sana anlatacağım.'' Dedi olanlardan sonra biraz daha sakindi. Terastaydık kimseler yoktu. Herkes derse girmiş olmalıydı.
''Dinliyorum.'' Dedim.
Ve başladı...
Yıllardır okunmayan bir roman gibiydi. Tozlu kapağını ağır ağır kaldırdım ve şimdi kendisi tüm çıplaklığıyla karşımdaydı. Nefes alırken bile dikkat ediyordum. Sessiz hatta görünmezdim.''Kurt kanı dediğim şey ailemden bana gelen tek miras. Öfke tetiklendiği anda ortaya çıkan saldırı hissi. Kimisine göre kahramansın kimisine göre canavar. Hızlıca hareket edebilirim ve saniyeler içinde seni öldürebilirim.'' Dedi sanki uygulayarak anlatıyordu saniyeler içerisinde bir önüme bir de arkama geçti. Doğrusu etkilenmiştim. Belki de korkmuştum. Benim dünyamda olmazdı böyle şeyler. Bunlar sadece kitaplarda, filmler de olurdu. Ama Lu-Han kanlı canlı karşımda duruyordu işte.
Ağzından eksik olmayan ölüm kelimesine de aldırış etmedim.
Ve devam etti kusursuz sesiyle.
''Şu aptal öfkeyi her şey ama her şey tetikliyor. En ufak bir hareket bir söz... Sana bile! Senin yardım dolu sözlerin bile beni sinir ediyordu. Ve ben ne zaman öfkelensem sen etrafımdaydın. Sana zarar verme korkusuyla kaç gündür kıvranıyordum. ''
Zorla yutkundum boğazım da dikenli bir yol vardı sanki bu canımı yakmıştı. Lu-Han'ın artık kahverengi olan gözleri gözlerimi delip geçti.
''Ama az önce beni durdurdun. Yemin ediyorum o çocuğu öldürecektim. Asla anlam veremediğim bir şekilde sakinleştirdin beni.''
Ne demeliydim bilmiyordum. Lu-Han bunları minnet eder gibi söylemiyordu. Sesi düzdü. Yüzü ifadesizdi. Sadece gözleri deliciydi.
''O ilaçları içmek zorundasın değil mi?'' Dedim bunun üzerine anlamsız bir şekilde.
'' Şu an tek bildiğim sen varsan o ilaçlar yok.'' Dedi bu kez ifadesi daha yumuşaktı. Anlam veremediğim bir şekilde benim de yüzüm gevşedi. Göz kapaklarım ağırlaştı.İçimden gelen ona sarılma isteğini güç bela bastırdım.
''İstediğin her an yanında olabilirim.'' Dedim kolayca. Lu-Han'ın uzun bir süreden sonra gözleri ilk kez parladı.
''Bunu nasıl yapıyorsun bilmiyorum ama bana bu güveni veriyorsun. '' Gülümsedi. Ve devam etti.
''Asıl sorun şu ki seni bu işe karıştıramam Ha-Na. Öfkeli kalmamı isteyen bir çok kişi var. ''
''Yani kurt olmanı isteyen...'' Diye düzelttim cümlesini.
''Ama neden?'' Dedim sesim isyan doluydu.
''Kurtken bir çok özelliğimi kullanabiliyorum. Kurtlar nasıldır bilirsin. Vahşi, yırtıcı...''
''Ve asiller.'' Dedim bu ağzımdan istemsizce çıkmıştı.
''Ama bazı durumlarda bu asil kurt kanını kaybedebilirsin. Tıpkı Kris gibi...''Ve o an aklıma Kris'İn kusursuz yüzü geldi. Elbette o da bir kurttu.
'' Kris gibi mi?''
''Onun sevdiği kızı öldürdüler Ha-Na!'' Dedi bunu öyle kısık sesle söylemişti ki neredeyse duyamıyordum.
''Bunu sana daha sonra anlatırım.''
''Buraya onunla daha güvende olduğun için mi geldin?''
''Aslında ben değil de etrafımda ki insanların güvenliği için buraya geldim. Eski okulum da bir çocuğu öldüresiye dövdüm. E tabi beni okuldan attılar. Annem Kris ile kalmamı mantıklı buldu.''
''Para kazanma hikayesi yalandı değil mi?''Lu-Han başını hafifçe salladı.
''Olur da bir gün yanında olamazsam şunu bil istedim Lu-Han ' sen çok güçlüsün ve bence ki öyleydi de sen orada benim sayemde değil kendi gücünle sakinleştin.' ''
''Yanılıyorsun.'' Dedi hemen.
''NE hissettiğimi bilmiyordun. Kalbimde bir kapı varmış gibiydi sen onu açtın Ha-Na. Ve içime daha önce hiç hissetmediğim bir duygu akıttın.''
Lu-Han'ın yüzüne öylece bakakalmıştım.
O da benim hissettiğim bağlılık hissinden mi bahsediyordu şu an?
''İlk tanıştığımız gün kaçtığın adamlar kimdi Lu-Han?'' Diye sordum merakıma yenik düşüp..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KONTROL
FanfictionÖfkenin aşk ile kontrol edildiği bir hikaye... Bir kurt düşünün dönüşmemek için kendisinden güçsüz bir kıza tutunan ve bir kız düşünün ilk kez yaşamaya değer hisseden... İşte aşk bir kez daha her şeyden daha güçlü olacak. Fantastik bir dünyanın iç...