101. GECE PART 2 Bölüm 45

307 27 8
                                    




arkadaşlaaarr yepyeni bir bölüüümm... Bu bölümde inanılmaz heyecanlandım yazarken yerimde duramadım adeta. Gerçekten okuyunca beni anlayacaksınız ne hissettiğimi. Umarım umarım umarım beğenirsiniz çok özendim bu bölüm için. YORUM VE OY mutlaka mutlaka mutlaka bekliyorummmm. İyi okumalaaarr... Bu arada yukarıda size bir youtube linki bıraktım sözsüz bir müzik ben yazarken bu tip müzikler dinledim. Bu bölüm için hoş olabilir diye düşündüm, okurken dinleyebilirsiniz.






Kai'nin gittiği yarım saat olmuştu ve ben hala evde oturmuş ne yapacağımı düşünüyordum. Nereye gittiklerini bilmiyordum ya da o kurtların kim olduğunu ayrıca 101. Gece saçmalığının ne olduğu hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Her şey bir yana Kai benden niye özür dilemişti ne biliyordu da anlatmamıştı? Bir şeyi benden gizlediği çok açıktı.
Kai'nin evinde bir o yana bir buyana yürürken gözlerim etrafı tarıyordu tek bir ipucu lazımdı tek bir ipucu...

Kafamı henüz çevirmiştim ki gözlerim öylece yerde duran eski bir kağıt parçasına takıldı. Belli ki acemice saklanılmaya çalışılmıştı bu kağıt parçası ama pekte öyle olmamış koltuğun köşesinden bana göz kırpıyordu.
Eğilip kağıdı elime aldım. O kadar eskiydi üzerindeki yazılar zor okunuyordu. Köşeleri yırtılmış ve yanmıştı. Sanki birisi inatla yok etmeye çalışmış ama becerememiş ya da yıllardır oradan oraya savrulmuştu.
Koltuğa oturup kağıdı okumaya çalıştım.

101. Gece...

Alfa; beta ve omegaları 101. Dolunay gecesinde bir araya getirmek zorundadır. Akan nehre akıtılan kan, ay ışığıyla buluştuğunda alfa gücünü sürünün hayatta kalması için paylaşır. Böylelikle sürü yenilenmiş ve gücünü tazelemiş olur.
Kağıdın geri kalan kısmını okuyamıyordum ama bu da bana yetmişti. Demek ki 101. Gecede tüm kurt sürüsü bir araya geliyordu ve Alfa gücünü paylaşıyordu. Daha önce kimseden böyle bir şey duymamıştım. Acaba bir araya gelmezlerse ne olurdu?
Oraya gitmem gerekiyor gibi hissediyordum. Lu-Han!
Kesin orada olacaktı. Asil kurt o olduğuna göre aynı zamanda Alfa da oydu. Onu yeniden öyle görmem beni geçmişe götürecek gibi hissediyordum. Şimdi tek sorun onları nasıl bulacağımdı...
Seul'da akan tek nehir vardı Han nehri... Ve yıllar önce Kai'nin kurda dönüştüğü zaman Lu-Han kendi kanını beni kurtarmak için nehre akıtmıştı. O ormanı hatırlıyordum. Orada olacaklarından hiç şüphem yoktu. Yine kanını oraya akıtacaktı emindim.

Daha fazla geç kalmadan evden fırladım saat neredeyse on bir oluyordu. Bir saat sonra dolunay tam tepede olacaktı. İlk bulduğum taksiye atlayıp Seul Ormanı'na gideceğimi söyledim. Adam bu saatte oranın çok tekin olmadığını söylemişti. Ona aile kampı olduğunu söyleyip geçiştirmiştim. Şayet orada değillerse çok büyük bir belaya girebilirdi başım. Gerçi eğer oradalarsa da başım belaya girebilirdi. Şimdi bunu düşünemezdim.

Yaklaşık yarım saat içinde Seul Ormanı'na gelmiştik bile normal kamp yapılan alandan biraz daha uzaktaydı nehir. Bu saatte burada kimsenin olmamasına şaşırmamıştım doğrusu. Her ne kadar korksam da yürümeye devam ettim. Ay ışığı tepemde ışıldarken içimden dua ede ede yürüdüm. Ve sonra aynı anda pek çok kurdun uluma sesini duydum.

''Hih!'' Korkuyla sıçramıştım. Bir ağacın altına sinip ulumaların dinmesini bekledim. Cep telefonumdan saatimi kontrol ettim. On ikiye beş vardı... Ve tanrı biliyordu ki o ulumalar dakikalarca dinmedi. Bu çok korkunçtu. İnsanı ürpertiyordu. Gökyüzüne baktım. Ayın ihtişamı göz kamaştırıyordu ve tüylerimi ürpertiyordu. Evet, kesinlikle bu gece farklıydı. Bu gece 101. Geceydi.

Ulumalar dindikten sonra karanlık ormanın sessizliğinde yürümeye devam ettim. Ayaklarım çalı çırpıya takılıyordu. Hava iyice soğumuştu ve gökyüzünde bulut yoktu. Yıldızlar ışıl ışıldı...
Nehrin sesini duymaya başlamıştım nihayet. Biraz daha ilerledikten sonra akan suyu takip edip nehrin en ucuna doğru yol aldım. Ayaklarım çamurlanmış üstüm başım mahvolmuştu. Kai burada olduğumu bilseydi bana çok kızardı... Ama bu umurumda değildi burada olmam gerekiyordu. Biliyordum!

KONTROL Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin