DÖNÜŞÜM Bölüm 58

177 18 40
                                    




Yeni bölüm geldiiii :) İYİ OKUMALAR YORUM VE OY BIRAKIN LÜTFEN :)






O günden sonra kimse hiçbir şey söylememişti. Sanki hepimiz susmamız konusunda anlaşmıştık. Çünkü birisi konuşursa eğer yer yerinden oynayacak gibiydi. Gerçi Kris konuşmaya yer arıyor gibiydi beni iğnelemek onun en hakiki göreviydi sonuçta. Ama evde onunla karşılaşmamak için elimden geleni yapıyordum. Zaten bu ara eve geldiği de yoktu. Jin'e gelirsek bazen sabahları mutfakta karşılaşıyorduk tek bir kelime etmeden yollarımızı değiştiriyorduk. Ev içerisinde köşe kapmaca... Ne kadar zor bir durumda olduğumu tahmin bile edemezdiniz. Diğer çocuklar bir gerginlik olduğunu seziyorlardı ama ''ne oldu'' sorusunu soracak yürek yemiş birisi çıkmıyordu ortaya.  Günler birbirini kovalamıştı yine. O günden sonra hiçbir şey eskisi gibi olmamıştı ve bu kötünün de kötüsü bir histi. Bir kere pişmandım. Pişmanlık ve suçluluk duygusu tüm kalbimi ele geçirmiş gibiydi. Ayrıca özlem duygusu artık iyice mahvediyordu beni. Her gece Lu-Han'ı düşleyip ağlamaktan gözlerim şişmişti. Sanki ağlayacak tek bir damla gözyaşım kalmamıştı ama her gece bu tezimi çürütüyordum çünkü yeniden ağlayabiliyordum. Ne olacaksa olsun diyordum artık... Ne olacaksa olsun... Çünkü böyle yaşamaya devam edemezdim. Benim bir ailem vardı, dostlarım, işim bir evim... Ve Lu-Han! Bunlar beni ben yapan şeylerdi. Ve ben yaklaşık bir buçuk aydır onlardan uzaktım. Kendimden uzaktım. Kimdim ben? Ne için vardım? Ne için savaşıyordum? Bu küçük evde günlerimi harcıyordum.  Artık bitmeliydi bu devir... Lu-Han lütfen gel ve kurtar beni lütfen artık!
...
Günlerden pazartesiydi saat neredeyse öğleden sonra iki olacaktı, hava hafif serindi ama bulutsuz bir gündü. Yeni duştan çıkmış Jin'in bana hediye ettiği losyonu ellerime sürüyordum. Bu gün garip bir his vardı içimde. Adını koyamıyordum ama tatsız bir his değildi. Umutlu hissettiriyordu. Kot pantolonumu ve kırmızı sweatshirtümi üzerime geçirip camdan dışarı baktım. Ortalık sakindi. Çocuklar neredeydi bilmiyordum. Onların yanına inmek için dışarı çıktım. Odamın kapısından çıkar çıkmaz Jin ile karşılaştık. Birbirimize bakışımız donuktu ve panik içeriyordu. O bir şey demeden merdivenlere yönelmişti ki arkasından seslendim ''Jin!'' Jin durup bana baktı.
''Biraz konuşalım.'' Dedim. Jin bir şeyler demek için ağzını açtı ama sonra vazgeçti. Merdivenlerden geri çıkıp yanıma yürüdü.  ''Olanlar için-'' Dedi ama onu susturdum. ''O günü unutalım olur mu? Senin hatan değildi ben de suçluyum.'' Dedim. Jin başını eğdi.
''O günü unutmak istemezdim ama galiba haklısın.'' Dedi sessizce.
''İyi ki varsın Jin, sen benim için gerçek bir dost oldun.'' Diyebildim bunu üstüne. Bu cümlelerim Jin'i rahatsız ediyordu biliyordum.  ''Veda eder gibisin.'' Dedi yarım yamalak gülüp. ''Jin ben artık böyle yaşamaya devam edemiyorum.'' Dedim bir anda. Jin hayretle bana baktı. ''Çok bunaldım, Seul'dakileri çok özledim. Yapamıyorum burada. Günden güne eriyorum sanki. Sevdiklerimin yüzünü hatırlayamıyorum artık ve bu beni çok korkutuyor.'' Bunları böyle yüksek sesle söylerken gözlerim dolmuştu kendime üzülmüştüm sanki.
''Ve tabii Lu-Han'ı da...'' Dedi benim adıma ekleme yapıp. Başımı salladım. ''Ve Lu-Han'ı da...'' Dedim.
''Senin için ne yapabilirim?'' Diye sorunca kalbim yerinden çıkacak gibi olmuştu. ''Bana yardım et. Buradan kaçmama...'' Diye bencilce bir istekte bulunmuştum. Jin yine hayretle bana baktı.
''tamam.'' Dedi birden. Şaşırmıştım hayretle ona bakıyordum bunu kabul edeceğini hiç ama hiç düşünmemiştim. ''Tamam, burada kalman benim için de çok iyi değil zaten.'' Dedi buna biraz üzülmüştüm doğrusu. ''Sen ciddi misin?'' Diyebildim.

''Kris muhtemelen beni öldürecek ama emin ol seni anlıyorum Ha-Na, burada kalman seni bir kafeste tutmak gibi.''
Gözlerim parlamıştı kesin. Sevinçten birden onun boynuna sarılmıştım. ''Seni çok seviyorum Jin.'' Dedim. Jin tereddütle ellerini sırtıma doladı. Kısa bir sarılmadan sonra ayrıldık.
''O zaman bu gece hazır ol. Seni kaçıracağım.'' Dedi kararlılıkla. Onu başımla onayladım ve hiçbir şey olmamış gibi aşağıya indik.

KONTROL Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin