KAYIPLAR Bölüm 27

337 38 19
                                    

Canlarım merhaba, yeni bölümle geldim yine :) Uzun bir ara oldu sanki yine. Keyifli okumalar dilerim. Yorum ve oy bekliyorum. İşler biraz değişmek üzere hikayemiz de :)

Aydınlık... Karanlığa göre çekicidir. Ve herkesin tercihi bellidir. Benim tercihim ise... Bu kez karanlıktan yana oldu. Sandım ki karanlığa ay gibi doğar ve aydınlatırdım. Ama ben bozuk bir el feneri gibiydim.
Kolumda ki acının etkisiyle gözlerimi açtım. Odamın penceresinden süzülüp gözüme düşen güneş ışığı adeta gözlerimi yakmıştı. Şu acı olmasa hiçbir şeyi yaşamamış gibiydim. Ne olmuştu? Üzerinden ne kadar geçmişti? Bilmiyordum... Aklımda dönüp duran tek bir isim vardı. Lu-Han...
Göz yaşlarımı sağlam olan kolumla kuruladım. Saat kaçtı acaba?
Yataktan yavaşça doğruldum ve sağ çaprazımda duran boy aynama doğru gittim.

Aynaya baktığımda gördüğüm surat bana ait olabilir miydi?
''Olamaz...'' Diye mırıldandım.
Tişörtümün yakasından gözüken köprücük kemiklerimin altı mosmordu ve tabii ki boynum...
Yüzüm ise içimden kanımı çekmişler gibi bembeyazdı. Gidip saatimi kontrol ettim. Saat neredeyse üç oluyordu.
Aceleyle banyoya gittim. Kolumda bir sargı bezi vardı. Bu bir profesyonelin işiydi. Babam?

...

Yooo hayır! O olsa şimdiye çoktan Lu-Han'ın ölüm haberi gelmişti. O halde... Tabii ya üvey annem.
Ama neden? Yoksa o da biliyor muydu her şeyi?
Kendi kafa karışıklığım içinde saçlarımı toparladım ve yüzümü yıkadım. Biraz daha iyi hissediyordum. Bu sırada odamın kapısı çaldı.

Kalbimin atışlarının aniden hızlanması kötü hissettirmişti. Kimdi şimdi bu? Lu-Han mı?

Hayır, o böyle yapmazdı.

''Kim o?''
''Ha-Na benim Hwa Young.''
''Gelsene.'' Dedim ilk kez sesim ona karşı ılımlı çıkmıştı.

İçeriye girdiğinde onun güzelliği karşısında ne kadar da çirkin durduğumu düşündüm. Kırmızı boyunlu kazağı ve koyu renk kotuyla bile iyiydi.
''Seni merak ettim.'' Dedi dönen sandalyeme otururken. Bende yatağıma geri oturdum. Bu yataktan sanırım artık nefret ediyordum. ''İyiyim gördüğün gibi.'' Diye söylendim.

''Evet, düne göre çok daha iyisin.''
''Dün çok mu kötüydüm ki?'' Derken sesim titremişti. Kendimi bir başkasından hiç dinlemediğimi düşünmüştüm.
''Kan kaybın çok fazlaydı. Ve kolunda ki yara epey bir büyüktü. Bir an-''
Hwa Young duraksadı.
''Bir an ne?''
''Bir an öleceksin sandım.'' O böyle söyleyince istemsizce güldüm. ''O kadar da değil..'' Derken hem onu hem de itiraf ediyorum kendimi rahatlatmak istemiştim.
''Babana bir şey belli edeceğim diye çok korktum.''
''O nerede?''
''Merak etme dün bütün gün nöbetteydi. Sehun'un da yardımlarıyla her şeyi hallettik.''
''Teşekkür ederim.'' Derken hala mağrur olduğum için kendime kızdım. Ona mahcup olmuştum. Oysa ki o annem bile değildi. Sadece üvey anneydi o kadar.
''Kolunda sekiz dikiş var. Bu beni epey zorladı doğrusu. Şu an yapman gereken tek şey sana hazırladığım ''ginsengi bitirmek.''''
''Bu kadar şey yapmana gerek yok!'' Al işte hala gıcıktım.
''Sen benim kızım sayılırsın Ha-Na.''
''Ama değilim!'' Hadi kızım sus!
Hwa Young bu dediğime bozulmuştu belli ki... Ben kötü bir kızdım.
''Bu durumda her şeyi bildiğini varsayıyorum.'' Dedim dünkü olayları bu kadar çabuk benimsemesini göze alıp.
Hwa Young gözlerini gözlerime dikti. ''Sehun'un durumuyla baş etmem kolay olmadı. Ve az çok onların dünyalarına girdim.''
''peki ya Sehun doğuştan mı böyleydi?'' Diye sorduğum da Hwa Young öfkeyle nefes aldı.
''Babası yüzünden!'' Böyle söylerken tükürür gibi konuşmuştu.
''Anlamadım! Yoksa babası da mı?''

'' Bingo! Bu şey genetik olabiliyor. Neyse daha fazla seni yormak istemiyorum. ''
''Hayır hayır! Merak ediyorum ben şey-''
Susup kaldığım da o da meraklandı.
''Neyi?''
''Eski eşinizle nasıl tanıştığınızı?''
''Onunla evli değildik Ha-Na! Baban benim ilk eşim.''
Hayır hayır! Bunu duymak istemiyordum.
Soracağım şeyleri aklımda saniyeler içinde tarttım. ''Yine de merak ediyorum. Nasıl?''
''Üniversite'nin son sınıfıydı...'' Diye başladı söze ve gözlerini camdan dışarıya dikti. Bir şeyleri hayal etmeye çalışır gibiydi.
''Daha önce fark etmediğim ama sanki yıllardır tanıyormuşum hissi veren bir çocuk gördüm. . Sivri çenesi, bal rengi saçları, harika yüzü...Tıpkı Sehun'du. Bir şekilde onunla tanıştım. Aşık oldum. O da bana aşık olduğunu söyledi. Hatta onu kontrol edebildiğimi söyledi. Bilirsin şu bağlanma olayı.''
Kafamı onu onaylamak için salladım. Ama hala bana bakmıyordu.

KONTROL Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin