Hoşça Kal... Bölüm 40

255 28 22
                                    




Arkadaşlar yeni bölümün çok geç kaldığının farkındayım. Ama çok içimden gelmedi belli bir dönem sınav haftaları falan derken anca oldu. Yeni bir bölüm yazdım çok heyecanlıyım aramıza yeni katılanlar var bu beni daha da sevindiriyor. Bu bölüm biraz kısa oldu. Açıkçası finali yapmak istiyorum zaman zaman ama bakarsınız uzayadabilir. Bu bölüm için yorum ve oy bırakın. Biraz kısa oldu ama yb'yi çok geciktirmeyeceğim. İyi okumalar....



           

Yolun geri dönüşü öyle pekte kolay olmamıştı. Sesim çıktığınca bir yandan bağırıyor bir yandan koşturuyordum.
''ÇOCUKLARR!''
Onlara sesimi yetiştirme paniği sarmıştı bir yandan bir yandan da etrafıma bakınıyordum. Evin bahçesinde ilk gördüğüm Chanyeol olmuştu. ''CHAN!'' Diye seslendim.

''Ha-Na neredeydin? Çabuk gel.'' Dedi ne demek istediğini anlamamıştım. ''Chan- Lu-Han'ı kaybettim.'' Dedim panikle. Kollarımı tutup sakinleşmemi sağladı. ''Lu-Han içeride Ha-Na.''Derken sesi buz gibi çıkmıştı. Şok içinde ona baktım. ''Ne? Nasıl?''
''Hadi gel.''
Kalbim ağzımda atıyordu sanki bir anlık Lu-Han'a çok kızmıştım. Ormandayken bir çocukla kayboluyordu ve buraya mı geliyordu?
Koşar adım içeri girdim. Herkes bir yerde toplanmıştı. Gözüm ilk koltukta sere serpe yatan o çocuğa çarptı. Gözlerim çarçabuk Lu-Han'ı aradı. O da şöminenin önünde ki yumuşak minderlerde yatıyordu. D.O elinde ki pamukla Lu-Han'ın yüzüne bastırıyordu. Panik ağır ağır bedenimi ele geçirirken korku dolu gözleri yararak Lu-Han'ın yanına diz çöktüm. ''Lu-Han!''
Lu-Han yarı baygındı ve birkaç yerinde pençe yaraları vardı.
''Ne-Ne olmuş?' Diye sordum yanımda ki D.O'ya.
''Bilmiyoruz Ha-Na buraya geldiğinde böyleydi. ''

Herkes birbirine bakıyordu kimse ne olduğunu anlamamıştı. ''Polise haber verelim.'' Dedi Eun-Mi.
Zavallı Eun-Mi'nin doğaüstü hiçbir olaydan haberi yoktu elbette. O yüzden bu kadar rahat demişti bunu.
''Kendilerine gelmelerini bekleyelim.'' Dedi Sehun'da.
''Sehun haklı.'' Dedim sakince.
Lu-Han'ın yaralarına baktım. Derin gözüküyorlardı ama şimdiden iyileştiğini görebilmek mümkündü.
''Ha-Na! Baksana Lu-Han'a kan kaybediyor bari hastaneye gidelim.''
Gözlerimi Eun Mi den kaçırıp Sehun'a baktım.
''Yarası çokta derin değil Eun-Mi sakin olalım ha?''
''Siz kafayı mı yediniz çocuklar?''

Eun Mi, Lay ve Suho'nun bir şey bilmiyor olması can sıkıcıydı. Bu kadar aramızda olup bilmemeleri...
''Çocuklar bakın.'' Dedim ayağa fırlayıp. ''Ben hallederim.'' Dedi Chanyeol sanki ne yapacağımı anlamış gibi. O üçünü dışarı çıkarttı bir süre için. Yüzlerinde oluşacak şok ifadesini merak etsem de şu an burada duran karmaşayı çözmemiz gerekiyordu.
''Ha-Na!'' Diye seslendi Sehun.
Ona baktım. ''Şu Woo Bin denen çocuk tekrar geldi.'' Hayretle olduğum yere çakılmıştım. ''Tanrı aşkına ne istiyor bu çocuk?'' Diye kızdı panik içindeki D.O.

''Çocuklar siz Lu-Han'la ilgilenin ben hallederim.'' Dedim ama gerçekten de Woo Bin'in bu ısrarcı tavırları beni de şüphelendirmişti.

Bağ evinin tahta kapısından çıkıp kurumuş çayırlarda ayağımı süre süre yürüdüm. Karşımda duran uzun boylu adama bakmamak için diretiyordum aslında ama ister istemez kafamı kaldırdım.

''Woo Bin!'' Dedim ne istiyorsun der gibiydim.
''Merhaba Ha-Na! Rahatsız ettiğim için özür dilerim ama-'' Dedi duraksayıp.
Merakla onun kusursuz yüzüne baktım. Her zamanki gibi özenli giyinmişti. Jilet gibiydi.
''Biraz benimle gelebilir misin acaba?''  Diye sordu kibarca.
''Nereye?'' Dedim sabırsızca. Lu-Han'ın içeride öylece yatıyor olması can sıkıcıydı onunla olmak istiyordum.
''Doğrusu kız kardeşimin cinayetiyle ilgili bir belge geçti elime. Lu-Han'la ilgili bir görüntü var Ha-Na! Bunu görmen gerekiyor.''
Bir anda panik bedenimi ele geçirmişti.
''Ne? Nasıl bir görüntü?'' Derken sesim titremişti.

KONTROL Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin