Dağılan Sürü... Bölüm 48

333 32 26
                                    




Arkadaşlar merhaba, yb ile buradayım! Yeni bölümler biraz  gecikiyor farkındayım yazmaya hiç vaktim kalmıyor seyahat ediyorum sürekli.  Önümüzdeki günlerde de yb gecikecek yaklaşık yirmi gün Türkiye'de olmayacağım. Bana bol şans dileyin! İhtiyacım olacak.. Şimdiden gecikme için özür dilerim. iyi okumalar...









  Ertesi gün yatın kamarasında uyanmıştım. Harika, yumuşacık bir yatakta ve kuş tüyü yastıklardan sıyrıldım, üzerimdeki beyaz pikeyi çektim ve ayağa kalktım. Yüzümü yıkayıp saçlarımı at kuyruğu yaptım. Lu-Han'ı görememiştim henüz. Kamaradan çıkıp yatın burnuna gittim. Dünkü masa bu kez harika bir kahvaltıyla donanmıştı. Bir kuş sütü eksikti sanırım. Ben hayranlıkla masaya bakarken arkadan ayak sesleri duydum.
''Günaydın.'' Dedi Lu-Han. Ona dönüp baktım yine harika gözüküyordu. Güneşten gözlerini kısmıştı usulca yanıma yürüdü.

''Kahvaltı için seni bekliyordum.''
''Kusura bakma, deniz havası yoruyor sanırım uyuya kalmışım.'' Dedim mahcup mahcup. Lu-Han yine sandalyemi çekti ve oturmam için bekledi.
''Ne kusuru? Dinlendiysen sorun yok. Kahvaltı için asıl sen kusura bakma çok bir şey yok.''
Ona gülerek baktım. Yine dalga geçiyor gibiydi. ''Alay mı ediyorsun? Her şey var!'' Dedim keyifle.
İkimiz de bir süre sessizce bir şeyler yedik. ''Bu arada seni bu gün Seul'a geri götüreceğim.''
''Neden?'' dedim bir anda bozulmuştum doğrusu.
''Böylesi ikimiz için de daha iyi. Senin güvenliğin için!''

''Anlamadım!'' Dedim sorguyla ona bakıp. ''Dün gece düşünmek için biraz vaktim oldu. Seni böyle yanımda tutmam hiç güvenli değil. Sana da saldırabilirim.''
''Ama  ben kontrolcüyüm.'' Dedim güvenle. ''Yine de bilemiyoruz! Belki orada sen de olsaydın...'' Cümlesini tamamlamadı dalgın dalgın denize baktı.

Uzanıp elini tuttum bu sefer irkilmişti. Pürüzsüz eli elimin altında titriyor gibiydi sanki.
''Lu-Han orada olsam bile bana saldırmazdın.''
''Onlar da benim arkadaşlarımdı Ha-Na ama o gece olanları hatırlamayacak kadar kendimi kaybetmiştim.'' Dedi ve elini elimin altından çekti.
doğrusu buna da çok bozulmuştum. Masada kalan elimi ben de geri çektim. ''Senin suçun değil onlar da bunu anlayacaklar.'' Dedim teselli verip. Lu-Han öfkeyle güldü. ''Beş yıldır anlamadılar şimdi mi anlayacaklar?''
''Onlarla konuşurum!''
''SAKIN!'' Dedi bir anda bağırınca geriye sıçradım. ''Bu işlerden uzak duracaksın Ha-Na, onları arama onları bulma!'' Dedi kızarak.
Bir şey demeden ona bakıyordum. ''Söz ver bana!''
Onları arayıp bulacaktım gerekirse konuşacaktım. Bu konuda ona yalan söylüyordum ama yine de söz verecektim. ''Tamam.'' Dedim gözlerimi kaçırarak.

''Ha-Na, bak başını belaya sokmanı istemiyorum. Seni bunca yıl sonra buldum tekrar kaybedemem.'' Dedi yalvarır gibi. ''Söz veriyorum başımı belaya sokmayacağım.''
''Bu iyi!''  Dedi meyve suyunu kafasına dikip.
...

O güzel eve tekrar gelmiştik nihayet. Lu-Han beni götürmekte kararlıydı burada kalmak istiyordum doğrusu ama ona diyememiştim. Benden kaçtığı ortadaydı. Ona kötü şeyleri anımsatmış gibiydim.
Bana aldığı kıyafetleri bir poşete koyup orada bırakmıştım zaten çoğunu giymemiştim. Aşağıya indiğimde beni beklediğini gördüm.
''Hazırsan gidelim.'' Dedi.
''evet, çıkabiliriz.''
''Sana aldığım şeyler nerede?'' Dedi.
''Yukarıda bıraktım Lu-Han onları alamam teşekkür ederim.'' Lu-Han öfkeyle bana baktı.
''Neyse sonra evine yollarım.''

''Gerek yok!''
Aramızda tuhaf bir soğukluk başlamıştı. Ve inanın bunu başlatan oydu.
''Dönerken istersen uçakla dönebiliriz.''
''Sorun değil Lu-Han, hem araban burada kalmasın.''
''O da sorun değil sen yorulma diye dedim.''
''Biraz daha uzun vakit geçirelim.'' Diye teklif ettim. Lu-Han minnetle yüzüme baktı. ''O zaman hadi gidelim.''
Birlikte süper, lüks, kırmızı, spor Ferrari'sine atlayıp yola çıktık.  Çok sessizdik çıt çıkmıyordu.
Ben etrafa bakıyordum o ise yola konsantreydi. Arada bir ona bakıyordum yüzü kaskatı, ifadesizdi.
''Aslında biraz daha kalabilirdik.'' Diye itiraf ettim.Lu-Han uzun bir süre cevap vermedi ama o kaskatı ifadesi hayretle yumuşadı.
''Ben de isterdim.''  Dedi. Sonra yine uzun bir sessizliğe gömüldük.  ''Bir anda neden bana zarar vereceğini düşündün.'' Dedim sessizliği bozup. Lu-Han yutkununca adem elması bir yukarı bir aşağıya hareket etti.

KONTROL Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin