ADI AŞK Bölüm 5

770 60 3
                                    

Lu-Han ile aynı anda ayağa kalkıp diğerlerinin yanına koştuk. Kai hala yerdeydi. Gidip yanına çöktüm.
''Kai iyi misin?'' Dedim başını yerden yavaşça kaldırıp dizime koydum.
Uzanıp elimi tuttu.
'' Sen iyi misin?'' Dedi sesi hırıltılıydı.
''Evet.'' Diyebildim.
Kai acıyla inliyordu hala.
''Hastaneye gitmeliyiz.'' Dedim bağırarak.
'' Hastane olmaz.'' Dedi Lay.
''Kai iyi gözükmüyor.'' Dedim acı bir tat boğazıma tekrar doluyordu. Gözlerim doldu.
Ve sonra hala sıcak olan eliyle elimi sıktı. ''Ben iyiyim.'' Dedi Kai.
''O zaman bize gidelim.'' Dedim.
''Size mi?'' Dedi Lu-Han.
''Babam doktor bize yardım edebilir.''

...

Evin kapısını hızla açtım. Lay ve Suho, Kai'yi yavaşça içeriye taşıdılar.
Onları salona yönlendirdim.
Kai'yi yavaşça koltuğa bıraktılar. Ona yardım edip bacaklarını kaldırdım ve başının altına bir yastık koydum.
D.O ve Lu-Han'da kendilerini koltuğa bıraktılar.
''Oturun çocuklar.'' Dedim diğer ikisine.
Salondan koşarak çıktım ve ecza çantasını kaptığım gibi salona geri geldim. Hepsi bir yere serilmişti.

Acı dolu seslerini duyuyordum. Son kez elimin tersiyle göz yaşlarımı sildim. Ağlamanın sırası değildi. Güçlü olmak zorundaydım.
Gidip Kai'nin yanına oturdum.

Yüzü kan içindeydi. İçeriden getirdiğim sıcak su ve bezle yüzünü temizledim.
Elimi son kez havaya kaldırmıştım ki Kai kendisine gelerek elimi tuttu.
''Git ve kendinle ilgilen iyi olmadığını biliyorum.'' Dedi sessizce.
''Ben iyiyim.'' Dedim elimi çekip bezi burnuna bastırdım. Sızlandı.
''Lay! D.O'nun kaşına bunu dök.'' Dedim ona tentirdiyotu uzatıp.
Beni başıyla onayladı.
''Hadi Kai üzerindekini çıkartalım.'' Dedim elimle onun sırtına destek oldum. Ceketini çıkarttım yavaşça berbat haldeydi. Gömleğinin de düğmelerini tek tek açtım.
Kai tuhaf bir şekilde yüzüme baktı.
''Ben yaparım.'' Dedi utanmış gibiydi.
''Sorun değil Kai.'' Dedim gömleğini bir çırpıda çıkartırken. Üst bedeni çıplak kalınca karın bölgesine baktım. Cılız bedeni nasılda kaslıydı böyle. Ve ciğer gibi kızarmıştı her yanı.
Elimde ki buzu üstüne koyunca Kai bağırdı.''AHH!''
''Üzgünüm. Bunu yapmak zorundayım.'' Dedim. Yüzü ekşi bir şey yemiş gibi ekşidi.
Bu sırada gözüm Lu-Han'ı buldu.Koltukta öylece gözlerini tavana dikmiş duruyordu. Burnu hala kanıyordu. Buzu Kai'nin eline sıkıştırıp bu kez onun yanına gittim.
''Lu-Han!'' Diye fısıldadım.
''Hı?'' Dedi gözlerini bana çevirip.
''iyi gözükmüyorsun.'' Dedim bu kez elimde ki gazlı bezi onun burnuna bastırıp.
Acıyla sızlandı. Üstü başı yırtılmıştı ve toz içindeydi. Dizlerinden kan sızıyordu. Kanlar içinde de olsa yorgun yüzü hala çocuksuydu, tertemiz, saf... O an salonda sadece ikimiz varmış gibi hissediyorum. Bir süre elim onun yüzünde kaldı. Ve gözlerim ellerini buldu hemen karnının üzerinde birleştirmişti.
Yavaşça kaldırıp inceledim. Her yanı yara bere içindeydi. Bez ile kanları sildikten sonra uzun, ince parmaklarına ilacı sürdüm. Gözlerini kapamıştı. Uyumak üzere gibiydi.
Yere eğilirken belimin ağrısını hissettim. Bir süre iki büklüm öylece kaldım.
''Çok acıyor mu?'' Dedi Lu-Han. Sesi net değildi.
''Sadece biraz.'' Dedim.
''Git ve kendinle ilgilen.''

Bu sırada evin kapısının açıldığını duydum.''Babam.'' Diye sayıkladım.
''Ben geldim.'' Dedi babamın kadifemsi sesi kulaklarıma doldu.

Salondan koşup kapıya yöneldim.
''Baba biliyorum hiç mantıklı değil ama bir kavga oldu ve bende onları buraya getirdim.'' Diyorum hemen durumu toparlayıp.
Babam ne olduğunu anlamadı başta kapıda ki erkek ayakkabılarına baktı hayretle. Ve salona yöneldi.
''Burası hastane mi?'' Dedi sesinde ki öfke korkmama yetmişti.

Babamla her zaman iyi anlaşırdık. Hele annemin ölümünden sonra daha da kenetlenmiştik bir birimize. Beni hiç kırmamıştı. Bende onu... Her işimde ona danışırdım. Adeta el rehberimdi.
Belki biraz sinirliydi ama her zaman anlayışlıydı.
Ve şimdi öfkeden alev alev yanan yaşlı gözlerine baktım.
''Yardıma ihtiyacımız var.'' Diyebildim.
Babam aniden ceketini çıkartıp gömleğinin kollarını sıvadı.
''Kai iyi gözükmüyor baba ilk onunla ilgilen.'' Dedim. Babam çantasından stetoskop çıkartıp Kai'nin acıyla inip kalkan göğsünü dinledi. Ve sonra öylece duran kolunu kaldırdı. Kai acıyla bağırınca babam bana baktı.

KONTROL Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin