Arkadaşlar bir bölüm yazdım ki sormayın gitsin. Gerçekten önce ki bölümün çok iyi olmadığının farkındayım bende oturdum hemen yeni bir bölüm yazdım. Bu bölüm için çok uğraştım çok düşündüm. Umarım beğenirsiniz. Geçen bölüm için üzgünüm. Bakalım telafi etmeye çalıştım. OY VE YORUM Bekleyin. Çok heyecanlıyım.
Güneş ağır ağır batarken odam yine tuhaf bir sessizliğe büründü. Son iki gündür duyduğum seslerden birisi kendi ağlama sesim diğeri Hwa Young'un yemek yiyecek misin sesi birisi de arada bir Tae Sun'un ağlamalarıydı.
Galiba kafayı yememe ramak kalmıştı. İki gündür asla uyumamıştım. Uçağım hafta sonuydu. Okula gitmem gerekiyordu! Lu-Han'la konuşmam gerekiyordu.
En azından gideceğimi bilmeliydi. Eun Mi, defalarca kez beni aramıştı. Okula gelmeyince merak etmişti. Üstelik Kai ve D.O'da her gün mesaj atıp arıyorlardı. Ama onlara geri dönemiyordum. Ne diyecektim? Ne? Türkiye'ye geri dönüyorum diyemezdim ki...Babam bir kez olsun gelmemişti yanıma. Gerçekten iki gündür şu yataktan çıkmıyordum. Artık ağlamaktan gözlerimin içi kurumuş gibiydi.
Bu sırada kapım çalındı.Artık gir ya da girme gibi komutlar vermiyordum. ''Ha-Na benim Hwa Young.''
Ondan başkası olamazdı zaten. Sessizce gelip yatağımın köşesine oturdu.
''Bizimle yemek yemek ister misin?'' Diye sordu. Başımı hafifçe olumsuz anlamda salladım.
''Peki odana yemek getireyim mi?'' Yine aynı tepki...
''Ha-Na böyle kendine yazık ediyorsun.''
...''Baban çok üzgün Ha-Na! Senin gitmeni gerçekten istemiyor.'' O böyle söyleyince yine bir ağlama nöbetine girdim.
Hwa Young sessizce saçlarımı okşadı. ''Ama sana çokta kızgın. Bir türlü affedemiyor. Yani belki ben konuşsam-''
''Hayır!'' Dedim günlerdir ettiğim ilk kelime bu olmuştu. O kızına güvenmedi... O Ha-Na'sına güvenmedi. Gerçek ne olursa olsun! Fotoğraf nasıl çıkmış olursa olsun!
Beni dinlemeliydi...''En azından okula git. Bu şekilde olmaz.'' O haklıydı. Okula gidip onlarla vedalaşmam gerekiyordu. Hem belki Lu-Han'ı da görürdüm.
Şu vaziyette hala nasıl onu düşünürdüm?
''Okula gideceğim.'' Dedim. Hwa Young tebessüm etti. ''Hazırlan hadi. Sehun ile birlikte gidin.''
''Gerek yok. Kendim giderim.''
Hwa Young bir şey demeden odamdan çıktı.Bende iki gündür şu yataktan sadece tuvalete gitmek için kalktığımı hatırladım. Artık ayaklarım uyuşmuştu.
Odam da duran boy aynamın karşısına geçtim. Sanki iki günde kilo vermiş gibiydim. Yanaklarım ve göz çukurlarım içine çökmüştü.
Hemen gidip duş aldım ve formalarımı giydim.Hazır olunca sessizce odamdan çıktım. Babam evde değildi!
Hwa Young'a da veda edip, bisikletime atladığım gibi okula gittim.Okula gelmediğim ne kadar uzun bir süre olmuştu böyle. Kendimi o kadar halsiz hissediyordum ki...
''HA-NA!'' İşte Eun Mi bana doğru geliyordu. Karşımda durur durmaz boynuma atladı. ''Nerelerdeydin sen? Öyle merak ettim ki... Evine gelecektim bu günde gelmeseydin. Sehun gıcığı da gelmiyordu kaç gündür.''
O böyle söyleyince hayretle yüzüne baktım. Sehun niye gelmiyordu ki?
Doğru ya Eun-A ile aralarında bir şeyler var gibiydi. O da benim gibi yıkılmış olmalıydı.
''Peki ya Lu-Han?'' diye mırıldandım.''Tanrı aşkına o da gelmiyor! Topluca okulu bırakma kararı mı aldınız?''
Başımı hayır anlamında salladım.''Ayrıca söylemeden edemeyeceğim berbat gözüküyorsun. Bu gözlerinin hali ne? Lu-Han'la kavga mı ettiniz?''
''Eun-Mi!'' Diye durdurdum onu. Ona söylemeliydim. Gideceğimi söylemeliydim.
''Ne? Ne oldu? Niye öyle hüzünlü bakıyorsun?''
''HA-NA!'' Bu sırada kulaklarıma D.O'nun sesi doldu.
''Selam.'' Dedim hiçbir şey olmamış gibi. D.O öfkeyle bana baktı. ''Nerelerdeydin? Çok merak ettik seni.''
''Merak etmeyin çocuklar iyiyim. Hadi sınıfa gidelim.'' Dedim söyleyeceklerimi unutarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KONTROL
FanfictionÖfkenin aşk ile kontrol edildiği bir hikaye... Bir kurt düşünün dönüşmemek için kendisinden güçsüz bir kıza tutunan ve bir kız düşünün ilk kez yaşamaya değer hisseden... İşte aşk bir kez daha her şeyden daha güçlü olacak. Fantastik bir dünyanın iç...