KONTROL

KURTBOĞAN Bölüm 33

Arkadaşlar,yepyeni bir bölümle geldimmmm. Haydi okuyun çok heyecanlıyım. Uğraştırdı bu bölüm beni. Hemen yorum ve oy bırakın lütfen sizi seviyorum...

   ''Hadi gidelim.'' Dedi Eun Mi yerinden fırlayarak. ''Yapma Eun Mi inanmıyorsun değil mi bu tip şeylere?'' Gae Um ile Eun Mi gözlerini bana dikmişlerdi. Öfkelerini hissedebiliyordum!

Hayır, bu zamana kadar hiç yanılmamıştım. Ben bir şeye bulaşmayalım dediysem bulaşmamız gerekiyordu. ''Her kız fal baktırır ne var bunda?''
''Çin falı denen zırvalığı ilk kez duydum ama.''
''Çin falı asla yanılmaz.''
''Yapmayın kızlar kim geleceği bilmek ister ki?''
''Ben!'' Dedi ikisi de aynı anda. ''Tamam!'' Dedim sonunda pes edip. Aynı anda birbirlerine high five yaptılar.

Geldiğimiz Seul'un merkezindeydi aslında. Hatta dışarıdan bakıldığında hoş bir kafeydi burası. İnsanların sık uğradığı bir mekandı belli ki! İçeriye girince Eun Mi ile ben bir masaya oturduk. GAe Um ise sessizce garsona bir şeyler fısıldadı ve sonra yanımıza geldi.
''Şu an müşterisi varmış, birazdan bizi alırmış!''
''Bakın bu ilk ve son!'' İkisi de başlarını hızlı hızlı salladılar. Yaklaşık bir on dakika sonra garson bizi tek tek çağırmaya başladı. İlk giden Gae Um oldu. Geri döndüğünde gayet mutlu gözüküyordu. Eun Mi gittiğinde merak edip ''ne dedi'' diye sordum. ''Zengin bir kocam olacakmış.'' Dedi gülümseyerek. Bu beni şaşırtmamıştı elbette.

Gae Um döner dönmez garsonun işaretiyle bende ayaklandım. Kafenin mutfağının arkasında bir yol daha vardı koridordan ilerleyip sağa döndüğünüzde sizi neredeyse karanlık bir oda karşılıyordu. Loş, kırmızı ışıklarla aydınlatılmış bu oda korkutucu olması için değişik objelerle süslenmişti. Küreler, kuru kafalar... Bu beni korkutmuyordu elbette.
''Gel kızım.'' Dedi bir kadın sesi. Kafamı kaldırıp baktığımda yaşlı bir teyzenin eliyle beni çağırdığını gördüm. Odanın dibinde ki bir masaya oturmuş öylece duruyordu. Ağır ve kendimden emin adımlarla onun yanına gittim. ''Otur.'' Dedi eliyle bana karşısında ki sandalyeyi gösterip. Başımla onu onaylayıp karşısına oturdum. Kadın siyah örtülü masanın üzerine elinde ki kartları serdi. Tarot falına benziyordu tıpkı. ''Üç tane kart seç.'' Diye buyurdu kadın bana.
Onun yaydığı kartlardan üç tanesini rast gele seçtim. Nedensizce içim ürpermişti bir an.
Kadın bana manalı manalı bakıp gülümsedi.

Seçtiğim kartları tek tek açarken bir şeyler mırıldandı. İlkini açtıktan sonra ''aşk'', ikincisini açtıktan sonra ''aile'' ve üçüncüsünü açtıktan sonra da ''yaşam çizgisi'' diye mırıldandı. İlk ikisini anlamıştım ama yaşam çizgisinden kastını anlamamıştım. Sessizce ne yaptığını izledim. Doğrusu çokta inanmıyordum bu yaşlı kadına. Ne bilebilirdi ki?

''Aşk!'' Dedi bu kez yüksek sesle kartı çevirirken. Yüzüne baktım çaresizce. Aşk hayatımın yolunda gitmediğini biliyordum acaba ne diyecekti?

Onun da yüzü bir anda buruştu. İşte bu beni korkutmuştu. ''Bir canavar var burada.'' Dedi birden. Onun yüzüne baktım, göz bebekleri büyümüştü. ''Tehlikeli... Kana susamış.''
''Ne?'' Diyebildim.

''Sevdiğin adam... Zor birisi! Karmaşık... Tehlikeli gibi ama senin yanında bambaşka.''
Doğrusu şimdi dikkatimi çekmişti. ''Sana çok aşık.''
Bu hoşuma gitmişti. ''Ama mutlu değilsiniz.''
Kafamı istemsizce sallamıştım. ''Mutlu olamayacaksınız.'' Dedi birden. ''Ne?'' Dedim öfkeyle.

''Sana çok bağımlı, bir anne gibisin onun için. Onun coşkulu dalgalarını dindiren bir nedensin. Sensiz yapamıyor. Sensiz bir adım atamıyor.''
''Zaten sizi bitiren de bu olacak.''
''Anlamadım!'' Dedim.
''Sen bittiğinde o da bitecek!''
''Nasıl yani?''
''Ölümün onun yüzünden olacak ve sen öldüğünde o da yaşayan bir ölü olacak!''
''HAYIR!'' Dedim birden yerimden fırlayıp elimi istemsizce masaya vurmuştum. Kadın sıçramıştı korkuyla.
''İnanmıyorum sana da falına da!'' Dedikten sonra kartları elimin tersiyle yere savurdum ve dışarı çıktım. O kadar sinirliydim ki... Burnumdan soluyordum adeta. Kızlara el salladıktan sonra kafeden dışarı çıktım. Ama Eun Mi beni yakalamıştı. ''Ne oldu?''
''Bir şey yok!''
''Ha-Na!'' Dedi beni durdurup. ''Yok bir şey Eun Mi. Eve gidiyorum.''
''Yapma kızım ya.''
''Bir daha beni sakın böyle saçma sapan şeylere karıştırmayın.'' Diye hırladım birden. Zavallı Eun Mi geriye sıçradı ve üzüntüyle bana baktı.
''Peki görüşürüz.''
...