Aşkı öldürebilir misin? Bölüm 6

779 59 3
                                    


Hayatımda ilk kez işe yaradığımı hissediyordum. Birileri için iyi işler yapıyordum. Ve bunun için özel bir çaba sarf etmiyordum. Lu-Han benim sayemde sakindi. Yüzümde kocaman bir gülümsemeyle yataktan kalktım. Lu-Han hala kalkmamıştı. İşaret parmağımda tuhaf bir uyuşukluk vardı. Ne zaman bu konuma geldiğimizi hatırlamıyordum ama hoşuma gitmişti. Onu uyandırmadan üzerimi değiştirip mutfağa gittim.
Diğerleri de hala kalkmamıştı.
Sessizce dolaptan çıkardığım bir şeyleri hazırladım.
''Günaydın.'' Sesiyle irkildim.
''Kai günaydın. Nasıl oldun?'' Dedim endişeyle.
''Çok iyiyim. Sen nasılsın?'' Dedi eliyle belimi işaret edip.
''Geçti bile.''

Lu-Han geldi aklıma onun sayesindeydi. '' Her şey için teşekkür ederim Ha-Na. Baban benimle çok ilgilendi ve elbette sende.''
''Teşekkür etme. Babam sonuçta bir doktor ve biz de arkadaşız.''

Kai sıkıntıyla yanıma geldi ve tezgahın başına dikildi. Bir şeyler geveliyordu ağzında.
''Arkadaş demişken sana bir şey söylemem gerek.''
''Ne gibi?''
''Biz arkadaş mıyız Ha-Na?''
''Elbette. Bunu sorgulatacak bir şey mi yaptım?''
''Evet.'' Dedi birden. Kestiğim taze biberleri bırakıp endişeyle ona bakıyorum. Ne yapmıştım ki?
''İstemeden kırdıysam-''
''Bu öyle bir şey değil.'' Dedi hemen.
''Ne oldu Kai?''
''Dün benim için bir tekme yedin.''
''Evet, ama bunun konumuzla ilgisi ne?''
''Kaç kişi bunu normal bir arkadaşı için yapar?''

''Ne demek istediğini anlayamıyorum.'' Dedim kafam karışmıştı. Onun dağılmış yüzüne baktım. Hala iyi gözüküyordu buna rağmen. Ama gözlerini benden kaçırıyordu.
''Demek istiyorum ki sen benim için bunu göze aldıysan biz arkadaştan da öte değil miyiz?''

''E canım sende benim için bunu göze aldın değil mi? Bu normal bir şey.'' Dedim konunun nereye gittiğini çözemedim.
Kai derin bir nefes aldı.
''İşte onu diyorum ya ben senin için bunu göze alırım çünkü ben - ben ve sen- şey yani ben seni-''

''Günaydın.'' Diyor içeri giren Lay onun sözünü kesip.
Konunun nereye gideceğini anlamıştım. Kai dudaklarını ısırdı. Ben utançla biberleri kesmeye devam ettim.
''Neyse.'' Dedi ve içeriye geçti. Lay dağılmış üstü başıyla bana baktı. ''Yanlış bir şey mi dedim?''

''Sen ona bakma.'' Dedim bende elimde ki bıçağı savurup. Lay hafifçe geriye kaçtı.
Ve arkasından Lu-Han'ı gördüm. O zaten küçük bir çocuk gibi görünürdü ve şimdi yataktan kalktığı gibi gelmişti. Gür, sarı saçları her yana dağılmış gözlerini zor açıyordu. Onu görünce gülümsedim.
''Günaydın.'' Dedi esnerken ağzını kapadı.
''Günaydın sarışın.'' Dedi Lay'de ona.
Lay'e tuhaf gözlerle baktı.
''Hadi kahvaltıya.'' Dedim onları masaya çağırıp.
Nihayet herkes sapa sağlam bir araya gelebilmişti. Herkes iştahla bir şeyler atıştırdı. Okul saati yaklaşınca hepimiz toparlanıp giyindik. Ama hepimizin formaları berbat haldeydi. Ben dolapta duran yedekleri giydim. Diğerlerinin yanına gidip onlara baktım. Lay, Suho'nun gömleğine bir şeyler yapıyordu.
''Bu günlük idare edin.'' Dedim.
Suho sıkıntıyla iç geçirdi.
Ve o gün ilk kez okula birlikte gittik. Tuhaf bir sessizlik vardı aramızda. Kimse dünkü adamların kim olduğunu merak etmiyordu. Sanki yoldan geçen birisi bize saldırmış gibiydi.
Kai düşünceli gözüküyordu. İlk kez bu kadar sessiz görmüştüm onu. Lu-Han'da her zaman ki gibi sessizdi. Ama bir şeyler düşünüyordu belli ki gözleri dumanlıydı.

Ve olanların üzerinden neredeyse bir hafta geçti.

Kai tam bir haftadır her gün beni evin önünde bekliyordu. Çıkışta da hep birlikte dönüyorduk. Bundan rahatsızlık duysam da güvende hissettiriyordu. Lu-Han varla yok arasındaydı. Sinirlenmiyordu hiç. Ama bunun dışında da pek bir tepki göstermiyordu. Eskisinden daha az konuşur olmuştuk. Sanki benden yavaş yavaş kopuyordu.
Onun için özel hiçbir yanımın olmadığını hatırlatmak ister gibiydi bana.

KONTROL Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin