Yine yağmurlu bir günün tam ortası... Islanan insanlara bakıyordum. Yağmur fazla saftı, azdı bu insani günahları temizlemek için. Ve fazlaca kusursuzdu böyle bir gün için.
Tam üç ders olmuştu. Lu-Han gelmemeye kararlıydı galiba.
''Onu mu bekliyorsun?''
Kai'nin sesiyle irkildim.
Başımı hayır anlamında salladım.
''Gelmeyecek gibi.'' Diye ekledi.Bu sırada gözüm kapıdan içeriye giren Lu-Han'a takıldı. Nihayet gelmişti. Ama yüzünde hiç biri ifade yoktu. Ve dün hiç yaşanmamış gibi beni hiç tanımıyor gibi davranmaya niyetliydi. Geçip sırasına oturdu. Yüzü sapsarıydı. Hasta olduğunu anlamıştım. Nesi vardı acaba? Tam hareketlenmiş yanına gidiyordum ki Kai bileğimden yakaladı.
''Onun üzerine çok gitmiyor musun? Henüz dün tanıştınız.''
''Biliyorum.''
Kai'nin yüzü tepkisiz kaldı. Tek yaptığı dudaklarını açıp kapamak oldu. Anladığım kadarıyla söylemek istediği içinde kalmıştı. Ellerini göğsünde birleştirip sessizliğe gömüldü.Ders başladığında gözüm hala Lu-Han'ın üzerindeydi. O ise kafasını sıraya koymuş uyuyordu.
Birden sırasından kalktı. Masasında ki kalemler yere saçıldı. Sapsarı olmuş yüzüne baktım. Berbat gözüküyordu.
''Sorun ne Lu-Han?''Diye sordu matematik öğretmeni.
''İyi hissetmiyorum çıkabilir miyim?'' Dedi sesi çatlak çıkmıştı.Öğretmenin bir baş hareketiyle uçarcasına sınıfı terk etti.
Nesi vardı? Dün gayet iyiydi.
Bir süre endişeyle gözümü kapıya diktim. Gelmeyecekti anlaşılan.
Lu-Han'ı birden sınıfın koridora açılan camlarından birisinde görüyorum. Benimle göz göze gelince gözleri büyüdü ama rahatlamış gibi gözüküyordu. Eliyle çantasını gösterdi . Haplarını almamı söylüyordu anlaşılan. Onu başımla onayladım. Çantasını kimseye çaktırmadan alıp içinden hap kutusunu çıkarttım ve cebime koydum.
''Dışarıya çıkabilir miyim?'' Dedim ayağa kalkıp.''bu gün neyiniz var?'' Diye söylendi öğretmen. Bu sırada sınıfı terk ettim.
Sınıftan çıkınca koridorun ortasına çökmüş Lu -Han'ı gördüm. Kollarımda ve bacaklarımda bir güçsüzlük hissi vardı. Korkuyla yanına çöktüm.
''Lu-Han!'' Sesim korku dolu.
''Lu-Han iyi misin?''
Öne doğru eğildi. Midesini tutuyordu. Kusacak gibiydi. Hiçbir insanın yüzünün bu kadar sarı olacağını düşünmemiştim. Ellerim titriyordu ve yine kalp atışlarım hızlanmıştı.
Lu-Han'ın omuzlarına yapıştım.
''Ambulans çağırmamı ister misin?''
''Lu-Han!''
''Lu-Han!'' Sesim hastalıklı bir şekilde kendisini tekrar ediyordu. Ve kollarımda tuhaf bir halsizlik oluştu.''Hadi kalk beni endişelendiriyorsun.''
Lu-Han'ın saçları terden sırılsıklam olmuştu.
Ellerimle saçlarını geriye ittirdim. Vücut ısısı normalden çok daha fazlaydı.
Gözlerini tam anlamıyla açtı.
''Ambulans olmaz. İyiyim ben.'' Dedi sesini ben bile zor duyuyordum.
Ayağa kalkıp yürümeye başladı. Ama sürekli sağa sola sallanıyordu. Kolunu omzuma doladım ve beline sarıldım.
''Nereye gittiğini sanıyorsun?'' Bedeninde tuhaf bir ateş vardı.
''Beni kimsenin göremeyeceği bir yere götürür müsün?''Onu yavaşça asansöre götürdüm. Normalde asansörü öğrencilerin kullanması yasaktı. Ama kimse görmeden bunu yapabilirdik. Ve en üst kata çıktık. ''Teras.''
Kimse bu havada buraya gelmezdi. Yağmurdan ıslanmıştı her yer. Ama temiz hava ona da iyi gelecekti. Bu düşünceyle onu büyük tentenenin altına bıraktım. Midem stresten iki büklüm olmuştu. Ve Lu-Han tahmin ettiğimden daha ağırdı bu yüzden omuzlarım yine gerilmişti.
''Neyin var? Senin için ne yapabilirim?'' Dedim tekrar.
''İlaçlar.''
İçinden bir tanesini çıkartıp ona uzattım.''Su getirmeyi tamamen-''
Ama o bu sırada elimden diğer hapları çekip aldı.
Ve diğerlerini tek tek çıkartıp en sevdiği şekeri yermişçesine ağzına attı.
''Lu-Han!'' Diye bağırdım yaptığının şokuyla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KONTROL
FanfictionÖfkenin aşk ile kontrol edildiği bir hikaye... Bir kurt düşünün dönüşmemek için kendisinden güçsüz bir kıza tutunan ve bir kız düşünün ilk kez yaşamaya değer hisseden... İşte aşk bir kez daha her şeyden daha güçlü olacak. Fantastik bir dünyanın iç...