1
Sabah kapımın çalmasıyla gözlerimi araladım, dün geceden mesaj attığım Seda gelmiş olmalıydı. Yorganımı üzerimden atarken, soğuğun tenimi yalayıp geçmesine izin verdim. Hava çok soğuk değildi ama yatağımın içi çok sıcaktı. Yalın ayaklarımın zeminde bıraktığı tok sesler eşliğinde eski evimin duvarlarını izleyerek dış kapıya ilerledim. O küçük bölmeden kim olduğuna bakma gereksinimi bile duymadım. Aylardır Seda'dan başka gelen kimse yoktu.
Kapıyı açtığım da her zaman ki gibi neşeli yüzüyle karşıladı beni.
''Mesajını aldım, önemli bir şey mi oldu.'' Yüzüne ifadesizce baktım, içeri buyur etmeme yoktu zaten burası onun evi gibiydi. Ayakkabılarını çıkarıp içeri girdiğin de deri koltuklarıma ilerledi. Oturdu.
Çıkan sese gülümseyerek onun yanına oturdum.
''Gülümsüyorsun, aylardır.. Bu tuhaf.'' Derin bir nefes aldım çünkü anlatacaklarım ona çok saçma gelecekti.
''Senden bir şey rica edeceğim abla.'' Öz ablam değildi ama ona abla dediğim zaman ne kadar kızsa bile beni sonuna kadar dinliyordu.
''Et ablasının gülü!'' İçine dolan garip enerjiyi istemeden bana da yansıtıyordu ama kaldıracak halim yoktu. Aylardır yataktan çıkmasam da o kadar yorgun hissediyordum ki kendimi.
''Şimdi anlatacaklarıma çok kızacak olsan da bitirene kadar bekle. Senden tek isteğim bu.'' Başını bir kez olumlu anlamda bir aşağı bir yukarı salladı.
''Polisi bekledim, aylardır bekliyorum. Sende biliyorsun, ama hiç bir şey bulamıyorlar Seda.. Beynim de bir böcek var. Üzerini kapattığım bütün çocukluk travmalarımı ortaya çıkarıyor istemeden.'' Yutkundum, soluklandım. Aklıma doluşan düşünleri kış kışladım.
''Kendime gelemiyorum, kafanın içerisinde kocaman bir böceğin olması nasıl bir his biliyor musun?''
''Bilmiyorum bir tanem ama her zaman yanındayım..'' Ellerini ellerime uzattığın da kendimi geri çektim.
''Sadece dinle, lütfen.'' Ağzına fermuar çeker gibi eliyle bir işaret yaptı ve sustu.
''Seda, uykuyla uyanıklık arasında olan o arafta yaşıyorum. Dışarı her çıktığım da gülen insanları görüyor, neden onlar mutlu bu haksızlık diye düşünüyorum.'' Umarsızca bir nefes saldım dışarı en sesli olanından.
''Çok uykusuzum, insan çok fazla uyumayınca ne oluyor biliyor musun? Gördüğün şeylerin gerçekliğinden emin olamıyorsun.'' Elimi saçlarına uzatıp biraz oynadım.
''Bu gerçek mi emin olamıyorum.'' Bakışlarım tuhaftı. Bende farkındaydım ama elimde değildi.
''En kötüsü de gerçek olmadığını bildiğin şeylere bile tepki veriyorsun, tıpkı korku filmi izlediğin de korkman gibi..''
Gözlerimi ondan başka şeylere odakladım çünkü birazdan ağlayacaktım.
''Ümit benim için bir aşktan fazlasıydı. Benim için geçmişte ki yaraların ağrısını geçiren bir merhem gibiydi.'' Aniden koluna dokundum. Korktu, çünkü tuhaftım.
''Bütün kemiklerinin kırıldığını düşün, bir ilacın var ve ağrılarını azaltıyor. Sonra bir gün ilacını senden alıyorlar.. Hemde zorla!''
Omuzlarım çöktü.
''Ve sen ağrılarınla baş başa kalıyorsun.''
''Baş başa değilsin birtanem, ben varım.'' Gözlerimi ona odakladım, o mesajı almıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Acı Hissetmek İster
Teen FictionTenine aşık siyah kumaşa, Ölüme olan sadık aşkına.. O acımasız, o cani. O bir kız.. Ve intikam yolunda, avıyla yan yana.. Onların ki biraz garipti, biten iki kitabın devamıydı sanki. Mavi umutların, siyah sonuçları gibiydi. Bir ışık, bir karanlık de...