2.3

345 32 10
                                    


25. Bölüm

''Güvenmek kolay mıdır dostlarım? İnsanlara güvenmeyenleri anlarım, ama insan kendine olan güvenini kaybederse.. Kelimeler yetmez.''

Uçurum, bir uçurum ne kadar derin olabilir.. Ya manevi uçurumlar, en derinleri onlar değil mi zaten? Sizi içine düştüğünüz de öldürmez onlar, içlerine düşerken öldürür. Yere çakılmak için dua ettiğiniz o uçurumlardandır onlar...

Yere çakılmak istiyorum! En sert şekilde vücudum parçalara ayrılırken hızlı bir ölüm gerçekleşsin etten ibaret ruhsuz bedenimde. Yada yukarı çeksin biri beni.. Süzülmek yerine kendimi zorlaya zorlaya tırmanıyım yaşama... Öylece bir boşluğun ortasın da düşüyorum durmadan.

Sevgiye aç, aşka susamış... İlgi özlemi çeken bir çocuğum ben.

Düşünüyorum da babasızlık mı daha kötüydü, baban varken babasız olmak mı? En azından nefes aldığını bilmek bile yeter der, babasını kaybetmiş çoğu insan. Oysa ki beni severek ölen bir babayı tercih ederdim, beni yerlerde süründürenin aksine.

Kapının ani sesiyle yerimde sektim, çok ses çıkmasa da kapının hemen yanın da beklediğimden ister istemez korkmuştum. Yavaşça araladım çelikten kapıyı.

''Bir sorun mu var gece gece çağırdın?'' Üstü başı dağınıktı, genelde çıplak uyuduğundan fark etmese de gömleğinin tekini yanlış iliklemişti. Ben daha cevap veremeden, içeri adım atarak kapıyı omzuyla kapadı.

Çenemi nazikçe avucunun arasına alarak başımı yukarı kaldırdı. Dikkatle süzüyordu yüzümü.

''Bunlar ben giderken yoktu.'' Hızla başımı sağa çekerek yukarı yöneldim. Merdivenlerin her basamağın da daha yeni yeni hissettiğim sızılar saplanıyordu bedenime.

Peşimden geldiğini bildiğimden arkama bakmadan odama girdim. Yatağa oturdum.

''Sana soruyorum, nasıl oldu bu yaralar?'' Israrla bana anlattıracaktı, ama şimdi Şeymayı ele vermek istemiyorum. O adamı rahatlıkla bulup rahatlıkla konuştururlardı.

''Evime biri girdi, biraz kavga ettik.'' İnanamazca gülerek, bana doğru yaklaştı.

''Adamın üzerine mi saldırdın?'' Başımı olumlu anlamda salladım. Gülerek arkasını dönüp, içeri geçti. Bense öylece bekledim oturduğum yerde, aslın da Kuzey'i çağırmamın sebebi yalnızlığın beni ürkütmesiydi. Bedenimde ki karanlık yanlış şeyler için bana fısıldadığın da artık yanlış şeyler yapmak istemediğimi fark etmiştim.

Oysa ki savaş ilan edecektim, ama bunun için büyük bir hedef belirliyordum kendime.. Büyük bir kötülüğü kökünden halletmem için zamana ihtiyacım vardı..

Odaya tekrar girdiğin de elinde ilk yardım çantası vardı. Özellikle aldırmıştı onu biliyordum.

''Manyak mısın kızım sen? Evine hırsız giriyor, sen saklanmak yerine adamın üzerine saldırıyorsun.'' Azarlayıcı ses tonunu umursamadan öylece ona baktım. Ne hissetmem gerektiğini bilmiyordum. Aklım da onlarca çukur varken benim ayağım Rümeysa nın açtığı çukura takılı kalmıştı. Rümeysa uyanınca planımı dinleyip, yardım etmek ve etmemek arasın da kaldı. Adamın nasıl bir şerefsiz olduğunu duyunca yardım etmek istese de insanlara zarar vermenin ona göre olmadığını söyledi. Bana güvenmediğini, sırrımı normalde olsa saklamayacağını ama nişanlısı için bu vicdan azabına katlanacağını da belirtti.

Yerde ki kırıklara dikkat ederek yatakta yanıma oturdu. Yüzümü kendisine çevirdi..

''Rümeysa nerede bu arada?'' Al işte! Götüne girsin Rümeysa, hayır bu kader bana oyun mu oynuyor yüzüme yaptıklarımımı vuruyor anlamadım!

Acı Hissetmek İsterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin