22. bölüm
''Ağlayarak uyandığınız, sizi üzüp etkileyen o rüyalar hiç unutulmaz. Peki hiç gülerek uyandınız mı? Cevap evetse niye hatırlamıyorsunuz?''
Saatlerdir aynı şeyi söylemekten hiç sıkılmamıştım, saatlerdir Kuzey'in göğsüne başımı yaslamış aynı şeyi söylüyordum. Evde ki yatağa uzanmış o saçlarımı okşarken, ben sürekli Ümitten bahsedip duruyordum. Yaşadığım şok en azından geçmişti, ama hüzün gölgem gibi yapışıktı bedenime. Vazgeçemiyordum gölgemden.. Derince bir nefes çekip, hissedemediğim ciğerlerime, geri saldım oksijeni odanın gölgelerine..
''Hayat ne garip, değil mi Kuzey?'' Kuzey saçımı okşamaya devam etti yavaşça, başını salladı bir aşağı bir yukarı.
''Hayat herkesi domaltıyor Cüce.'' Güldüm, alayla değil burukça güldüm her zaman ki gibi..
''Bu hayat, niye beni orospusu yapıyor o zaman?'' Yavaşça yataktan kalktı, yorganı açıp sıcak havaya inat içine girdi tişörtünü çıkararak.
''Öyle şeyler söyleme, sana yakışmıyor.''
''Peki, yakışıklı...'' Onun gibi altımda serili olan yorgan nedeniyle, kalkıp açarak tekrar içine girdim.
''Ağlayınca niye uykusu gelir insanın.'' dedim, sessizce soluklarını ninni misali dinlerken.
''Ağlarken ruhu boşalır insanın.'' dedi, yavaşça gözlerini kapatırken.
****
Telefonun sesi kulağımın içine açıkça ederken, gözlerimi hafifçe aralayıp hala öküz gibi uyuyan Kuzey'e baktım. Elimi sağıma uzatıp, telefonu alarak açtım.
''Efendim Seda?''
''Neredesin?'' Sesinde ki endişe beni oldukça ürkütmüştü. Tedirgince yerimi söylemek yerine nedenini sormayı daha mantıklı buldum.
''Ne yapacaksın?'' Tersler gibi çıkan sesime engel olamazdım, sonuçta kaçırılmıştım, sevgilimin bana evlenme teklifi edeceği gün öldürüldüğünü öğrenmiş, öldüren katilin de evime rahatça girip çıkabildiğini anlamıştım.
''Önemli bir mevzu var. Sana geliyorum.'' Gene cevap beklemeden kapattığın da Kuzey'in hala yarı çıplak yanımda uyuduğunu fark ettim.
''Kuzey!'' Elimle omzunu dürttüğüm de omuz silkerek uyumaya devam etti.
''Kuzey, kime diyorum kalksana!''
''Ne var.. İki dakika rahat ver be kızım!'' diye söylendiğinde sesinin oldukça şirin çıktığı inkar edilemez bir şeydi.
''Seda buraya geliyor.''
''Ne olmuş?'' bana doğru döndüğün de hala gözlerini açmamıştı. Şirindi..
''Bizi böyle görürse yanlış anlar, hadi giyin git.'' Gözlerini açıp garip garip bana bakmaya başladı.
''Paramı da koydun mu masanın üzerine? Bu ne lan orospu gibi muamele görüyoruz.'' Azıcık alay sezdiğim de uykulu sesin de gülümsedim.
''Gülme, komik değil. Ulan genelde ben kızlara sabahları, 'hadi giyin de git' derdim. Şimdi bi' garip hissettim.''
Omzuna vurdum birazcık kendine gelsin diye.
''Kuzey hasta mısın? Komik tarafından kalktın herhalde.. Gitsene olum, bak paranı da veriyorum.'' dedim, dün uyuduğum pantolonun cebine elimi atarak. Cebime gelen parayı çıkardım.
''Yeter mi bu kadar?'' Gözlerini kısarak ters ters baktı, güldüm.
Tişörtünü üzerine geçirdiğin de, bakışlarını bana delici şekilde fırlatarak odadan çıktı. Bende kıyafetlerim üzerimde olduğundan, banyoya yol adım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Acı Hissetmek İster
Novela JuvenilTenine aşık siyah kumaşa, Ölüme olan sadık aşkına.. O acımasız, o cani. O bir kız.. Ve intikam yolunda, avıyla yan yana.. Onların ki biraz garipti, biten iki kitabın devamıydı sanki. Mavi umutların, siyah sonuçları gibiydi. Bir ışık, bir karanlık de...