2.6

340 25 4
                                    


28. Bölüm

''Kimsesizim ben. Çocuk olmaya geç kalmış, büyümek için erkenden yaşlanmış kız.

İlgiye muhtaç bir kızım ben, delicesine sevilmek isteyen ve delirmişcesine seven.''

Kaybediyorum, evet kaybettim. Yavaş yavaş, sarılmaya alıştığın insanı kaybedince kollarım acıdı. Sevmeye alıştığım insanı kaybedince kalbim, öpmeye alıştığım insanı kaybedince dudaklarım ve bakmaya alıştığım insanı kaybedince gözlerim acıdı.

Çok acıdı, öpmek, sevmek, sarılmak tekrarlanabilen şeylerdir. Ama bakmak, gözlerim kör olsaydı da bir daha göremeseydim. Ancak kara toprak onu almasaydı...

Ben kimsesiz bir kızım, siz okuyanlar ve okumamayı tercih edip atlayanlar. Ben kimsesiz bir kız çocuğuydum. Ne bir arkadaşım oldu, tutunabileceğim. Ne ailem.. O kadar yalnızdım ki ölüyordum, yavaş yavaş ölüyordum.

Çığlıklarım dilimin altında yuvarlanarak mideme dolarken, ben ölüyordum. Yalnızlıktan öldünüz mü siz hiç?

Yalnızlık sizi pençeleri arasına alıp parçalarken, etrafınız da onlarca insan oldu mu?

Bir çok tanıdığım vardı, bir sürü hemde. Ama kimse sevmedi beni. Hiç kimse..

Bu ne kadar acıtır ki insanın canını, insan çıkar insanlığından. Ne kadar zoruna gider ki insanın, vicdanı kaybolur ortalıktan?

Soruyorum size, siz sevildiniz mi?

Ben hiç sevilmedim. Nasıl bir his bilmiyorum, kendimi o kadar yalnız ve çaresiz hissediyorum ki... Bu siktiri boktan hayatta kimsenin kaybetmekten korktuğu o kişi olamadım ben.

Ben sadece bendim. Ürkütücü kız, bana böyle demekte haklılardı. İnsanlar yanıma yaklaştığın da sadece canımı yakıp gidiyorlardı. Çocukluğuma geri dönmek isterdim demeyeceğim. Çocukluğum olmadı ki benim. Sürekli sorun sürekli kavga sürekli sürekli...

Çocukluğunu anlat deseler, bağırırım. Ya da vururum.

''Bak çocukluğum bu benim!'' diyerek bir tokat indiririm karşımdakine ''Bundan ibaretim ben.''

Korkuyorum, deli gibi. Deliriyorum tıpkı bir korkak misali.

Ve ölüyorum siz okuyan insanlar ve okumaya tenezzül etmeyerek pas geçenler.

Ölüyorum ben. O kadar gencim ki ölmek için, baharın ilk haftası solar mı çiçekler? Açmam gerekirken benim, sararmış yapraklarım, kaderin koca elleri arasın da parça parça oluyor.

Babamı çok sevdiğimden ve ona benzediğimden sürekli peşinde dolaşırdım. Sevgililerine yaranmaya çalışırdım beni sevsinler de babamı benden almasınlar diye, çocukluk işte.r. Bir hata sonucu bir oğlu oldu babamın yabancı bir kadından.

Çocuktum ya, kardeş kardeş.. Evde de annem bana kalleş kalleş... Komik.

Annemin beni sevdiğine hiç inanmadım, hiç sevmedi beni. Sırf babamı seviyorum diye nefret etti benden. Aptal bir kadındı benim annem. O kadar aptaldı ki, deliriyordu. Ve delirdiğin de bizi de delirtti.

Stefan, benim baba tarafından öz kardeşim olan bu çocuk.. Babam annesini şutladıktan sonra öz oğlu olduğu için ilgilenmişti.

Çok sık görüşmezdik ama çok cana yakın davranırdı bana, ben de babam için karşılık verirdim. Gene de babam hep onu severdi. O babamın göz bebeği oldu, onun saçıyla oynadı.. Onu havuza götürdü onunla top oynadı.

Acı Hissetmek İsterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin