3.6

147 7 0
                                    


''Mahir ben Özge'nin ağabeyi olarak konuşuyorum, aynı evde kalmanız doğru değil.'' Mahir düşünceli şekilde Kuzey'e baktığın da Kuzey'in amacını anlamıştım. Bir şekilde konuya el atmam gerekiyordu çünkü son bir kaç saatte baya iyi anlaşmışlardı.

''Kuzey ağabeycim bence bir sorun yok.'' Kuzey dudaklarını birbirine bastırarak başını olumsuz anlamda salladı.

''Özge'cim sen önceden bu tarz şeylere çok önem verirdin, ben senin için söylüyorum hem saat geç oluyor.'' Mahir sonunda konuşmaya karar vermiş olmalı ki söze atladı.

''Aşkım bence Kuzey bu konuda haklı, anılarının canlanması için geçmişte davrandığın gibi davranman gerekiyor.'' Mahir'in bu sözüne söyleyecek bir lafım yoktu, itirazda etmek istemiyordum ama Kuzeyle yalnızda kalmak istemiyordum.

''Rümeysa sen kalırsın ama değil mi?'' Rümeysa güldü.

''Burası bizim evimiz, ben hep buradayım kuzum.'' Rahatlamayla karışık bir gülümseme edinirken Mahir ellerini dizlerine koyarak ayaklandı. Mahir çok yakışıklı bir adamdı, ama tabi kötü yönleri de vardı.

Mahiri kapıya kadar yolcu ettim. Tam kapıyı açtığım sırada sıkıca bana sarıldı. Ellerim boynuna dolanırken karşımda durup bana öylece bakan Kuzey o kadar değişik bakıyordu ki... İçim acıdı, öfkeyle karışık bir mutluluk. Buruk bir gülümseme yüzünde, gözleri hafifçe buğulu.. Elleri yumruk olmuş, öyle karışık bir adamdı ki, gerçi eski sevgilimse beni kıskanması gayet normaldi.

Peki Seda acaba onu kıskandığı için mi ağabeyin demişti.

Sonunda Mahir gittiğin de salona tekrar döndük. Sahte bir esneme takınarak ayağı kalktığım da ayağımı çarpmamla inleyerek geri oturdum. Kuzey telaşlı şekilde beni azarlarken Rümeysa en yakın arkadaşlara yakışık şekil de güldü.

''Neyse gençler, ben yatıyorum size iyi geceler..'' Rümeysanın ayaklanmasıyla bana göstermediği ilgiye sinirlenmiştim.

''Dursana Rümeysa, Kuzey ağabeyime odasını göster.'' Rümeysa tehlikeli şekilde güldü.

''Yemezler Özge, Kuzey senin odanda yatıyor. Ağabeyin falan da değil ayrıca.''

''Yani Kuzey beni kandırmıyor?''

''Kesinlikle kandırmıyorum, cüce.'' Gözlerimi devirerek odama çıkmak için harekete geçtim. Merdivenlere doğru ilerlerken arkamdan gelen Kuzey'in farkındaydım. Merdivenlerden yukarı çıkmaya başladığım da aklıma gelen bir kesitle aniden durdum.

''Bana evlenme teklifi edecekmiş'' Üzerime ağır derecede bir hüzün çökerken, ayaklarımın bağı çözüldü. Gözlerim aniden dolarken, ellerim titremeye başladı. Bedenimi daha fazla taşıyamazken iki güçlü kol koltuk altımdan sıkıca sardı. Ağlamam başladığın da gözlerim istemsizce kapandı.

Bedenimin havalandığını hissettiğim de karnımın alt kısmında ince bir ağrı belirdi. Bu ağrı tamamen ruhsal bir ağrıydı, farkındaydım ama engel olamıyordum.

Başım geri düşerken, Kuzey'in sesini duydum.

''Sorun yok Rümeysa, ben halledeceğim sen yatmaya git.'' Bir kaç konuşma daha oldu, dışarıyı duyuyordum ama elimde değildi. Bedenimin taşındığını hissettiğim de burnuma çok yoğun bir koku geldi.

Çocukluğumu hatırlatmıştı bu koku. Hayatımın boktan olmadan önce ki halini, cehenneme çevrilmeden önce ki cennetimi. Cennet kokuyordu. Kafamın arkasında ki keskin ağrı yoğunlaşırken bedenimin altın da rahat yatak kasılan bedenimi gevşetmişti.

Acı Hissetmek İsterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin