Kız gözlerini açtığın da burnuna direk sevmediği hastane kokusu ilişti. O kadar nefret ediyordu ki bu kokudan, uyandığı an midesi kalkmıştı.
Garip olan ise hastane kokusundan neden bu kadar nefret ettiğini bilmiyordu. Gözlerini açmadan önce düşündü, neden ve nasıl geldiğini buraya. Odada birinin varlığını keskin hisleri algılasa da kim olduğunu anlayamamıştı.
Hafızasını zorladı, nasıl gelebileceğini düşündüğün de okuduğu liseye giderken hafifçe çarpan araba aklına gelmişti, genç kız geçirdiği trafik kazası sebebiyle bu odadaydı belli ki..
Gözlerini açmak için beynine komut yolladığın da, açamadı. O kadar ağırdı ki incecik göz kapakları, hareket etmeye çalışmasıyla bedenine saplanan ani ağrılar gözlerinin üzerinde ki ağırlığı kaldırdı.
Uzun süredir ışık göremediğini akıl eden kızın gözleri ışığı gördüğün de kamaştı, ellerini güçsüz şekilde gözlerine siper etti genç Özge.
Elinin üzerine saplanmış bir kaç iğne gözüne çarptığın da midesi bulanmıştı, iğneden de nefret ederdi.
''Yavaş ol.'' dedi, beyaz önlüklü tahminen doktor olan adam kıza... Kız vücudunda ki mükemmel ağrıyla baş etmeye çalışıyordu o sırada.
Doktor ani şekilde kızın doğrulmasına yardım etti, doktor bunun yanlış olduğunu bilse de kızın ilk andan korkmasını istemiyordu.
''İyi misin?'' Başını olumsuz anlamda salladı kız, bir sağa bir sola.
''Çok ağrım var.'' çıkan sesin ondan çıkıp çıkmadığını düşündü bir süre, sesi o kadar güçsüz ve çelimsiz çıkıyordu ki.
''Hemşireyi çağırayım serumunu daha keskin bir ağrı kesici ile değiştirsin..'' Kız, o sırada küçük hastane odasını inceledi.
Çiçek, yatak yatağın karşısın da bir televizyon ve küçük bir de tuvalet olduğunu tahmin ettiği oda vardı. Özel bir hastanede olduğunu anlamak zor olmamıştı.
''İsmini hatırlıyor musun?'' Doktorun tuhaf sorusuna kız başını salladı.
''Hatırlıyorum.'' Güçsüz çıkan sesi, boğazını temizlemesiyle biraz düzelmişti. O sırada hemşire odaya girerek, kızın serumunu sessizce değiştirdi.
''Geçmiş olsun.'' dedi, gülümseyerek. Çok beklemeden de odadan çıktı. Odada olan yapılı ve yakışıklı adam yatağın yanında ki koltuğa oturdu.
Kızın gözleri hala odada ve kapı da geziniyordu. Birileri eksikti bu odada sanki, içinde koca bir eksiklikle ve boşlukla uyanmıştı kız. Odanın içerisin de birileri olmalıydı, yakışıklı birileri. Doktor da oldukça yakışıklıydı ama gözleri birini arıyordu.
''Şimdi sana bir kaç soru soracağım, kendini zorlamadan cevapla.''
''Peki..'' Kız gözlerini doktorun mavi gözlerine dikti, doktor sarışın değildi ancak esmer de değildi. Kumralın bir ton koyu saçları gözlerini ortaya çıkarmıştı sanırım.
''Hangi yıldayız?'' Kız gülmeye çalıştı, hafifçe belirgin sızıları buna engel olurken.
''Cidden soruyor musunuz? 2013 yılındayız.'' Doktorun yüzünde ki tedirgin ifadeyi hemen fark etti genç Özge, yanlış bir cevap mı vermişti?
''Adın ve soy adın ne?''
''Özge Altay.'' Doktor elinde ki kağıda bir şeyler not alıp devam etti, göz temasını kesmeden. Bu kızla o kadar ilgilenmişti ki, gözlerini böyle bakarken görmek onu etkilemişti. Genç doktor kızdan etkilenmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Acı Hissetmek İster
Teen FictionTenine aşık siyah kumaşa, Ölüme olan sadık aşkına.. O acımasız, o cani. O bir kız.. Ve intikam yolunda, avıyla yan yana.. Onların ki biraz garipti, biten iki kitabın devamıydı sanki. Mavi umutların, siyah sonuçları gibiydi. Bir ışık, bir karanlık de...