27. Bölüm
Hala gökyüzün de olmak istiyor musun? Ya gökyüzü olmak? Olma! Bulutlar, yağınca düşen damlalar kadar soğukmuş, olma. Olma gökyüzü çok uzakmış. Olma.. Güneş batıdan hiç doğmayacak ve ay doğudan kaybolmayacak. Olma.
Hala okyanusta olmak istiyor musun? Ya okyanus olmak? Göz yaşlarım kadar tuzluymuş sular, olma! Olma çok derinmiş okyanus, yüzme bilmiyorum ben. Olma. Nefesimi en fazla bir dakika tuta biliyorken, bir ömürlük soluğumu çalma! Olma..
Saçmalık, hayat tamamıyla saçmalıktan ibaret. Değişmek isteyen çok insan tanıdım ben, değişen az. Değişmek, yanlış kararlar aldırıyor insana.. Değişmek sevdiklerinden vazgeçmesine neden oluyor. Değişmek, insan neden değişmek ister? Çevresi onu buna zorladığı için, onu olduğu gibi kimse kabullenmediği için.. İntikam için.
Acı değiştirir bir tek insanı, kırıldıkça değişir insan... Yalanlar ve daha bir çok şey. Saçma.. Nefret ediyorum, bu hayattan bu hayattaki insanlardan. Kendimden.
Neden ben? Neden bütün sorunlar bana yükleniyor, neden hiç bir şey olduğu gibi kalmıyor.. Kimim ben! Kendimi bulamıyorum Tanrım yardım et! Öldürmek kolay değil, ruhumun derinlerinde bıraktığı enkazın altında çığlık çığlığa yardım diye haykıran beyazlarım var benim, kurtulamayan...
Şanslı, şans mı? Kim şanslı ki.. Ben kendimi şanslı hissetmiyorum, hiç bir konuda hiç bir zaman şanslı olmadım.
Aşk, aile, arkadaş.. Sevdiğim tek adam, ilk adam.. Onun ölüsüne dokunmak ne hissettirdi bana kim anlayabilir!
Önümde koca bir kalabalık, alkışlar gülüşler... Mutlular mı? Beyinleri alkolün kucağın da uyuşurken yavaşça kendilerini mutlu sanan ucubeler. Sesler yavaş yavaş boğuklaşırken, aklıma gelen gerçekler midemi kaldırıyordu.
Gözlerim sanki onca insanı görmüyor da, bir noktaya kilitlenmiş geçmişin damla damla düşen anıların da geziniyordu.
Kazanmıştım, özgürlüğümü mü? Ne saçma. Kuzey gözlerini gözlerime sabitlediğin de onun göz bebeklerine yansıyan geçmiş kendimden geçiriyordu beni.
Onun ölü bedeni, önüme serilmişti.. Kafasını göğsüme yasladığım da soluklarım olan solukları kesikti..
Onun kanı ellerime bulaşmıştı, ve ben insanların kanıyla örtebileceğimi düşünmüştüm.
Kolumu sıkıca kavrayan eli hissetsem bile karşılık vermeyecek kadar donuktum.
''Gidelim.'' dedi, vicdan azabımın kaynağı. Sevgime ihanet ettiren adam. Kuzey..
''Yürü hadi!'' beni çekiştiriyordu, ben de sürükleniyordum. Öylece sürükleniyordum.. Arabaya bindirdiğin de beni Ümit'in yüzü aklımdan gitmiyordu. Arabayı çalıştırdığın da ise, zamanın elinden aldıklarına bağırdı tekerlikler. Zamana çığlıklar attı.
Bana evlenme teklifi edecekti... Ölmeseydi, bana evlenme teklifi edecekti. Beni seviyordu.. İki göğsümün arasın da sıkışan bir şeyler hissettim. Yol boyunca öylece bakınıp durdum.. Belki yarım belki bir saat sonra uçurumun önündeydik..
Bana döndü, duran arabanın içinde..
''İyi misin?'' Olumsuz anlamda başımı salladım, Ümit araba yarışlarına bayılırdı.. Aklıma gelmişti işte.
''Ona dokundum.'' dedim, sessizce. Sesim o kadar güçsüz çıkıyordu ki, korkuyordum.
''Kime?'' dedi, şaşkınlıkla..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Acı Hissetmek İster
Подростковая литератураTenine aşık siyah kumaşa, Ölüme olan sadık aşkına.. O acımasız, o cani. O bir kız.. Ve intikam yolunda, avıyla yan yana.. Onların ki biraz garipti, biten iki kitabın devamıydı sanki. Mavi umutların, siyah sonuçları gibiydi. Bir ışık, bir karanlık de...