4

832 61 14
                                    

''Aslın da en zoruydu, kendi içimde siyahken etrafa renk saçmak.''

4

''Lütfen, hayır..'' dar sokakta ilerlerken gecenin karanlığını, kızıllaşmış ay ürkütücü bir şekilde aydınlatıyordu. Neye yalvardığımı bile bilmiyordum.

Sadece görmemeliydim, olmamalıydı. Haksızlıktı.. Bunu kaldıramazdım.

Sokağın sonuna ilerlerken eski botlarımın zeminde çıkardığı sesler kulağıma ilişiyordu.

Hızla alıp verdiğim nefesler, vücudumun alt kısmından başlayarak, sırtımda biriken korkuyla daha da artıyordu.

Her adımımı dikkatle atıyor, korku ruhumu ve bedenimi ele geçirse de. Ruhuma inat bedenimle savaşıyordum. Tüylerim diken dikendi..

Gözlerimden süzülen yaş gerginliğimden kaynaklanıyordu.

Dudaklarım kuruyan ağız içim yüzünden birbirine kenetlenmişti. Gözlerimden düşen tuzlu damla, dudaklarımda ki kilidi kırarken, istemeden tekrar yalvardım. Neye yalvardığımı bilmeden..

''Lütfen o olmasın. . . '

Sürekli dolan gözlerim görüşümü bulanıklaştırıyordu. Kirli ve eskimiş duvardan destek alırken ileride yatan bedeni gördüm.

Kalbimin atışı kulaklarımda yankılanıp dudaklarım arasından dışarı taşıyordu..

Tek omzunun üzerine uzanmış bedenin sırtı bana dönüktü. Yanına ilerlemek istedim, ama gücüm yoktu.

Çatlak duvara daha çok sığındım. Yavaş ve titrek adımlarımla duvardan ayrılıp ileride ki bedene yürüdüm.

''Yalvarırım, her şeyimi al onu alma.'' Yavaş adımlarım, kanımda dolaşan merakla hızlandı..

Bana dönük, yukarıda duran omzu üzerinde bir bıçak vardı. Sanki yerde bir şeye sarılmış gibi görünüyordu. Dağılmış siyah saçları yüzünü kapattığından, bıçak saplı omzunu çekerek bana doğru çevirdim, görmekten korktuğum, yüzleşmekten kaçtığım gerçeği.

Bedeninin bana dönmesiyle, yüzünün önünde ki saçları aksi yöne savrulmuştu. Kolları arasına sakladığı bir çift bot saçlarıyla savrulmuştu.

Zımbalı, siyah botlar.

Gördüğüm yüz, ses tellerimin titreşerek, çıkan o tiz çığlığın boş sokakta yankılanmasına sebep olmuştu.

''Hayır'' Diye haykırdım, kükrercesine.

''Hayır, olamaz..'' Tüm gücümü sesim için harcıyor gibiydim. Dizlerimin üzerine çökerek, başımı geri yatırdım.

''Onu benden alamazsın!''

''Hey! Garip kız, uyan'' Omuzlarımın sarsılmasıyla bedenim benden bağımsız olarak, yattığı yerde aniden doğruldu. Terden alnıma, habersiz akan gözyaşlarım nedeniyle de yüzüme yapışan saçları geri ittim. Çok sıcaktı.. Nefeslerim göğüs kafesimi delercesine, bedenimle savaşıyordu.

''Neredeyim.'' Üzerimde ki yumuşak battaniyeyi atarak, camı araladım. Bardaktan boşalırcasına yağan yağmurun bir kaç damlası, esen rüzgarla yüzümde ki yasaklı damlaları sakladı. Gene.. Soğuk hava yüzümü yalayıp geçerken, ferahladım.

''Dün uyuya kaldığın da, evini bilmediğim için buraya getirdim.'' Yüz hatlarından gerildiği belli oluyordu. Acaba ne zamandır uyanıktı, korkmuş gibiydi biraz.

''Evine götürmeyi akıl edemedin mi?'' Tek kaşını karizmatikçe havaya kaldırarak bana baktı.

''Tanımadığım bir kızı evime alamam.'' Yan bir gülüş attım ona, pencereyi düğmeyle kapatırken.

Acı Hissetmek İsterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin