Okul günü geriye kalan zaman da sakin geçmiş, dövdüğüm kız fazla abartarak okuldan gitmişti. Bu gün Kuzey hocayla dersimiz olmadığı için de rahattım. Şu an onun arabasın da olmama rağmen.
Sadece okulda öğretmenimdi sonuçta.
Başım yavaşça cama düşerken, Kuzey bir şey almak için, herhangi bir dükkandan. Arabayı durdurdu. Kafamı biraz yukarı kaldırdığım da renkli renkli gelinlikleri gördüm büyük kare cam vitrinin ardında. Mankenle giydirilmiş güzel elbiseler.
Her kızın hayalidir prenses olmak, en azından öyle hissetmek isterler. Kabarık uzun bir elbise, camdan olmasa da ince uzun topuklular. Kimisi için prenses olacağı gün, düğün günüdür. Kimisi için okulun son günü, kimisi için balo.
Ama bir insan hayatın da sadece bir kere prenses gibi hisseder. Bir kere bu anı yaşar, ve o gün onun için özel olur...
Ben de bu anı bir kere elime geçirdim, ancak elimin tersiyle ittim. Her şey olması gerektiği gibi ters gidip, benim alışkın olduğum hayal kırıklığıyla yüzleştirdi. Ve ben o anı yaşamayı denemedim bile. Bunun için pişmanmıyım, belki. Ama ben buna alışkınım, hayatım olması gerektiği gibi gitmiyor. Benim için olması gerektiği gibi denilen kavram, olmaması gerekenler. İşte bu benim acınası bir insan olduğumu bir kez daha kanıtlıyor.
Elbisem kısaydı, kırmızı ama kabarıktı. Altına ilk defa giyeceğim topuklularımı almıştım.. Her genç kızın rüyası, benim ki kabus.. Elbisem yırtıldı, sigarayla yandı. Ayakkabılarım canımı yakmaya başladı. Kilo aldığım için fazladan kumaş eklettirdim, ama berbat oldu.
Sonra ben de gitmedim. Elbiseyi bir daha giymedim, ayakkabıyı da. Ben prenses olmayı reddettim. Ama bu olmak istemediğim anlamına gelmiyor.
Gerçekten bir kere olsun, prenses gibi olmak isterdim..
''Neye bakıyorsun öyle?'' Aniden başımı çevirip arabaya çoktan binmiş Kuzey'e döndüm.
''Hiç, hiç bir şeye. İşini hallettiysen hadi gidelim.'' Başıyla beni onaylayarak, arabayı çalıştırdı.
Hayal kırıklığımı yüzüme vurdu tekerlikler, çığlıklarla.
''Söyle bakalım seni böyle üzen ne?'' Kuzey başını bana çevirmeden, yola bakarak konuştu.
''Üzüldüğümü kim söylemiş.'' dedim, ona dönerek.
Bana döndü. Arabayı sürmeye devam ederken, doğruca gözlerime baktı.
''Gözlerin..'' Gözlerimi kaçırarak, dışarı odakladım.
''Prenses olmak istiyorum.'' Beni ciddiye almış olmamalıydı ki, güldü.
''Hayır hayır, gerçekten. Prenses olmak istiyorum..'' Arabayı yavaşça durdurup, el frenini çekti.
''Buda nereden çıktı böyle?'' Bir sigara çıkarıp, ateşe verdim umutlarımı.
''Bilmem, senin hiç hayalin yok mu? Benimkilerden biride kabarık uzun bir elbise girip, prenses gibi hissetmek.''
Yan gülüşlerinden birini attı.
Arabayı hızla çalıştırıp, u dönüşü yaptı. Sigaram bitmeden, az önce ki dükkanın önüne varmıştık.
''Bir şey mi unuttun?''
''İlk olarak, hayır.'' dedi, arabadan inip. Kapımı açarken, elimde ki sigarayı aldı.
''İkinci olarak, prensesler sigara içmezler.'' Ne diyorsun sen bakışlarımı atarken, o bileğimi tutmuş çoktan beni sürüklüyordu..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Acı Hissetmek İster
Novela JuvenilTenine aşık siyah kumaşa, Ölüme olan sadık aşkına.. O acımasız, o cani. O bir kız.. Ve intikam yolunda, avıyla yan yana.. Onların ki biraz garipti, biten iki kitabın devamıydı sanki. Mavi umutların, siyah sonuçları gibiydi. Bir ışık, bir karanlık de...