Kraliçe aynada saçına bakarken arkasında ki Maureen'i gördü. " Nereden geldin sen" diye gülümsedi. Gayet akıllıca davranan kraliçe kadına hiçbir şeyi belli etmeyip aksine ona iyi davranıyordu. " Ganyladus Kraliçem küçük bir kasabadır. "
"Ganyladus demek. Gölün kenarındaki o küçük kasaba. Çok güzel bir yer olduğunu söylerler. Peri masallarindaki gibi bir yermiş doğru mu gerçekten?"
"Aslında pek hatırlamıyorum Kraliçem. Küçük yaşta geldim buraya ne zamandır da gitmiyorum. " Kraliçe kadına doğru döndü. Kendinden emin duruşuyla sordu. " Neden geldin buraya, niçin dönmedin?"
"Ben aslında küçük bir kızken zorla satıldım köle tüccarlarına. O günden beridir buradayım." duyduğu karşısında şaşkınlığa uğrayan kraliçe aslında böyle bir şey beklemiyordu. Onun daha çok ukala, gücü seven fahişe bir kadın olduğunu düşünüyordu. "Kim sattı seni?"
"Babam. Her zaman bize kötü davranırdı. Bir babanın kızını satması belki bir insanin başına gelebilecek en kötü olay olabilir ama onunla yaşamak daha da kötüydü. Ondan kurtulduğum için tanrıya her gün şükür ediyorum."
"Peki seni saraya kim aldı?" Bu soru karşısında kadın hemen cevap veremedi ve kekelemeye başladı. Tam o sırada kapı açıldı içeriye Richard girdi. " Saraydan gitmeden önce sizi göreyim dedim nasılsınız annecim?" Oğlunun geldiğini gören kraliçe gülümseyerek oğluna doğru döndü "Biraz baş ağrım var ama iyi olmaya çalışıyorum sen nereye gidiyorsun böyle?"
"Rimon'la limana iniyoruz gelecek tüccarlar varmış onlara bakacağız biraz." Ardından Rimon odaya girdi kraliçeye reverans verdikten sonra "Hazırsanız eğer çıkabiliriz efendim." Richard Rimon'a doğru gülümsedi ve yaklaştı " Efendim demeyi bırakmanı söylemiştim küçüklükten beri birlikteyiz Rimon bana ismimle seslen." Rimon Kraliçe'ye doğru baktı o burda olduğu için Richard'a saygıda kusur yapmak istememişti ama kraliçe ona hiçbir şekilde bakmıyor gözlerini karşı duvardan ayirmiyordu. Rimon Kraliçenin ondan hoşlanmadığını biliyordu çünkü kraliçe pek fazla kimseyi sevmeyen kibirli birisiydi. Onun tek sevdiği çocuklarıydı özellikle de Reginald. " Annem bizimle olan aramızdaki bağa karışamaz. Bir daha bana efendim demeni istemiyorum. Sen benim kardeşimsin ve adımla sesleneceksin." dedi Richard.
Richard'ın bu söylemini duyan annesi hemen Richard'a doğru sert bakışlar attı ama Richard asla onun suratına bakmadan odadan çıktı. Rimon da odayı terk ettikten sonra kraliçe salona doğru yürümeye başladı. Salonda yemek masasının kurulu olduğunu görünce ondan önce masaya gelip oturan kocasına gülümseyip oturdu. Kral yemekten kafasını kaldırır kaldırmaz arkadaki Maureen'i görünce donakaldı. Her şeye rağmen karısına gülümsemeyi eksik etmedi. Masaya oturan Kraliçe Gwen Rimon'a olan rahatsızlığından bahsetmeyi eksik etmedi.
"Richard limana doğru gitti Rimon'la birlikte. " Kral Gwen'in rahatsız olduğunu anladı ama kraliçeyi hiç kâleye almadı. "Rimon iyi askerdir Richard'la da iyi arkadaşlar birlikte çok zaman geçirdikleri doğru." Kraliçe yavaşça yemeğini yemeye devam etti " Richard ona bugün ben senin efendin değilim bana böyle hitap etme sen benim kardeşimsin gibi şeyler söyledi. Ah! Ne kadar saçma o da bizim hanemize hizmet eden birisi neden eşit düzeyde olsun ki elbette ki bize hürmet etmek zorunda." Kral karısına doğru baktı "Gwen Rimon'un efendim demesiyle ilgilenmiyorum ki Richard'la iyi anlaşması bizim ailemiz için her şeyden önemli. O iyi bir asker, büyük bir dövüşçü Richard'a olan sevgisi de hanemize sadık ve dürüst olacağı anlamına geliyor." Kraliçe derin nefes aldı ve elindeki çatalı masaya birakarak kocasına döndü " Rimon hanedan kanı taşımamasına rağmen bu saraydaki herkesten daha çok iyi olanağa sahip. Neredeyse bizimle denk. Üstelik bir prense efendim demek yerine adıyla sesleniyor. Sıradan birisine bu kadar yüz vermek neden? Richard abisiyle bile o kadar vakit geçirmiyor, Rimon olduğunda abisinin yüzüne bile bakmıyor. Hatta belki de abisinden fazla seviyor onu. Bu seni korkutmuyor mu ? "
Kral peçete ile ağzını silip sinirli bir şekilde masaya attiktan sonra "Bu kadar yeter." diyerek masadan kalktı. Son kez Maureen'e baktı ve salonu terk etti.
Richard Leslie ile karşılaştığı yere geldi. Etrafına iyice baktı tekrardan o güzel gozleri görmeyi diledi. Geleli yarım saat olmuştu ama yine de orayı terk etmedi. Yanında oturan Rimon sessizliği bozdu " Annen pek kararından hoşlanmadı sanki." Etrafa deli gibi göz gezdiren Richard "Kimin umurunda benim kararım kesin." Rimon Richard'ın bu evhamlı halini görünce ona tuhaf bir şekilde bakıp " Tanrı aşkına Richard bi yerinde dur lütfen. Sen bu kıza çok fena taktın bu tarz şeyler senin için iyi değildir." diye isyan etti. Richard hemen Rimon'a panikle "Ne demek iyi değildir?"
"Yani diyordum ki sen Kralın oğlusun ya hani. Yönetecek bir ülken, halkın ve savaşların var bir sürü derdin olacak. Aşk bizim gibilere göre değil. " Richard Rimon'a doğru yaklaşıp yakasına yapıştı "Sakın Rimon, kıza benim kralın oğlu olduğumu falan söylemeyeceksin. Beni sıradan biri olarak bilecek." Rimon Richard'ın tepkisiyle bir an afalladı "Tamam tamam söylemeyeceğim merak etme." Richard yakasını bıraktı "Özür dilerim fazla tepki verdim. "
"Neyin özründen bahsediyorsun sana alınmam ama neden söylemiyorsun merak ettim kız prens olduğunu duyar duymaz kollarına düşecektir zaten. Bütün kadınlar bir prensle evlenmek ister."
"Ondan korkuyorum zaten. Beni ben olduğum için sevsin makamım ya da kim olduğum için değil, kralın oğlu olarak değil Richard olarak sevilmek istiyorum. Hem bu kız farklı. Öyle birine benzemiyor. Ona söylediğim an ya korkarsa? Mevkimden, benden korkarsa ve bir daha yüzüme bakmazsa?" Rimon arkadaşının gözlerine baktı. Gerçekten bu kıza fena halde tutulduğunu gördü ancak Rimon bunun tehlikeli olduğunu farkındaydı. Yine de Richard'ı bu kadar mutlu görmek onu da mutlu ediyordu.
İlerleyen saatlerde Richard uzaktan gelen kızı gördü ve heyecana kapıldı. Kalbi hızlı hızlı atmaya başladı ve elleri titredi. Hızlı adımlarla kızın yanina gitti. Richard'ı karşısında gören kız şaşırmışa benziyordu. Böylesine zengin görünen bir adam ondan ne istiyordu çözemedi. Richard'ı gören kız durdu ama asla onun gözlerine bakmadı.
" Bende hava almaya çıkmıştım sizi gördüm selam vermek istedim. " Richard kelimeleri ağzından çıkarmıyordu. Kekeleyerek konuştuğu için kendine çok kızdı. Bu kadar heyecanlı olduğunu belli etmesinin kötü bir şey olduğunu düşündü.
" Üzgünüm efendim acelem var. " Leslie yürümeye başlarken bir anda arkasından Richard'ın sesini duydu. " Leslie, lütfen gitme sadece beş dakika seni görmeme izin ver. Ne olur beş dakika gözlerine bakayım." Richard'ın yalvarışını duyan kız sessiz kalamadı. " O halde yarin öğlen buraya uğrayın."
Teklifini geri cevirmeyen Leslie'yi duyan Richard'ın yüzünde gülümseme oluştu. Belki de hayatında hiç bu kadar mutlu hissetmemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KILIÇLARIN YÜZÜ 1.KİTAP KIZILIN RESMİ
Fantasy"Sensin" dedi. Gelecek senindir ve sen nasıl istersen öyle şekillenir. Kenara doğru çekildi eliyle uçurumu gösterdi ve ekledi. " Hadi şimdi pes et ve tarihe karış. İnsanlar seni korkak diye ansın. Tarih kitaplarinda hanenin son kalanı korkaklık ya...