Büyük Meclis tekrar toplandı. 9 Ulu Bilgeden, Yüce Ulu Bilge altın makamında otururken konuştu. " Lord Kane bankamız karar vermiştir. Hanenizin gidişatından dolayı Windlake bankasının artık size ait olmadığını bildirmek isterim. "
Lord Kane ayağa kalktı çok sinirliydi. Elini yumruk şeklinde yaparak sıktı ve konuşmaya başladı. " Bunu söylemeye nasıl cüret edersenizi Yüce Ulu Bilge? Ben yıllardır size hizmet verdim. Ailem yıllardır size hizmet etti. Karşılığının bu mu olacaktı! Hanemin yaşadığı problemleri halletmeme bile izin vermeden bankayı nasıl olur da elimden alirsiniz!"
Öfkeden deliye dönmüştü. Hayal kırıklığı yaşıyordu, sanki bir ihanetin içinde gibiydi.
Yaşlı Yüce Ulu Bilge Lord Kane'nin gözlerine baktı. İlk kez onu bu kadar sinirli ve acınası görüyordu.
" Lord Kane yıllardır hizmet ettiğiniz bankayı anlayamamışsınız. Güç bankayı, banka gücü sever. İkisi birbirinden beslenir ve böylece yillardir birlikte yönetmeye devam ederler. Gücünüz bittiği an her şey yok olur. " Lord Kane sessizliğini korumak için oturdu. Daha fazla konuşmayı istemedi. Oğullarına dönerek. "Bu çok acımasızca ve saçma" dedi.
Lord Bailey dönerek " Gücünüzü tekrar alacağınızdan herhangi bir şüphem yoktur Lord Kane. Haneniz bugün karanlik günler geçiriyorsa eğer bu size düşmanlarınızın kim olduğunu gösterir ve unutmayın ki her karanlığın ardından güneş doğar" diyerek teselli verdi.
Lord Bailey daha cok gençti. Ona Windlake de Genç Bailey diye seslenirlerdi. 13 yaşında Lord olmuş, babasını Windburn savaşında Kane hanesinin yanında savaşarak kaybetmişti. Şuan 16 yaşında Lucas Kane'nin en yakın arkadaşıydı. Daima olarak Bailey ve Kane hanesi birbirlerine yeminlilerdi ve ayrılmazdı. Her zaman birbirlerine sadıktılar.
Lord Bailey deniz kadar mavi gözlü, bir bulut kadar beyaz tenli, kumral saçlı bir gençti. Fazlasıyla yakışıklıydı. Bir beyefendiydi. Laubalilikten asla hoşlanmaz, cesur bir adamdı. Bir çok savaşa katılıp zaferler almıştı. Lucas Kane kadar iyi bir kılıç ustasıydı. Lucas ve Robin ilk kılıç talimlerini bile birlikte yapmışlardı.
Bilge etrafına baktı. "Bankaya sahip olmak isteyen haneler kimlerdir?"
Ulu bilge etrafa seslendikten sonra diğer hanelerden bankaya sahip olmak için sesler geldi.
- " Lord Clayton"
- " Lord Nelson
Lord Harold meydana çıktı ve Ulu Bilge'ye seslendi.
" Sanatta ve mimaride başarımızı biliyorsunuzdur. Castillo kalesinin ne kadar çarpıcı ve güzel bir mimariye sahip olduğunu da biliyorsunuz. Belki de banka böyle güzellikler yaratan bir haneye gitmeli."
Herkes kendi arasında fısıldaşırken uzaklardan kalın ve tırmalayıcı bir ses yükseldi. Lord Burns öne çıktı, Harold'a doğru küstahça bakış attıktan sonra konuşmaya başladı.
"Hanem adaydır. Mimari ya da sanat bizi kurtarmaz. Savaş ve kan kurtarır. Güçsüz bir hane bizi ölüme terk eder. Hanem güçlü ve savasçıdır."
Kane hanesi Burns'lerle eskiden ittifak halindeydi. Ancak Burns'ler onlara Windburn savaşında ihanet etti ve Kane hanesinin en büyük düşmanlarından biri daha olan Helton hanesinin, Haroldlarla birlikte sancaklari oldular.
Lord Kane çok sinirlenmişti. Savaş alanında olsaydı ya da bir düello da. Lord Burns'un kellesini uçururdu. O anda Lucas Kane ayağa kalktı.
" Lord Bailey. Bailey hanesinin ilk varisi ve lordu. En iyi demirlerin ve çeliğin işlendiğini, en güçlü silahlarin yapıldığı, silahlarin ustası Bailey hanesi." Lord Robin Bailey'i gösterdi.
Lord Robin bu duruma şaşırmıştı ve öylece Lucas'a bakıyordu. Damien ve Victor Kane şaşkınlık içinde birbirlerine baktılar.
Tüm şaşkın bakışlara rağmen Lucas konuşmasına devam etti.
" Madem bir güç istiyorsanız gerçek güç budur. Hem Bailey hanesinin olduğu Şahin kalesi Windlake'in en tepesinde. Onun üstünde ya da onu gören başka bir kale yoktur."
Yüce Ulu Bilge Lord Robin'in de fikrini sordu.
" Lord Bailey adaysaniz eğer bunu kendiniz söylemeniz gerekir soruyorum size haneniz aday mıdır?"
Lord Bailey önce Lucas'a sonra Lord Kane'nin gözlerine baktı. Hepsi durumdan memnun gibiydi.
" Evet efendim bilirsiniz ki hanem güçlüdür ve yüzyıllardır Windlake lordlarina ve hanelerine silah yaparız. En iyi demir ve çelik hammadesi ve işçiliği bizdedir."
İnsanlar birbirlerine bakarak tekrar söylenmeye başladılar. Herkes ikna olmuş gibiydi. Lucas Burns'e zafer kazanmış gibi gülümsedi. Lord Burns oldukça çirkin bir adamdı. Göbekli ve kemerli bir burnu, ince dudakları, kıvırcık ama seyrek beyaz saçları vardi.
" On altı yaşındaki bir çocuğu bankanın sahibi yapmak hangi akila ve mantığa sığar?"
Birden herkes Lord Burns'in dediklerine kulak astı. dinlemeye başladı.
Lucas bu cevabı alacağını biliyordu ve küçük bir tebessüm ederek "On altı yaşındaki bir çocuğun bir çok zaferi varsa her akıla ve mantığa sığar" dedi.
Lord Burns gözlerinden ateşler püskürdü. Resmen volkanik bir dağ gibiydi.
Ulu Bilgenin sesi salonda yükseldi.
" O halde iki gün sonra bankanin yeni sahibini seçeceğiz. O güne kadar tanrılar sizi korusun.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KILIÇLARIN YÜZÜ 1.KİTAP KIZILIN RESMİ
Fantasy"Sensin" dedi. Gelecek senindir ve sen nasıl istersen öyle şekillenir. Kenara doğru çekildi eliyle uçurumu gösterdi ve ekledi. " Hadi şimdi pes et ve tarihe karış. İnsanlar seni korkak diye ansın. Tarih kitaplarinda hanenin son kalanı korkaklık ya...