Damien için işler pek yolunda gitmiyordu. Tavernalarda çıkan yangınlar, halkının ve muhafızlarınin tahıl azlığından dolayı çektiği açlık, insanların değeri kadar altınları alamaması, sürekli savaşın getirdiği zorluklardan dolayı çıkan huzursuzluklar ve tartışmalar... Damien'in en büyük hatası tahili bol verip şimdi kıtlığa sebep olmasıydı. Kaleden çıkan Damien'i gören askerler en sonunda isyan etmeye başladı.
- Açlıktan ölüyoruz, tek içtiğimiz şey şarap yakında bu da bitecek o zaman ne yapacağız? Dedi içlerinden birisi. Damien askerlerinin yanına doğru yaklaştı "birak da onu ben düşüneyim" diye cevap verdi. "Yakınımızda ki haneler bize destek verecekler elbet". Askerler bu cevaba da itiraz etti.
- Daha onlar kendilerine yetemiyor bize mi yardım edecek diye gürültüyle bağırdılar. Gürültüyle konuşan askerlere doğru bağırdı. " Ben sizin Lordunuz olarak her şeyi halledeceğim." Damien kaleye doğru ilerlerken arkasından bir asker seslendi
- Yenileceğimiz savaşa neden giriyoruz ki? Bi bize yapılan bir eziyet.
Damien duyduğu cümleden sonra başına kaynar su dökülmüş gibi hissetti. Eğer halkı yaninda olmasaydı adamin boğazına yapışacaktı Bilge Hendrick, Damien'e sakin olmasını söyledi. Damien derin bir nefes aldı hiçbir şey söylemeden, duymamış gibi yaparak kalesine çekildi. Bilge içeriye girmeden önce tüm halka " lordunuzu dinleyin o her şeyi halleder" uyarısında bulundu. Birkaç saat sonra tüccar ve ihtiyar adamla ilgili bir haber olduğunu söyleyen Rasmus olayı anlattı. Her şeyin bir tüccarın oyunu olduğunu, atını satmayan adamın ahırın kapısını bilerek açık bıraktığını ve kaçan atı yakalayıp büyük bir miktar fiyata sattığını öğrendi. Ahırın kapısını açan adamı bulduk sorguya çektik önce itiraf etmese de birkaç dakika sonra korkudan söyledi diyerek Damien'e bilgileri verdi. Damien derhal tüccarın meydana getirilmesini söyledi. Sör Rasmus, Damien'in tavirlarindan adami cezalandırılacağını biliyordu bunun için konuşması gerekti.
- Damien, tüccarın suç işlediğini biliyorum ancak ona ceza veremezsin. O zengin bir adam yıllardır hanemize yardım etti, şuan bile edebilir eğer ona ceza vermeyip onun yerine yiyecek aldirabilirsek en az üç ay daha dayanabiliriz. O adamda ne kadar çok para olduğunu biliyorum hemde tum halki, askere doyuracak kadar. Böylece birkaç ay boyunca doyasıya yemek yiyip sorun çekmeyiz.
Damien bu cevaba sinirle karşılık verdi.
- Sen ne demek istiyorsun Rasmus? Bir yalancı, hırsız ve düzenbaza merhamet etmemi mi?
- Elbette ki bir cezası olacak. Milyonlarca ton tahıl alarak. Sonuçta bunu bize bir borç karşılığında yapmayacak, bir ceza karşılığında yapacak.
Damien düşündü aslında söylediği şey mantıksız değildi. Eğer cezası milyonlarca ton tahıl almak olursa halki ve askerleri doyacakti ancak diğer yandan ihtiyar adamın düştüğü durum vardi. Bu cezanın hiçbir şekilde onu tatmin etmeyeceğini biliyordu. Tüccar sonunda meydana getirildi, Damien hızlı adımlarla dışarı çıktı. Rasmus yanındaydı, umarim Damien'in fikrini değiştirebilmişimdir diye söylendi içinden. Tüccar dizlerinin üzerine çökmüş yalvarıyordu.
- Bana yalan söyledin. Bir Lorda yalan söyleyip kandırmanin bedelini bilir misin? Peki ya hırsızlığın ve düzenbazlığın?
Tüccar yalvardı : nolur aciyin bana her şeyi yaparim sizin için lordum, herşeyi.
Damien düşündü, bir süre düşünceleriyle yalnız kalmayı tercih etti, Rasmus'un gözlerine baktı resmen adama ceza vermemesi için yalvarırcasına bakıyordu. Ardından ihtiyar adamı gördü masum ve oldukça yaşlı. Kimseye zararı olmayan adamın üzüntüsünü okudu yüzünden. Tek arkadaşı, sevdiği olan atının kaçırılıp başkalarına satılmasına fazlasiyla üzülüp, perişan olan yalnız yaşlı bir adamı. Tüccara doğru bakıyordu, ne kadar intikam almak istese de durumun bu hale gelmesinden o da memnun değildi. Damien sonunda düşündü ve kararını verdi.
- Kararımı sonunda verdim. Her ne kadar kimsenin canını yakmak istemesem de yapılan bir suçun elbetti ki cezası olacak. Fakat bu suçtan ziyade benimle alakalı. Üzgünüm Bay Brolin size basit bir ceza verebilirim fakat ben yalancıları sevmem. İşte tam bu yüzden hırsızlık için üç parmağınız, yalan söylediğiniz için de diliniz kesilip sürgüne yollanacaksınız. Kararım kesindir. Diyerek arkasına dönüp ilerledi Damien, geride kalan adamın yalvarışlarina, haykırışlarina, af dilemesine dahi kulak asmadan ilerledi.
Kalenin içine doğru yürüdü. Arkasından sinirli ve hızlı bir şekilde Sör Rasmus girdi. Agresif tavırlar sergileyen Rasmus, Damien'e sesini yükseltti.
- Bunu nasıl yaparsın. Hepimizi tehlikeye atıyorsun. Bu yaptığın şey saçmalıktan başka bir şey değil, şimdi neyle karnımızı doyuracağız!? Damien arkasından bağıran Rasmus'a doğru bir anda bağırarak döndü.
- Sör Rasmus haddinizi bilin. Karşınızda kim olduğunu unutuyorsunuz. Ben sıradan biri değilim Lordunuzum. Babam beni buna uygun gördü. Ben Karbak Kalesinin Lorduyum ve siz benim emrim altındasınız ben ne dersem ne emir verirsem sorgusuz sualsiz uygulanmak zorundadır buna siz de dahilsiniz aksi takdirde sizin için de uygun olan cezayı veririm.
Damien odasına doğru yürüdü. Sör Rasmus, Lordunun tavırlarından oldukca şikayetçiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KILIÇLARIN YÜZÜ 1.KİTAP KIZILIN RESMİ
Fantasy"Sensin" dedi. Gelecek senindir ve sen nasıl istersen öyle şekillenir. Kenara doğru çekildi eliyle uçurumu gösterdi ve ekledi. " Hadi şimdi pes et ve tarihe karış. İnsanlar seni korkak diye ansın. Tarih kitaplarinda hanenin son kalanı korkaklık ya...