Richard şehirde Rimon ile gezerken Leslie'nin onu kabul etmesine sevincini yaşıyordu. " Bence o da benden hoşlandı. Yarın gelmemi istedi. Sevmese çağırmazdı değil mi?" Richard'ın yüzünde gülümsemeleri gören Rimon " Elbette ki seni sevecek yakışıklısın, bir beyefendisin söylesene bana senden daha iyisini bulabilir mi?"
"Hayır Rimon, o farklı diğer kızlar gibi değil. O kadar narin ve utangaç ki yüzüme bile bakmıyor o güzel gözleriyle." İki arkadaş birbiriyle konuşurken ileride bir kalabalik ve gürültü olduğunu gördüler. Yavaşça oraya doğru ilerleyip ne olduğunu anlamaya çalıştılar. Kalabalığa doğru karışıp en öne geçmeyi başardılar. Elinde kırbaç olan bir adamı sahnede gösteri yaparken gördüler.
"Sevgili Kraliyet halkı, değerli gösterime geldiğiniz için hepinize minnettarım. Gösterime başlamadan önce herkese bol keyifler dilerim. " Konuşmayı bitirdikten sonra adamın yanına üç tane maymun geldi ve gösteriye başladılar. Maymunlardan birisi dans ediyor, diğeri elindeki üç topu çeviriyordu. Üçüncü maymun ise bir anda seyircilerin arasına atlayıp öndeki bir adamın şapkasını çaldı ardından sahneye dönüp kendisine taktı. Gösteriyi izleyen herkes kahkahalara boğulup alkışladı. Richard ve Rimon gösteride çok eğlendiler. Fakat sonrasında ortam sessizliğe büründü. Adam konuşmaya başladı. "Şimdi size en büyük hazinemi göstereceğim. Bu öyle bir şey ki yeryüzündeki en korkunç ucube. Onu gören bir daha unutamıyor. Hayatınız boyunca görebileceğiniz en korkunç yaratık. Hanımlar, beyler dikkat edin şimdi karşılaşacağınız şey rüyalarınıza girebilir. İşte karşınızda Korkunç Ucube!".
Richard eğlenirken bir an kendini şaşkınlığa ve endişeye bıraktı. Perde yavaş yavaş açılmaya başladı. Perde açıldıktan sonra sahneye ilerlemeye başlayan bu ucube herkesi derin korkuya ve şoka soktu. Bir yandan çığlıklar, bir yandan ise igrenmeler duyuldu. Richard gördüğü şey üzerinde şaşkınlığa uğradı. Bu öyle bir şeydi ki kocaman bir vücudu ve boyu olmasına rağmen kamburdu. Derisi buruşuk ve yara içindeydi. Kocaman ayaklara ve kocaman kafaya sahip bu adamın yüzünün sol kısmında büyük bir çirkin yara vardı. Bu yara yüzünün yarısını kaplamış durumdaydı. Seyirciler arasında "ucube, yaratik, bu iğrenç bir şey" tarzında soylenimlerde bulunuldu. Dehşete kapılan Richard gösteriyi izlemeye devam etti. Ucube insanların tepkisini görünce öylece durdu ve korkmaya başladı. Sahneden geri geri gitmeye çalışırken gösteriyi yapan adamın tepkisiyle karşılaştı. " Nereye gidiyorsun sen buraya gel seni iğrenç yaratık" diyerek elindeki kırbaçla adama acımadan vurmaya başladı. Canı yanan bu ucube inlemeye başladı ama kimse ona acımadı. Gösteriden rahatsız olan Richard Rimon'a gitmek istediğini söyleyerek ilerlemeye başladı.
"Böyle bir şeyi kim nasıl kabul eder? Sırf dış görünüşünden dolayı böyle bir acıyı, muameleyi nasıl reva görürler? İnsanlar gerçekten bu kadar acımasız mı, bu kadar vicdansız mı?" Sinirle ve hayrete düşen Richard üzüntülü bir şekilde duygularını Rimon'a döktü.
Richard ile aynı düşünceye sahip olan Rimon üzüntülü bir şekilde "Tanrı insana, insanı ceza olarak vermiş." dedi.
"Benim yaşadığım yerde asla böyle bir şeye izin vermem." Richard'ın aklında bir plan vardı. Hemen Rimon'a anlattı.
Savaş ilanını duyuran Lord Kane ne doğru dürüst yemek yiyebiliyor ne de uyuyamıyordu. Bu sessizlik onu korkutuyor, sessizliğin ardından bir fırtına yaklaştığını biliyordu. Annesiyle konuşan Robin nişanlanacağı kadının yaklaştığını öğrendi. İçini sebepsiz bir hüzün kapladı. Bu evliliği, bu nişanı istemiyordu ama yapmak zorundaydı. Belki evlendiği kişiyle olan ittifakında ordu toplayabilirdi. Yemek masasında toplanan Kane hanesi üyelerinin sessizliğini Lord Robin bozdu. "Efendim izin verirseniz eğer size önemli bir konu hakkında konuşmak isterim."
Lord Kane, Robin'i her zaman kendi oğlu gibi sevdi. Babasını da kendi kardeşi gibi. Her zaman Lord Robin'in ona saygısını bilirdi. Leydi Bailey, Lord Robin'e söze başlamasına dair gözleriyle işaret verdi.
"Bir türlü zamanımız olmadı bu konuyu açmaya, size de danışamadım affedin beni. Yaşım artık geldi geçiyor. Kendime iyi bir kısmet bulmak zorundayım. Bunun için annem uygun olan birisini bulmuş. Meron'un Lordunun kızı. Yakında geliyor buraya. En yakın zamanda bende tanışıp nişanımı yapacağım tabi uygun görürseniz. "
Lord Kane bu habere çok sevindi. Lord Robin'in evlendiğini, mesut olduğunu görmeyi çok istedi. "Tabiki de uygundur Robin. Bu habere çok sevindim. Günler sonra beni mutlu eden tek haber bu. Hatta bir mektup yaz Şahin Kalesine değil buraya gelsin. Bizzat bende görmeyi isterim." Bu cümleleri duyan Eva yıkıldı. Babasının izin vermemesini diledi ama iş işten geçmişti. Gözlerini yumdu ve içinden defalarca kez bu nişanın olmaması için dua etti.
" Siz nasil isterseniz efendim bir mektup yazarım. Bu nişanın bize iyi geleceğini umuyorum hem böylece savaşta bir güç elde ederiz ve Meron'un ordularını birleşmeye çağırırız. " Leydi Bailey bu cümleyi duyunca başından kaynar sular döküldü. Sinirli gözlerle Robin'e baktı. Annesinin bakışını gören Robin pek aldırış etmedi.
Bir anda kalbindeki acıyla ayağa kalkan Eva izin isteyip ayrıldı. Odasına ulaşan Eva tekrardan gözyaşlarını dökmeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KILIÇLARIN YÜZÜ 1.KİTAP KIZILIN RESMİ
Fantasía"Sensin" dedi. Gelecek senindir ve sen nasıl istersen öyle şekillenir. Kenara doğru çekildi eliyle uçurumu gösterdi ve ekledi. " Hadi şimdi pes et ve tarihe karış. İnsanlar seni korkak diye ansın. Tarih kitaplarinda hanenin son kalanı korkaklık ya...