UMUTLAR

7 0 0
                                    

Kral şehri Büyük Walesbourne da sarayın koridorlarında sesler yükseldi. " Seni aptal! Önünü bile göremiyorsun iğrenç ucube. Mide bulandırıcı olmaktan başka bir işe yaramaz mısın sen?" Koridorun ortasında bağıran Reginald'ı duyan Richard ve Kraliçe önemli bir şey olduğunu sanıp geldiler. Ucubeye bağıran Reginald'ı gören Richard sinirlerine hakim olamadı. "Ne oluyor burada, neden bağırıyorsun?"

" Senin bu aptal ucuben altın bardağımı kırdı."

"Onun bir ismi var. Berry." Reginald büyük bir kahkaha attı. Kardeşinin bu kadar sevgi dolu olmasına inanamıyordu. " Berry mi? Ciddi misin sen? Sen de tıpkı onun gibi aptalsın."
Reginald korkudan yere kapanmış ucubeye bir tekme attı. Richard, abisinin önüne geçti, onun bu davranışlarının ne kadar aptalca ve sinir bozucu olduğunu bilse de sakinleşemiyordu. " Bir daha sakın ona dokunma."

Kardeşini ilk kez karşısında gören Reginald şaşırarak tepki verdi. "Demek öyle. Söylesene ne olur, ne yaparsın bana. Yoksa bana da mi aptalca bir isim takarsın? Korkutuyorsun beni kardeşim." Richard yumruğunu sıktı, tam elini kaldıracakken annesi olaya müdahale etti. " Reginald odana geç ve bir daha sana yakışmayan, şımarık çocuk tavırları sergileme."

Annesinin ona karşı olmasıyla ikinci kez şaşırıp afallayan Reginald, kraliçenin tepkisine itiraz etmeye başladı. "Ama anne anlamıyorsun. Ben bu saraydaki babamdan sonra en önemli kişiyim. İlk varis benim ve BENİM sözüm dinlenmeli..." Reginald'ın kendini övme konuşmasını yarıda kesen kraliçe daha fazla dayanamadı. " Bu kadar yeter. O halde ilk varis gibi davran. Çocuk olma yaşını geçtin Reginald. Büyü artık." Diyip ilerledi.

Karbak kalesinde Eva, Lord Robin'e bir mektup yazmaya karar verdi fakat ne yazacağını bilemediği için onlarca sayfa harcadı. Ancak en sonunda kendine ait olan kelimeler döküldü kağıda.

" Sevgili Lord Robin, ne zamandır sizlerle paylaşmak istediğim bir konu var. Biliyorum bunları söylemenin ne sırası ne de yeri. Belki bilmemeniz daha da iyi. Yine de sizinle paylaşmak isterim. Nicedir sizi takip ediyorum. Nişanlınız Mona ve siz benim için çok değerlisiniz fakat anlamlandıramadığım bir şey var gözlerinizde. Mutluluk değil, acı var sanki. İşin kötü yanı ise sizi sırf hanemiz için bir evliliğe zorluyormuş gibi olmak. Eğer bu evliliğe dair içinizde birazcık bile şüphe var ise yok edin bu şüpheyi. Her şeye rağmen yok olmuyorsa silin atın tüm bu yaşananları zira sizin mutluluğunuz bu hane için çok değerli. Bu mektubu sadece sizin için yazıyorum bu yüzden kimsenin bilmemesi çok önemli. Biliyorum ki büyük zaferler ile döneceksiniz. Kendinize dikkat etmeniz ve mutlu olmaniz dileğiyle. Leydi Eva Kane."

Eva'nın yazdığı mektupta amacı Lord Robin'in aklina bu evlilik hakkında bir kuşku bırakarak onu vazgeçirmekti. "Umarım yazdığım mektup işe yarar." diye dua etti.

Kalenin yönetiminde olan Damien ise işler hiç iyi gitmiyordu. Gece taverna da çıkan yangında yirmi kişi ölmüştü. O gece orada olan tek bir kişi hemen kaleye getirildi. Adam ne olup bittiğini söyledi. " O gece taverna da eğleniyordum. Bir anda Kane askerleri geldi. Önce büyük bir zafer kutlanacak sandım ama hiç düşündüğüm gibi olmadı. Geldikleri gibi her yeri dağıttılar ve insanları kılıçtan geçirmeye başladılar. O an ki korkuyla ben de merdivenlerden yukarı çıktım tam o sirada üstüme bir asker geldi, onunla boğuştum. Askerin kılıcını alıp onu öldürdüm ve camdan atladım, ardından büyük bir patlama sesi geldi ve her yer alev içindeydi. Fakat kapıya baktığımda bir asker beklediği yerden patlama olunca atıyla birlikte gözden kayboldu."

Damien, Hendrick ve Rasmus ile birbirlerine baktılar. Nasıl olur da bir Kane askeri böyle bir şey yapar diye düşündüler. " O askeri şimdi görsen taniyabilir misin?"

" Karanlıktı fazla yüzünü göremedim ama uzun toplu saçları vardı ve sol yanağında kesik vardı."

Damien ayağa kalktı ellerini sertçe masaya koyup herkese derhal o askeri bulmalarını emretti.

"Berry mi gerçekten mi?" Rimon, Richard'a kahkaha ile cevap verdi. Richard'ın yüzünde hafif bir gülümseme oluştu. Gerçekten aptalca bir isim olduğunu fark etti. " Sakın dalga geçme Rimon." Rimon her şeye rağmen kahkahasini durduramadı. " Nereden geldi aklina bu isim?"

" Bir anda aklıma ilk gelen şeyi söyledim işte nereden bileyim bu kadar komik duracağını. Ona ucube demesine daha fazla katlanamadim." Rimon arkadaşının omzuna dokundu. İsim tercihi komik olsa da aslinda çok güzel bir şey yaptığını biliyordu. Sadece ucube olarak anılan, para için kullanılan bir insana hem özgürlük hem de kişilik vermişti. " Sen mükemmel bir adamsın dostum." Bir anda gözü Richard'ın arkasından gelen Leslie'ye takıldı. " Merhaba biraz konuşabilir miyiz?" Rimon hemen oturduğu yerden ayağa kalktı. "Ah, şey yeni açılan bir yer var şarapları çok güzel diyorlar ben gidip hemen bakayım. Orada buluşuruz."

Richard ve Leslie sahilde yürümeye başladı. Elleriyle oynayan kadın epey gergin görünüyordu. " Leslie ne oldu bana söylemen gereken önemli bir şey mi var?" Kadın bir an durdu gözlerini yumdu ve nefes aldı. " Richard ben buradan gidiyorum"

Yemek masasında oturan Kral ve Kraliçe pek bir şey konuşmuyorlardı. Birbiriyle iki yabancı gibi davranan çift aslında uzun bir süredir böylelerdi. Kraliçe peynirinden bir dilim aldıktan sonra sessizliğini bozdu. " Duydun mu Richard saraya getirdiği ucubeye isim takmış Berry, ne kadar da komik değil mi?" Kral tepki vermeyerek yemeğini yemeye devam etti. " Bu çocuğa bu kadar yüz sen veriyorsun William, yarin bir gün istediğini yapmak için her şeyi deneyecek." Kral resmen Kraliçeyi duymazlıktan geliyordu. Hiçbir dediğiyle ilgilenmiyor, sessizliğini koruyordu. Kraliçe bir eliyle masaya vurdu ve ayağa kalktı. Kral bir anda yemek yemeyi durdurdu, gözlerini karısına çevirdi. "Beni duymamandan bıktım. Beni kraliçe yerine koymamandan bıktım. Beni karın yerine koymamandan bıktım. Bir kez olsun beni dinlemeni, benim isteklerimi de görmeni istiyorum. Bu sarayda benim söylediklerim de dikkate alınsın istiyorum. Beni de insan yerine koymani istiyorum. Beni görmeni istiyorum William." Kraliçe bir süre kocasına doğru baktı. Tepki vermesini istedi, bir şeyler söylemesini istedi ancak kocasından beklediği tepkiyi tekrar alamadı. En sonunda sandalyesini çekip masadan uzaklaştı, yürüdü. Tam salondan çıkacaktı ki bir an durdu ve kocasına dönüp " Keşke seninle hiç evlenmeseydim." dedi.

KILIÇLARIN YÜZÜ 1.KİTAP KIZILIN RESMİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin