KADERİN DÜŞÜŞÜ

42 1 0
                                    

Esselsus ikiye ayrılıyordu, bunlardan biri Mosswood diğeri ise Windlake. Windlake Kane hanedanın olduğu yerdi. Herhangi bir kral yoktu onu yöneten sadece Ulu bilgelerin olduğu bir meclis ve Kane hanesi vardi. Kane hanesinin sözünün geçmesinin sebebi yıllardır güçlü ve bankaya sahip olmalarıydı. Birçok hane Kane ailesine itibar eder, birçoğu ise Kane ailesini ne kadar sevmese de Windlake hanelerini karşılarına almamak için dinlemek zorunda kalırlardı. Windlake büyüleyici nehirleri olan Esselsus da eşi benzeri olmayan ormanlara ve nehirlere sahipti.

Mosswood ise Windlake'den ayrı bir krallığa sahip olan etrafı denizler ve çiçeklerle çevrili bir yerdi. Windlake de sahile kesimi olan az şehir varken Mosswood da oldukça fazlaydı. Krallığın yüzyıllardır sahibi Gwenllian ve William Desmond oldu. Desmond ailesinin iki oğlu ve bir kızı vardı ancak kızları çok küçükken akciğer tüberkülozundan öldü. En büyük oğlu Reginald 16 yaşındaydı iyi kılıç kullanır ama bir o kadar da şımarık bir tavrı vardi.Richard ise 14 yaşında sessiz ama iyi kalpli bir çocuktu. Abisinin davranışlarından pek haz etmez, onun yaptığı kaba davranışları hep kınardı.

Anneleri çocuklarına çok bağlıydı. Oldukça da güzel ve zeki bir kadındı ama bir korkusu vardı. Çocuklarının geleceğinden korkuyordu. Windlake de daha çok hanelerin olması onu korkutuyordu çünkü zamani geldiğinde Windlake haneleri Krallığa savaş açıp ona sahip olmak isteyebilirlerdi.

Windlake de ise Kane hanesinin sahibi olan Karbak da işler çığrından çıkmıştı. Büyük meclis 9 Ulu bilgenin olduğu bir yerdi. Windlake'in soylu haneleri burada toplanır oylar verilir ve kararlar alınırdı. Yine hanelerin toplandığı bir gündü. Ulu bilge açıkladı. "Söyleyin bakalım şimdi bana bankanın ait olacağı hane hangisidir?"

Windlake bankası, tüm Windlake de ki tüm hanelerin kullandığı bir bankadır. Bu bankanin ait olduğu hane neredeyse Windlake'i hatta Esselsus'u yönetmiş olurdu. Kane hanesinin güçlü olmasının sebebi de bankaya sahip olmalarıydı ancak hanenin kötü gidişinden dolayı diğer haneler itiraz etmiş ve bankanin başka bir lorda geçmesini uygun görmüşlerdi.

Lord Kane ayağa kalktı ve yüksek bir sesle "Hiç kimse benim hanemi ve bankadaki gücümü sorgulayamaz! Ailem yüzyıllardır bu bankaya ve Windlake hanelerine hizmet etmiştir. Nasıl olur da değişmesini uygun görürsünüz!" Dedi etrafindaki lordlara bakarak.


Kane hanesinden pek hoşlanmayan Harold hanesinin Lordu Tegwen Harold ayağa kalktı kendi kendine böbürlendi. " Lord Kane siz daha kendi halkinizin katledilmesini durduramiyorsunuz, nasıl olacak da bankaya hükmedip bizi koruyacaksiniz!?"

Lord Kane, Harold'a doğru döndü. Öfkeyle bağırdı "Lord Harold sizin 60 yıldır yapamadığınızı yüzyıllardır benim ailem yapıyor, ailem savaştayken bile hükmetti eğer bankayı benden alırsanız Windlake'i büyük bir batağa sürüklersiniz!"

Hanelerin çoğunluğu Lord Harold'a destek verdi çünkü Kane hanesi bankayı yönetmezse isteyen hane adaylığını koyacak ve bankaya hükmedecekti.

Salondaki büyük bir gürültü oluştu. Herkes Kane hanesinin bankayı bırakmasını istedi, her kafadan ayrı bir ses çıkmaya başladı. Lord Lucas Kane ayağa kalkıp hepsinin dikkatini çekip susmalarını sağladı. " Lordlarim ve sadık hizmetkârları hanemiz zor günlerden geçiyoruz doğru ama şuana kadar ne hanemiz düştü ne de Windlake bankası. Kane hanesi olarak her zaman her şeyin en iyisini yaptık. Windlake hanelerini bir kez olsun düşürmedik ve bankanin iyi sahipleri olduk. Biliyorum hepiniz haneniz için korkuyorsunuz ancak bugün bizim hanemizin başına gelen her şey sizinde hanenizin başına gelebilir. Şuan birlik olmamızın zamanı size söz veriyorum ki Kane hanesi bankaya en güvenilir bir şekilde sahip çıkacaktır."

Lucas'ın sağ tarafından küstah ve kalın bir ses yükseldi. " Peki ya Kane hanesi bunu başaramaz ise?"

Lucas, Burns'e doğru alaycı bir şekilde gülümsedi. " Benim hanem sizin gibi başarısızlıklar ile dolu olan hane değildir Lord Burns."

Lucas uzun boylu, mavi gözleri, beyaz teni ve dalgalı ve kömür saça sahip olan yakışıklı bir lorddu. Kardeşi Damien'in aksine Lord olmayi daha iyi beceren, daha akıllı davranan, sözlerini ve hareketlerini daha dikkatlice seçen bir centilmendi. Lucas'ın her daim söylediği bir söz vardı " Bir insanı belirleyen şey sözleri ve davranışlarıdır " der. Bu sözünden asla çıkmaz ve Damien'a her zaman "İnsanlara nasıl davranırsan sana öyle davranırlar"diye öğütler verir. Lucas daha sakin ve oturaklı olmasının yanında askeri bir dehâdır ve kılıç kullanmasını, ata binmesini çok iyi bilir. Damien savaş alanında bir kasap gibiyken Lucas daha çok bir asker gibidir ancak her şeye rağmen ailesi bu hayattaki en değerli varlığıdır. Kardeşlerine olan bağlılığını hiçbir şeye değişmez. Özellikle de küçük kızım dediği Eva'ya. Eva her zaman abisinin bir Lord olmasından şikayetciydi çünkü abisi büyümüştü ve onunla oyun oynamak yerine kılıçla dövüşüyordu.

Karbak'ta Eva her zaman oldugu gibi turuncu yapraklı ve iri ağacının önünde oturuyordu. Yanında sır ortağı Sandra vardı. Sandra Kane Hanesinin olduğu savaşta ailesi öldürülmüştü. Hanesi, Kane Hanesiyle düşmandı. Sandra, Teigen hanedanından kalan son kişiydi. Ailesini öldüren kişilerle olmak onu rahatsiz etmiyordu ancak orada kendisinin anlam ifade etmediğini biliyordu. Lord Kane savaştan sonra ağlayan küçük bir kız çocuğu görünce şaşırdı ve zarar görmesin diye onu hanesine aldı. Eğer şuan o hanede olmasaydı savaşta hayatta kalması imkansızdı. Sandra, gözleri iri, esmer, yeşil gözlü olmasına rağmen pek güzel bir kız değildi. Leydi Eva ise Windlake'de pek görülmeyen bir özelliğe sahipti. Daima güzel giyinen kıyafetlerini ipekten ve en guzel kumaslardan seçen, güzel kokuları seven bir kızdı.Açık kumral saçları ve açık kahve gözleri vardı. Ay kadar beyaz tene, gül kadar kırmızı yanaklara sahipti.Oldukça güzel bir kızdı, uzun saçları vardı. Kisa boyluydu, duruşu oldukça küçük ve sevimliydi, onun güzelliğine güzellik katmıştı. Lord Lucas'ın da benim küçük kızım demesinin sebebi buydu. Çünkü ne kadar büyürse büyüsün, kaç yaşına gelirse gelsin o her zaman küçük bir kız olarak kalacaktı.

Bir gün Sandra ve Eva ağacın altında oturmaya karar verdi. Eva derin düşünceler içerisinde idi. Hafifçe esen rüzgar saçlarını dalgalandırdı. Derin bir şekilde nefes alarak sessizliği bozdu. " Lucas'a her zaman değişmemesini söylerdim hala benimle oyun oynayan bir çocuk olmasını isterdim ama büyüdükçe zevkleri değişti. Kılıç kullanmaya başladı, girdiği savaşlar onu büyük bir adam yaptı. Eskisi gibi mutlu ve eğlenceli birisi değil, o artık mutsuz ve sert bir adam."

Sandra Lucas'la ayni yaştaydı on altı yaşındalardı. Eva'dan daha büyük olduğu için onun tavsiyelerine ihtiyacı vardı, Sandra gülümsedi " Hadi ama Eva. Lucas artık bir çocuk değil, onun büyük bir sorumlulukları var. Artık bir Lord olmasını öğrenmeli bu hem sizin için hem de haneniz için çok önemli. Lordlar bir kez büyüdüklerinde bir daha küçük bir adam olamazlar"

" Biliyorum Sandra ama sanki artık ona ulaşamıyor gibiyim. Herkesle, herşeyle arasına bir duvar örmüş".

O sırada Karbak'ın büyük kapıları açıldı ve içeri Lordlar girdi tüm hane koşarak yanlarina gitti ve Leydi Mary Kane, Lucas'a baktı.

Lucas ise üzgün bir şekilde kafasını yere eğdi. Tüm hane şaşırdı Windlake lordlari ve haneleri onlarin otoritesini sorguluyordu ve bankayı ellerinden almışlardı. Bu onları daha da çok öfkeli yaptı.

KILIÇLARIN YÜZÜ 1.KİTAP KIZILIN RESMİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin