Leslie ile buluşacağı için Richard çok mutlu ve heyecanlıydı. Rimon ona sakin olmasını söylese de bir türlü başaramadı. Sonunda buluşacağı yere gelen Richard kızı bir türlü göremedi. Yarım saattir bekleyen prens, artık ümidini kesmişti. Richard tam yürümeye başlarken arkadan ince, narin bir ses duydu " Beklettiğim için özür dilerim, elimde olmayan sebeplerdi inanın." Richard hemen arkasına döndü. Leslie'yi görünce midesinde kelebekler uçtu. Hemen Leslie'nin yanına doğru hızlı adımlarla gitti. " Gelmene o kadar sevindim ki Leslie. Bir an olsun aklımdan çıkaramadım. " Leslie adamın kendisine olan ilgisini görünce utandı ama kendi ilgisine de engel olamadı.
Birlikte sahilde yürüyen ikilinin sessizligini Leslie bozdu " Halinizden anladığım kadarıyla soylu birisiniz. Söyleyin siz ne yaparsınız bu şehirde?" Adam gülümsedi, elbette bir prens olduğunu söylemeyecekti. Ancak nereye kadar saklayabilirdi ki? " Ben krala hizmet eden bir muhafızım sadece. " Kralin adını duyunca heyecanlanan kız " Peki kral nasıl birisi?" Richard bu soruyu biraz düşündü. Gerçekten de kral nasıl birisiydi? Babası nasil bir insandı sorguladı. " Kral... Onu anlatmak kelimelerle olmaz. Sinirli adamdır ama aslında iyi kalplidir. Belki de o da sıradan bir köylü olarak doğsaydı böyle olmazdı. Belki de sistem onu bu hale getirmiştir?" Leslie yerden kopardığı papatyaya bakarak " Krallarin ve soylularin hep kendini düşünen bencil insan olduklarini düşünürüm. Kendileri saraylarında otururken halkın bu halini görmezden gelen insanlar." Richard bu yoruma şaşırmıştı. " O insanlarin yaninda olmadan hayatlarının mükemmel olduklarını nereden biliyorsunuz? Altınlar ya da güç size mutluluk, huzur vermez." Leslie adama baktı, mavi gözleri onun gözlerinden başkasına bakmıyordu. " Bilirim efendim çünkü siz de benim ne yaşadığımı bilmiyorsunuz."
Nişandan sonra Karbak'ta büyük bir gerginlik hâkimdi. Herkes gittikten sonra Damien salonda sinirden deliye döndü " Bu yaptığına sessiz mi kalacağız, ona bir cevap vermeyecek miyiz?" Damien'in sinirini gören Lucas ona sakin olmasını söyledi. Damien ona karşı tepki gösterdi ve salonu terk etti. Lord Robin, Lord Harold'un saraya nasıl girebildiğini merak etti. Lord Kane sessizce masada otururken bir anda kalbi sıkıştı. Masadan kalkmaya çalışan Lord, yere yığıldı. Bir saat sonra Lord Kane gözlerini yatakta açtı. Herkes başındaydı küçük kızı Eva hemen babasının gözlerini açınca ona doğru sarıldı. Leydi Kane kocasının bu haline bir hayli üzüldü " Bizi çok korkuttun. Biraz dinlenmen gerek sakın yorma kendini." Diye telkinde bulundu. Fakat Lord Kane bunu onaylamadı ne de olsa o bir Lord idi. Gerekirse ailesini, yurdunu korurken ölecekti. Gravis, Lord Kane'nin biraz dinlenmesi için herkesi odadan çıkarttı. Lucas tek başına bahçeye çıktı. Gözden görünmeyene kadar yürüdü. Ormanın içine doğru yürüdü ta ki uçurumun kenarına gelene kadar. Rüzgar hafifçe yüzüne doğru esti. Saçları rüzgarda dans etmeye başladı. Gözlerinin dolduğunu fark etti. Önce kendini küçümsedi ama sonra gözünden bir damla yaş aktığını fark edince diğerlerine engel olamadı.
Omzuna dokunan bir eli hissetti. Gözyaşlarını silip arkasını döndüğünde Damien olduğunu gördü. Damien abisinin daha önce hiç gözyaşlarını görmemişti. " Babam iyi olacak Lucas. Bilirim onu sert ve inatçı bir adamdır. " Damien abisine baktı küçükken ettikleri kavga geldi aklına " Küçükken ettiğimiz o kavgayı hatırlar mısın hani bana ilk kez vurduğun günü. Babam sana nasıl kızmıştı bana vurduğun için. Seni odaya kitlediğinde ona seni çıkartması için yalvardım ama o bana insanlar yaptığı hatalardan dolayı vicdan azabı çekmezler ise neyin doğru olduğunu nasıl anlayacak demişti. Kendi oğullarına karşı bile daima doğruyu öğretmeye çalışan katı bir insandı. Eminim ki bunu da atlatır. " Lucas, Damien'e doğru baktı ve küçük kardeşine sarıldı. Belki babasının durumuna üzülüyordu ama küçük kardeşlerinin yanında olmasına sevinçliydi ve biliyordu ki bu ailede en güçlü o olmalıydı bunun için bir daha ağlamayacağına yemin etti.
Bahçede yalnız oturan Eva'yı gören Lord Robin onu yalnız bırakmak istemedi. Üzüntüsünü bile saklamayan bu kız oldukça narin birisiydi. Eva için üzücü bir durumdu çünkü eğer güçlü bir haneye mensup ise defalarca kez üzülmen kaçınılmaz bir olaydı. Onun için her zaman en iyisini diledi. " Lord Kane iyi olacaktır. O güçlü bir adam leydim" .
"Neden her kötü şey bizim başımıza geliyor? Babama bir şey olursa ben ne yaparım Lord Robin?" Lord Robin, leydinin ağladığını görünce ona sarıldı. " Babanız güçlü bir adamdır Leydim. En yakın zamanda sağlığına kavuşacak, unutmayın bu günlerde geçecek. "
Odanın camından Robin ve Eva'yı izleyen Mona bu görüntüden oldukça rahatsızdı. Lord Kane uzanmış dinlenirken odaya Leydi Kane girdi. Lord Kane ile ilgilendiği için Gravis'e teşekkür etti. Uyuyan kocasının elinden tuttu ve diğer eliyle yüzünü sevdi. Küçüklük aşkı Victor... Leydi Mary Kane küçük bir kızken aşıktı ona. Victor'a olan aşkına karşı çıktıkları için kendi ailesini sildi ve aşkına sahip çıktı. Gravis, Leydi Kane'nin ağladığını görünce ona doğru eğildi. Leydinin biraz dinlenmesini söyledi ama leydi kabul etmedi. Bir süre sonra Leydi Kane, Lord Kane'nin yanındaki sandalyede uyuyakaldı.
Nişanlısını görmek için yanına gelen Lord Robin beklenmedik bir tepkiyle karşı karşıya kaldı. " O kızın sana olan ilgisini görüyor musun?" Söylediklerin bir anlam cikartamayan Robin ne demek istediğini sordu. " Sana aşık olduğunu farkında değil misin? Yıllardır onunla birlikte ayni yerdesin ama bunu fark edemiyor musun?"
Boyle bir ithama elbette ki Lord Bailey sinirlenecekti. "Nasıl boyle bir şeyi aklinizdan geçirirsiniz prenses ben bu ailede büyüdüm." Prenses, Lord Robin'in sözünü kesti " O halde bunu anlamayacak kadar aptalsın."
" Endişeleriniz yersiz böyle bir şey yok olamaz da." Sözünün ardından Lord Robin sinirle dışarı çıktı.
Bir süre sonra uyanan Lord Kane ayaklandı. Karısını yanında uyurken görünce ne kadar yorgun olduğunu fark etti. Karısı onun için her şeydi. Yavaş yavaş Leydi Kane'nin gözleri açıldı. Kocasının sağlıklı bir şekilde uyandığını gören kadın mutluluktan havalara uçtu. " Victor seni iyi görmek benim için bu hayattaki her şeye bedel." Lord Victor Kane karısının alnına bir öpücük kondurduktan sonra " Daha ölmeye niyetim yok merak etme." dedi hafifçe gülümseyerek. Lord Victor kalktı, üstünü giyindi. Leydi Kane dinlenmesini söylediyse de ikna edemedi.
Lord Harold çoktan savaş taktiklerini yapmıştı. Bankadan aldığı güç onu yenilmez kılıyordu. Savaş için toplantı yaparken bir anda içeriye Lord Burns girdi. " Bölüyor muyum?" Lord Burns'i gören herkes şaşırmıştı. Lord Harold şaşkınlığını gizleyemedi çünkü şuanda Kane hanesi dışında, Harold hanesinden en çok nefret eden kişilerden biriydi Lord Burns. " Ne istiyorsun" dedi usulca Lord Harold. " Yardım etmek istiyorum." Lord Harold, Lord Burns'e elbette ki güvenmeyecekti. Çünkü o güvenilmez bir adamdı. " Neden sana güveneyim? Daha bankayı aldığım gün beni tehdit eden sen değil miydin yoksa?" Lord Burns'in yüzünde hafifçe gülümseme oluştu. "Elbette ki senden nefret ediyorum Harold ama Lord Kane piçinden daha çok değil." Lord Burns doğru söylüyorlardı. Ne olursa olsun bu hayattaki en nefret ettiği adam Lord Kane olacaktı ama ona da öylece güvenemezdi.
"Lord Burns en çok nefret ettiğiniz kişi Lord Kane olabilir ama yine de size güvenemem. Sizin yaptıklarınız her zaman benim boyumu aşmıştır." Babasının Lord Burns'i geri çevirdiğini duyan Greg hemen babasına doğru dönerek fikrinden vazgeçmesini, Burns'lerin güçlü bir ittifak olacağını söyledi. Leon ise tam tersi fikirdeydi. Babasıyla ayni fikirde olup asla Lord Burns gibi bir adama güvenilmeyeceğini söyledi.
"Bir düşün Tegwen, kime daha çok güvenirsin? Düşmanına mı, düşmanının düşmanına mı? Ben de ondan birisiyim. İnan bana Lord Kane gibi bir adamı öldürmek için sabırsızlanıyorum." Lord Tegwen biraz düşündü aslında Burns ile bir ittifak oluşturursa ordusunun daha da güçleneceğini düşündü ancak şuan buna ihtiyacı yoktu çünkü yeterince güçlüydü.
"Lord Burns size güvenecek kadar aptal değilim. Şimdi gidebilirsiniz. " Lord Burns, Tegwen'in aptallık yaptığını düşündü. " Sen aptal bir adamsın Lord Tegwen."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KILIÇLARIN YÜZÜ 1.KİTAP KIZILIN RESMİ
Фэнтези"Sensin" dedi. Gelecek senindir ve sen nasıl istersen öyle şekillenir. Kenara doğru çekildi eliyle uçurumu gösterdi ve ekledi. " Hadi şimdi pes et ve tarihe karış. İnsanlar seni korkak diye ansın. Tarih kitaplarinda hanenin son kalanı korkaklık ya...