HAİNLER HER YERDE

1 0 0
                                    

Eva, Sandra ile birlikte Eric'le her zaman görüştüğü nehire doğru gitti. Nehrin ilerisinden sesler geliyordu, ormanın derinliklerine doğru gittiler. Birkaç grup adamı gördü, Eva şaşkınlığını gizleyemedi. " Onları daha önce burada Eric'le birlikte resim çizip, konuştuğumuz yerde hiç görmemiştim." dedi sessizce.

- Belki de sadece köylülerdir ya da haydutlar... Eva burası cok tehlikeli gidelim lütfen.

Sandra adamları görünce korkmuştu ama Eva bu adamların burda ne işinin olduğunu öğrenmeden gidemezdi.

- Hayır anlamiyorsun Sandra. Burası öyle bir yer değil.

- Neden?

- Belki de burası sakin bir yer olduğu içindir. Belki de sadece bana ait bir yer olarak gördüğüm içindir.

Sandra ve Eva adamları biraz daha izlediler. En öndeki atlı eliyle arkaya doğru bir işaret yaptı. Adamın işaretiyle arkadan bir sürü atlı çıktı. Bunlar şövalyeydi, Eva geriye doğru korkarak çekildi.

- Bunlar asker. Geldiler. Dedi Sandra'ya.

Sandra ve Eva hemen kaleye doğru koştu. Eva kalenin içinde abisini aradı, en sonunda abisinin odasına ulaştı. Odadan içeri girdi ancak nefes nefeseydi. Damien kardeşini o halde görünce panikledi. " Ne oluyor Eva, neyin var?" Dedi korkuyla.

- Geliyor... Atlılar geliyor. Dedi Eva nefes nefese. Damien, Eva'nin dediğine şaşırdı. " Saçmalama Eva öyle bir şey olsa babam ya da Robin mektup yollardı. Muhtemelen ormanda gezen birkaç çetedir. "

- Hayır. Şövalye vardı, yemin ederim. Damien kardeşine sarıldı. " Tamam Eva sakin ol, ben her şeye rağmen ormana asker yollayacağım bakması için. Sen de biraz dinlen kendine gel. " Eva hala panik içindeydi. Söylediklerinde ısrarcıydı ama Damien kardeşinin dediklerini pek önemsememişti.

İhtiyar adam köyün merkezine ekmek almaya çıkmıştı. Fırına doğru yaklaşırken dükkandan çıkan doktoru gördü. Ona doğru seslendi ancak adam sesini duymadı. İhtiyar adam fırına doğru girdi, iki tane ekmek istedi. Fırıncı ekmekleri hazırlarken " Doktor buradan ne zaman gidecekmiş haberin var mi?" Diye sordu. Fırıncı bir an adamın ne dediğini anlayamadı. "Doktor da kim?" Dedi.

- Az önce dükkandan çıkan adam.

-O adamı mı söylüyorsun? O bir tüccar, çok uzaktan yaralı bir atla geldi buraya aslında hiçbirimiz güvenememiştik ona ama pek zararı yok gibi.

İhtiyar adam bir anda durdu. Düşündü bu adam neden yalan söylesin diye aklından geçirdi. Sonradan aklına onu evinde yalniz bulduğu, Robin'i sorduğu zaman geldi. Robin bir askerdi. Belki de amacı onu öldürmek dedi içinden. Hemen ekmekleri aldi, parasını ödedi hızla eve doğru gitti.

Lord Robin kapının vurulmasıyla uykusundan irkilerek kalktı. Topallayarak kapıya doğru yöneldi, kapıyı açtığında karşısında doktorun olduğunu gördü. Robin içeriye doğru davet etti.

Doktor eşyalarını masaya doğru koyup Robin'e koltuğa oturmasını istedi. Robin adamın dediğini yaptı. " Ne zamandan beri buradasın?" Diye sordu adam.

- Çok fazla oldu ancak gitmeliyim.

Adam, Robin'e doğru arkasına döndü. İğneyi hazırlamaya başladı. " Neden?" Dedi.

- Beni bekleyenler var. Dedi Robin üzgün bir şekilde

- Bu kişiler senin için çok önemli belli ki.

- Elbette, onlar için her şeyi yaparım. Adam gülümsedi. " Karın ve çocukların mı?" Diye sordu. " Hayır," dedi Lord Robin bir an Mona'yi düşündü ancak onu sevmediğini biliyordu. " Sevdiğim kimse yok," diye cevap verdi. Adam iğneyi hazırladıktan sonra Robin'e doğru döndü, iğneyi vurmak için eğildi. Robin'in dizine bağlı olan sargıyı açıp iğneyi vurmak için hazırladı.

Tam o sırada Robin adama doğru eğildi. " Hiçbir doktor belinde armalı bir hançer taşımaz." diye fısıldadı. Adam gözünü Robin'e doğru dikmişti ki, Robin yaralı diziyle adamin burnuna doğru vurdu. Burnunun kırılmasıyla inleyen adam elindeki iğneyi yere düşürüp burnunu tuttu. Robin, adama doğru bir yumruk daha vurdu, adam sendeleyerek kalktı. Bir yandan burnunu tutup bir yandan belindeki hançeri çıkartmaya çalıştı ve hançeri eline aldı. Robin'in üzerine doğru koştu ve birlikte yere düştüler. Adamın altında kalan Robin hançer ile göz göze geldi ancak adamın elini sıkıca tuttu. Bir süre direndikten sonra Robin adamın elinden hançeri düşürmeyi başardı. Yere düşen hançeri ulaşmak için bir elini uzatan Robin'i gören adam hançeri ayağıyla koltuğun altına doğru atti.

Bıçaklayarak öldüremediği Robin'i bu sefer boğarak öldürmeye çalışan adam, Robinden bir kafa darbesi aldı ancak yine de Robin'e saldırmayı bırakmadı. Robin üstüne doğru saldıran adamın elini ısırdı ve etini koparttı. Acıyla bağıran adam elini tuttu, Robin adami üstünden itti.

Kaçmaya çalışan Robin'i görünce elindeki acıyı unutup Robin'e doğru tekrar saldırmaya başladı. Robin adamı duvara doğru itti, adam yumruklarla Robin'e karşılık verdi. Adam az önce Robin kaçmaya çalışırken koltuğun altından aldığı hançeri çıkarttı. " Geber artık" diyerek Robin'in üstüne doğru yürüdü. Robin yavaş adımlarla geriye doğru ilerlemeye başladı. Adam bir anda Robin'in üstüne doğru koştu ki birden duraksadı. Robin'in gözlerinin içine doğru baktı, bıçağı elinden düşürdü ve yere doğru yığıldı.

Yere doğru yığılan adamın arkasından ihtiyar göründü. Robin ile göz göze geldiler, bir süre şaşkınlıkla birbirlerine baktiktan sonra rahatça nefes alıp sarıldılar.

KILIÇLARIN YÜZÜ 1.KİTAP KIZILIN RESMİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin