Greg Harold toplantıdan çıkar çıkmaz annesini ziyarete gitti. Odasında bir hayli hasta yatan annesinin yaninda Sophie vardı. Önce kadına gülümsedi ardından annesinin yanına oturdu. Gözleri dolu bir şekilde annesiyle konuştu.
" Bana cevap veremesen de beni duyduğunu biliyorum. Kendimi taniyamiyorum. Korku var içimde, acımasızlık var ama bu düşmana karşı değil. Kendi canımdan, kendi kanımdan olana karşı. Bana suçlayıcı gözlerle bakma ne olur. Ben onun için her şeyi yaparım."
Annesinin gözlerinden bir kaç damla yaşı sildi. En son elini öperek odayı terk etti.
Richard dışarıda şövalyeleri ile gezerken geçen gece gördüğü kız gözüne takıldı. Şövalyelerine beklemelerini emrederek kadının yanına yaklaştı.
"Geçen gece sizi korkuttuğum için kusura bakmayın. Niyetim asla kötü değildi. Sadece kim olduğunuzu merak ettim. Bir de abimin yaptığı saygısızlık için özür dilemek istemiştim lakin siz korktunuz benden."
Yere bakan gözlerini çocuğun gözlerine doğru çeviren kız, bu adamın niyetinin kötü olmadığını farkına vardı.
" Babam hasta bekler beni izninizle efendim." Aceleyle gitmeye çalışan kızın kolundan tutup kendine çeviren Richard bir süre bu kızın gözlerine baka kaldı.
"Adınız nedir onu söyleyin. Ne olur adınızı esirgemeyin benden."
" Leslie efendim. İzninizle."
İlerleyen kıza bakıp kalan Richard'ın yanına şövalye Rimon geldi. Rimon sadece asker değil en yakın arkadaşıydı.
"Bakıyorum da Prensimiz aşkını bulmuş." Rimon gelmesiyle irkilen Richard bir anda ona doğru döndü. " Sakın, sakın kimseye söyleme bunu. Kimse bilmeyecek anladın mi?"
" Aman prensim merak etmeyin. Ne gördüm ne de işittim. Aklınız kalmasın ama kimdir bu kadin?"
"Taverna da gördüm geçen gün. Adı Leslie." Richard'ın aşık olduğunu gören Rimon gülümsedi. Nitekim en yakın arkadaşının bu kadar mutlu olması onu da mutlu ediyordu.
"Aşık mı oldun yoksa Richard?" Richard bir an aşık olduğunu düşününce utandı. " Hayır tabiki sacmalama sadece tanımaya çalışıyorum."
" Kraliçemiz duymasın Richard. Dikkat etmelisin."
Harold hanesi tüm ordularını toplamış, diğer hanelerin birkaçıyla ittifak oluşturmuş, güçlenmeye başlamıştı. Bir anda bu kadar yükselen bir hane olmak Lord Harold'un kibrinin oluşmasına neden oluşmuştu. Babasının bu halini gören Greg endişeleniyordu. Fazla kibire kapılması onun sonunu getirebilirdi. Lord Harold masanin başında konuşmaya başladı. "Önce lord Kane'den bankanın vergi yükünü arttıracağımızı bildireceğiz. Elbette ki bunu kabul etmeyecektir. Ardından saldırıya geçeceğiz. İlk başta kuzeyden saldırmaya başlayacağız. En güçlü kanadı orası. Orayı aldıktan sonra kaleye sahip olmak kolay olacak. " Kumandanlarından biri Lord Harold'un konuşmasını böldü.
"Peki ya yardıma gelen haneler. Onlar ne olacak. Kane hanesi de bir ordu toplayacaktır. Onlarla nasıl baş edeceğiz?"
"İşte tam da bu yüzden Dooley hanesi bize kapılarını açacak. Oradan birlikte ordularimizi birleştirip hep birlikte saldıracağız. Şimdi elçiyi çağırın bana desin ki Lord Tegwen Harold bankanın vergisini arttırmış bulunmakta. Dört katına çıkan bu vergiyi ödemeniz şart koşulmuştur. Aksi takdirde ödemezseniz olacaklardan ne Harold hanesi ne de banka sorumludur."
Eline mektup ulaşan Lord Kane öfkeden deliye döndü. Masayı yumrukladı. "Nasıl cüret eder buna? O kim olur da beni tehdit eder?" Lord Kane'i uzun süredir bu kadar sinirli görmeyen ailesi durumun ciddiyetini artik daha çok farkına vardı. "Bırakın ben halledeyim" dedi Lord Robin. Her zaman cesur ve sadakatliydi. Bir anda Lord Kane kalbine saplanan acıyla inledi. Tam düşecekken bir eliyle masayı, bir eliyle kalbini tuttu. Lord Kane zor nefes alarak cümlesine devam etti "Demek bana savaş açar ha? Demek ilk işi beni bitirmek. Tanrı şahidim olsun ki o adamı yaşatmayacağım."
Herkes Lord'un yanına panikle koştu. Durum git gide kötüye gidiyordu. En yakın zamanda büyük bir kiyamet kopacaktı. Leydi Kane biricik kocasının kolunu tuttu. "Hemen üstadı çağırın."diye bağırdı. Lord Kane sandalyesine oturdu "Benim üstada ihtiyacım yok sadece dinlenmek istiyorum."
Lucas Kane babasının bu dediğini kabul etmedi ama Lord Kane o kadar inatçı birisiydi ki odasına doğru ilerlemeye başladı. Damien ve Robin'in yanına yaklaşan Lucas "Hemen orduları toplamamız gerek. Kaleyi koruma altına almayız. Ne gerekiyorsa yapılsın." diye ikaz etti. Elbette ki o mektubun Lord Harold'un savaş ilanı olduğunu anladılar.
Lord Robin orduları toplamak için kalesine doğru yol aldı. Damien ise Kane hanesine sadık tüm ittifakların ordularını birleşmeye çağırmaya gitti. Lucas kalenin içindeki ordunun hepsini gorevlendirdi. Kalenin iyi korunmasına dair emirler verdi. Lord Kane yavaş yavaş kendine geldi ve bir mektup yazdı Lord Harold'a. Bu yazacağı mektupla muhtemelen bir savaş kaçınılmaz olacakti. Masanın başına oturdu. Ailesinin geleceğini yazdı satırlara. Bu savaşı kaybettiğinde ailesine ne olacağını düşündü. Yıllardır sahibi olduğu kalenin ne olacağını. Yazdığı bu mektupla ya kendi ölümünün fermanını imzaladı ya da büyük bir galibiyetin.
"Sevgili Lord Harold, duydum ki haneme ve bana bir komplo kurmak istemişsiniz. Sözde vergileri arttırarak bana diz çöktürmek amacına girmişsiniz lakin şunu unutmayın ki şimdi nasıl yükseldiyseniz bir gün o yüksekten öyle bir düşersiniz ki yere çakılırsınız. Ailem hiçbir hanenin kurallarına boyun eğmeyecek, diz çökmeyecektir. Siz şuan bizden bankayı almış olabilirsiniz, gücü elinize aldınız doğru ama önemli olan o gücü elinize almak değil, elinizde tutmaktır, elinizde tutabilmektir ve ben de görüyorum ki bu yetenek sizde yok. Bu kaleyi bu kadar istiyorsanız buyurun gelin beklerim ama yenileceğiniz kavgalara girmeyin. Yine de istiyorum diyorsanız eğer sizi yenmek benim için bir şereftir.
Karbak'ın Lordu, Windlake hükümdarı, Toprakların Hakimi Lord Victor Kane.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KILIÇLARIN YÜZÜ 1.KİTAP KIZILIN RESMİ
Fantasy"Sensin" dedi. Gelecek senindir ve sen nasıl istersen öyle şekillenir. Kenara doğru çekildi eliyle uçurumu gösterdi ve ekledi. " Hadi şimdi pes et ve tarihe karış. İnsanlar seni korkak diye ansın. Tarih kitaplarinda hanenin son kalanı korkaklık ya...