~7.Bölüm~

5.4K 424 137
                                    

Ellerimdeki poşetleri yere bırakıp çantamdan anahtarımı çıkardım. Kapıyı açtıktan sonra besmele çekip içeri girdim. Ev bomboş olduğu için ayak seslerim hafif bir yankı yapmıştı. Poşetleri alıp mutfağa geçtim. İçlerinde tamamen temizlik ürünleri vardı. Evet, bugün temizlik yapmak için erkenden otelden çıkmıştım. Annem sabahın nurunda arayıp "Hâlâ uyuyor musun İclal? Çabuk eve git ve temizliğe başla kızım. İkindiye minibüs gelir. Anca bitirirsin. Hadi kalk kalk!"dediğinden beri sabah namazının ardından alışverişe çıkmış ve temizlik ürünleri alıp gelmiştim.

Evi dolaştıktan sonra önce bütün pencereleri açıp her yeri havalandırdım. Gidip ellerimi yıkayıp temizliğe başlayacaktım ki kapı çaldı. Allah Allah, bu saatte kim olabilirdi ki?

Kapıyı açıp baktığımda tesettürü ile gözlerimi kamaştıran üç hanım çıktı karşıma.

"Selamün aleyküm?"dediler hep birden coşkuyla.

"Ve aleyküm selam?"

"Duyduğumuza göre apartmanımıza yeni taşınmışsınız. Apartmana girişte ellerinizde temizlik ürünleri gördük de yardıma gelelim dedik."diye gülümsedi en öndeki güzel kadın.

Allah'ım ben rüya mı görüyorum yoksa halüsinasyon mu? Asr-ı Saadet'ten fırlamış mümine hanımlar gelmiş bana yardım etmek istiyor.

"Çok teşekkür ederim, çok düşüncelisiniz ama zahmet vermeyeyim. Ben tek başıma da halledebilirim."diye bir açıklamada bulundum hâlâ şaşkınlık içinde.

"Biz yeni taşınsaydık siz yardıma gelmeyecek miydiniz yani?"dedi diğer bir hanım.

"Tabi ki gelirdim. O nasıl söz?"

"Ya seninki nasıl söz kardeşim? Kendin yardıma gelirsin de bizi hayırdan mahrum etmek niye?"dedi en sonuncusu gülerek.

Yok yok, ben kesin rüyamda Asr-ı Saadet'e düştüm de o yüzden bu kadar güzel bu rüya. Başka açıklaması yok çünkü bunun.

"Ama ben..."

"Aması falan yok. Peygamber Efendimiz (SAV) müminleri kardeş ilan ettikten sonra sen kimsin de bizi hayırdan mahrum ediyorsun?"dedi en öndeki şakayla karışık konuşarak.

Gözlerimden bir damla yaş düşmesine engel olamadım. Boğazım düğümlenmişti. Onlar bu halimi görünce yanlış anladılar tabi.

"Biz... Biz çok özür dileriz kardeşim. Amacımız seni üzmek değildi. Evin temizliğini tek başına yapmak senin çok ağır olur, bu yüzden biz de yardıma gelelim dedik."

"Hayır hayır. Beni yanlış anladınız. Sizin bahsettiğiniz sebeplerden ötürü ağlamıyorum. Ağlama sebebim, hep bu anları özlemem, hayal etmem ve iple çekmemden dolayıdır. Ben böyle sahneleri hep kitaplarda, Asr-ı Saadet'te okudum. Şimdi aynısını yaşayınca duygulandım hanımlar, kusura bakmayın."

Onlar da duygulanmıştı.

"Ah canım kardeşim benim. Sendeki nasıl bir ihlas ki hemen gözlerin yaşardı? MaşaAllah, tebrik ediyorum seni."

"Estağfurullah. Özür dilerim, sizi kapıda bekletiyorum kaç dakikadır. Lütfen içeriye buyurunuz."deyince içeri geçtik.

"Bu arada ben Özgül. Arkadaşlarım da Ayşegül ve Yıldız."

"Çok memnun oldum. Ben de İclal. Kusura bakmayın, evde hiç eşya yok. Sizi ayakta bekletiyorum."

"Hiç önemli değil İclal. Bak, ne yapalım biliyor musun? Harika bir fikrim var. Güzelce bir temizlik yaptıktan sonra oturup hep birlikte sohbet edelim. Bu arada Perşembe gününün sünnet olması dolayısıyla biz oruçluyuz da sohbeti iftarda yapsak senin için sorun olur mu?"dedi Ayşegül.

FELAHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin