"Sana kötü bir haberim var İclal Ilgın. Benim sana hissettiklerimi sen de bana hissediyorsun. Benim sana kör kütük aşık olduğum gibi sen de bana aşıksın. Geçmiş olsun..."
Kelimenin tam anlamıyla donup kalmıştım. Tüm vücudum kaskatı kesilmişti. Kalbim çıldırmış gibiydi. Öyle hızlı atıyordu ki nefes alışverişlerim de ona eşlik ediyordu. Bunların yanı sıra ellerim titriyordu ve ne kadar gitmek istesem de Uraz inadına bırakmıyordu bileğimi. Onun gözleri gülümsemekten kısılırken ben sadece şaşkınlıkla ona bakıyordum. Hâlâ o sözlerini sindirmeye çalışıyordum. Doğru mu söylüyordu? Benim gerçekten de ona hislerim mi vardı?
"Benim gitmem gerekiyor. Mesaim başlayacak birazdan."deyince elini gevşetmiş, ben de hemen bileğimi kurtarıp ondan bir iki adım uzaklaşmıştım. Tam gitmek üzereydim ki unuttuğum Zeynep ve Ebru'yla karşılaşmıştım bir anda kapıda. Ben ve Uraz onlara, onlar da bize şaşkınlıkla bakıyordu. Aslında Uraz'ın yüzünde bir şaşkınlık ifadesi gördüğümü söyleyemezdim. Şu anda sadece ifadesiz bir şekilde bakıyordu.
"Kızlar nerede kaldınız? Ben de Uraz'ın damar yolunu çıkartmıştım. Serumu bitmişti de... Neyse, benim birimime gitmem gerekiyor. Kızlar sonra görüşürüz. Uraz sana da çok geçmiş olsun."dedim toparlamak adına. Zira kimse konuşamamıştı. İnşaAllah bizi yanlış anlamamışlardı. Zeynep'in Uraz'a olan hislerini görmezden gelemezdim çünkü.
"Teşekkürler İclal hanım!"dedi Uraz alaycı gülümsemesiyle. Bunun üzerine istemsizce yutkunmuştum ve maalesef o da bunu gördü ve gülümsemesi daha da genişledi.
"Ri-rica ederim." Harika! Üstüne bir de kekelemiştim. Uraz'ın keyfine diyecek yoktu artık!
"Tamam İclal, sonra görüşürüz. Zaten Hilal de burada değil, biz de gideriz birazdan."diyen Ebru ile de zoraki gülümsemiş ve hemen ardından oradan ayrılıp kendimi bulduğum ilk lavaboya atmıştım.
Ellerimi mermere dayayıp bir süre nefeslenmeye, sakinleşmeye çalıştım. Başımı kaldırınca aynadan yansımamı gördüm. Af, gerçekten de yanaklarım kızarmıştı. Kızlar bu yüzden şaşırıp konuşmamışlardı belki de. Gerçekten af! Uraz'a bunun hesabını soracaktım ama!
Kendime gelince kimseyle karşılaşmamaya özen göstererek asansöre bindim ve birimimin yolunu tuttum. Bakalım bugünün etkisini nasıl atlatacaktım? Zira aklımda sürekli Uraz'ın sözleri yankılanıp duruyordu. Acaba gerçekten de aşık mı olmuştum ona ben? İşte bunu hiç bilmiyorum...
***
Akşam eve gittiğimde yine rutin işlerle ilgilenip kafamı dağıtmaya çalışmıştım. Düzgün olan evimi bir daha toparlamış, yemek yapmış, çay demlemiş, çalışma masamda vakit geçirmiş ve kitap okumuştum. Bunun gibi bir sürü küçük işle uğraşıp durmuştum işte. En sonunda yorulup oturmuştum ki apartmandaki hanımlarla olan WhatsApp sohbet grubuna mesaj geldiğini görmüştüm. Özgül beni etiketleyip şöyle yazmıştı.
"Hanımlar biliyorsunuz ki bir gün sonra günümüz var. Her hafta bir hanım kardeşimizin evinde toplanıp İslami sohbetler yapıyoruz. Bu hafta Ayşegül'ün evinde toplanacağız inşaAllah. Apartmanımıza yeni bir aile taşınmış. O ailenin hanımlarını da davet edeceğiz inşaAllah, daha doğrusu davet etmek istiyoruz fakat kendilerinin helal ve tayyip gıda hakkında pek bir bilgisi yokmuş. Bu yüzden aramızdan bir hanım kardeşimizin konuşmacı olmasını istiyoruz. Ben ve birkaç kişinin aklına tabiki @iclalılgın kardeşimiz geldi. İclal de kabul ederse bu hafta helal ve tayyip adlı sohbetimizde konuşmacı olsun. Bilmeyenleri aydınlatsın, bilenlere de hatırlatma yapsın. Hepimiz de İclal'in bu konudaki bilgisine birçok sohbet ve toplanmada şahit olduğumuz için onu istiyoruz esasında. Hepimiz genel şeyler bilirken İclal'in daha derin bilgilere sahip olduğunu fark ettik. Sen ne dersin İclal?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FELAH
Teen Fictionİclal Ilgın, üniversiteden yeni mezun olmuştur ve Kayseri'ye sağlıkçı olarak atanır. Gittiği şehri tanımadığı için bir süreliğine ev arayışına çıkar. Sonunda bulduğunda ise beklemediği bir sürpriz ile karşı karşıya kalır. Özel bir numara sürekli ken...