"Tamam, saçmaladım. Daha kaç kere özür dileyeceğim?"
"Bak İclal! Hazar ne kadar muhafazakar olmazsa olmasın yine de düzgün bir insan, iyi bir insan. Böyle bir muameleyi hak etmedi."
"Tubira'm benim, seni öyle üzgün görünce bir an sinirlerime hakim olamadım. Sevdiklerim birileri yüzünden, dolaylı ya da doğrudan olsa da acı çektiğinde sinirleniyorum ve sinirlenince de benim nasıl olduğumu biliyorsun. Huysuz ve suçlayıcı biri oluyorum. Herkesin sevmediği ama hep yenildiği huyları vardır. Benim de sevmediğim ve yenildiğim huyum bu işte. Affet artık beni. Hem bak, Hazar'dan da özür diledim. Üstelik sen söylemeden. Çünkü sinirim geçtikten sonra çok pişman oldum ve vicdan azabı çektim. Hazar Allah'tan anlayışlı biri ve beni hoşgörüyle karşıladı."
"Neyse sen Hazar'a dua et. Seni affetmeseydi ben de etmezdim."
"Bundan sonra eniştenin insafına kaldık desene?"diye dudağımı büktüm. O ise bana yastık fırlattı.
"Ya İclal öyle konuşmasana! Yerin kulağı var."
"İnşaAllah bir gün evlenirsiniz de kurtulurum."diye tavana bakarak sitem ettim. Tuğba yine bir yastık fırlatmıştı ama hoşuna gitmişti bu duam, yüzünde açan güllerden belliydi. Bu arada daha iyi olmuştu elhamdülillah. Tabi Hazar'la konuşunca bizim kız daha iyi olmuştu. Hazar gerçekten ona ilaç gibi geliyordu. Konuşmasının sebebi ise benim o saçma davranışlarım idi tabi. Sonunda iş, tatlıya bağlandığı için sevinmiştim.
"Kız Tuğba, akşam şöyle güzel bir film izleyelim mi birlikte? Hem o kadar şey hazırladım. Film eşliğinde bir güzel götürürüz. Ne dersin?"dedim kalpli gözlerle.
"Vallahi fena fikir değil. Yapabiliriz."
"Yarın öbür gün gideceksin zaten. Dolu dolu geçirelim bari."dedim yüzüm asılı.
"Üzülme hemen. Bir sonraki sefer sen gelirsin yanıma, bu sefer ben seni ağırlarım."dedi göz kırparak. "Hadi gülümse."
İstemsiz bir şekilde yüzüme gülümseme yayılmıştı. Tuğba'nın yanında bir çocuktan farkım yoktu. Bazen mızmız bazen de nazlı.
***
"Tuğba hangi filmi izleyelim? Karar veremedim ben."
Oturma odasına soframızı kurmuş, üstüne hazırladığım atıştırmalıklardan ve içeceklerden koymuştuk. Hepsinin kaynağının helal gıda olması içimi öylesine rahatlatıyordu ki. Evet, sünnete göre az ve öz yemek daha efdal idi. Biz de elbette bu ölçülere göre bir sofra hazırlamıştık kendimize.
"Bir düşüneyim."diyen Tuğba elini çenesine koyup gözlerini kısarak düşünmeye başladı.
"Animasyon mu izlesek?"
"Güzel olur aslında. Uzun zamandır hiç animasyon izlemiyordum. Şöyle komik bir animasyon izlesek hiç fena olmaz."
"Benim liseden bir arkadaşım vardı. Ortaokul öğretmeni. Öğrencilerine örnek olsun diye 'Horton' adlı bir animasyon izletmişti. Oldukça güzel bir film diye bahsediyordu."
"O zaman onu izleyelim. Bizim için de bir değişiklik olur. Merak ettim de filmi."
"Hadi o zaman İclal'im, aç da izleyelim."dedi Tuğba sırıtarak.
Başımı sallayıp dizimdeki leptoptan filmi araştırmaya koyuldum. Sonunda uygun bir siteden filmi açıp özel tasarımlı sehpama koydum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FELAH
Teen Fictionİclal Ilgın, üniversiteden yeni mezun olmuştur ve Kayseri'ye sağlıkçı olarak atanır. Gittiği şehri tanımadığı için bir süreliğine ev arayışına çıkar. Sonunda bulduğunda ise beklemediği bir sürpriz ile karşı karşıya kalır. Özel bir numara sürekli ken...