0.1

17.2K 1.3K 549
                                    


selam, yeni bir fic yazdım.

umarım beğenirsiniz.

iyi okumalar

☆☆☆

kahve bardağını masasının üstüne bırakıp öfkeyle ayağa kalktı minho. stajyer avukat yine yanlış dosyayı getirmişti. savcıyla çalışmak, özellikle savcı minhoyla çalışmak zor olduğundan stajyerler sık sık stajlarını yakma pahasına da olsa bırakmak istediklerini söylerlerdi. genel müdür kendisine stajyeriyle daha iyi geçinmesini ve başka stajyer bulamayacağını söylediğinden bu seferki stajyerle iyi geçinmeye çalışıyordu ama böyle durumlarla karşılaştıkça da sinirlerinin zıpladığını hissediyordu. çocuğu işe gönder arkasından sen git muhabbeti yaşanıyordu sürekli.

odasından çıkıp yerinde olmayan stajyerine bağırdı. "hwang hyunjin neredesin?" sarışın çocuk girdiği odadan eli ayağına dolaşmış şekilde çıkarak savcıya baktı. "bu getirdiğin ikinci yanlış dosya, üçüncüde muhasebeye gidip çıkışını istersin."

"özür dilerim sayın savcım, isterseniz hemen gidip doğrusunu getireyim."

"istemez" elindeki dosyaya atılan çocuğu savurdu. "kendi işimi kendim yaparım. sana verdiğim işleri eksiksiz yap sen önce."

gelen asansöre binip arşive inmek için eksi ikiyi tuşladı minho. arşivin tozlu ortamını sevmiyordu. asansör katta durduktan sonra istemeye istemeye ayaklarını sürüdü. kapının açılması için kartını okuttuktan sonra içeri girdi. devasa bir yerdi arşiv, son iki yüz yılın bütün dava dosyaları bu odadaydı. dolayısıyla temizlenmesi mümkün olmuyordu, sadece sistemli bir şekilde düzenleyebiliyorlardı. 2017 yılının dosyalarının olduğu sağ tarafa doğru yürümeye başladı. eylül ayının dosyaları üst tarafta kalıyordu. merdivene ihtiyaç duyacağı kadar yüksek bir yerde değildi dosya ama merdivensiz de zorlanıyordu. nihayet on beş eylülün dosyasını çekmeyi başardığında tatmin duygusuyla mırıldandı. ancak bu tatmin duygusu kısa sürdü çünkü çektiği dosyanın peşinden arkalara iteklenmiş kalın bir dosya açık şekilde yere düştü.

yerden kalkan tozla birkaç kez üst üste hapşurdu. elini tozlu havanın dağılması için iki yana salladı ve düşen dosyayı almak için eğildi. gördüğü fotoğrafla birkaç saniye kanının donduğunu hissetti minho. gözlerini kırpıştırdı, belki de saatlerce süren yorgunluğumun sonucunda uyuyakaldım ve bu yaşadıklarımın hepsi hayal ürünü diye düşündü. değildi.

diğer dosyayı boş verip yere saçılan belgeleri topladıktan sonra ayağa kalktı ve arşivden çıkıp merdivenleri kullanarak yukarı çıkmaya başladı. asansörü bekleyemeyecek kadar kötü hissediyordu kendini. nefes nefese odasının olduğu kata çıktığında kendisine korka korka "kahve ister misiniz efendim?" diye soran hyunjin'i teşekkür ederek şaşkınlık içerisinde bıraktı ve odasına girdi. üstüne kırmızı mühür basılmış dosyayı düzenli masasına fırlattıktan sonra odanın içinde volta atmaya başladı.

birçok şey görmüştü minho meslek hayatında. nelerle karşılaşmıştı nelerle; korkunç cinayetler, parçalara ayrılmış bedenler, kimliği bile belli olmayan ve otopsiden sonra kimsesizler mezarlığına defnedilen zavallı insanlar. yine de hiçbiri bu deprem etkisini yaratmamıştı minho için çünkü çoğunluğunu başarıyla sonlandırdığı soruşturmaların o insanlardan hiçbiri lisede aşık olduğu ve sonrasında izini kaybettiği bu çocuk değildi. anlaşılan izini kaybeden bir tek kendisi de değildi. ama yıllarca arayışın sonunda bulunamamış ve soruşturma düşmüştü. bu dosya da tarihin tozlu sayfalarına kaldırılmıştı, tabii minho onu şans eseri bulamasaydı. onun kolay kolay bırakmaya niyeti yoktu bu işi.

"han jisung" dedi mırıldanarak. "neredesin ve ne yapıyorsun bilmiyorum ama lütfen hâlâ yaşıyor ol. bunlarca senedir aklımdan çıkmamanın cezası olarak bana bir gelecek borçlusun."

☆☆☆

umarım beğenmişsinizdir.

oy vermeyi, yorum yapmayı ve beğendiyseniz kütüphanenize eklemeyi unutmayın!!!

sizi seviyorum.

baybay.

law of love | minsung (✓)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin