Sabah uyandığımda gece gerçekten rahat bir uyku uyuduğumu hatırladığımda bu durumu belirten bir yüz ifadesi belirmişti yüzümde. Dün tam bir felaket olarak geçmişti diyebilirim. Yataktan kalkıp miskince banyoda yüzümü yıkadıktan sonra havluya yüzümü silip içeri geçtim. Anlaşılan herkes uyuyordu. Bora dün çocukların odasında uyuduğu için pekte bilmiyordum uyuyup uyumadığını. Ama haketmişti bu durumu. Bizden birşeyler saklamasına gerek yoktu. Anlatsaydı daha dikkatli davranabilirdik.
Çocukların odasına geldiğimde Berat'ın yatağında iki büklüm, üstü açık bir şekilde uyuyakaldığını gördüm. Yanına gittiğimde yüzünde rahatsız bir ifade vardı. Normalde onu uyurken izlemiştim ve bundan daha rahattı. Kabus görüyor olmalıydı çünkü baya terlemişti. Gidip üstünü örttüğümde başında dikilip izlemeye devam ettim. Tam saçlarını okşuyordum ki elimi tutup ismimi bağırarak uyanması bir olmuştu.
Kan ter içinde. İsmimi bağırarak. Ne görmüştü acaba ? Beni görmesiyle beraber kollarının arasına alması bir olmuştu. Titriyordu. Kesik kesik ismimi sayıklıyordu. Ne yapacağımı bilmez şekilde kollarının arasında onun o endişeli yüz ifadesini izliyorum.
-"Ada beni sakın bırakma. "
-"Bora noluyor ne gördün ?"
Kafasını olumsuz şekilde salladığında anlatmak istemediğini anlamıştım. Ama hem benimle ilgili hemde kötü bir rüya olduğu her halinden belliydi. Bu seferde ben onu kollarımın arasına almış saçlarını okşamaya başlamıştım.
-"Korkma yanındayım."
Nefesi düzeldiğinde kollarımın arasından çıkartıp yüzünü yıkayıp mutfağa gelmesini söyledim. Hızlı adımlarla mutfağa geçtiğimde dolaptan yiyecek birşeyler çıkartıp beklemeye başladım. Bora geldiğinde yanımdaki sandalyeyi çekip oturduğunda beni izlemeye başladı. Bir anda tekrardan sarılınca sarsılmış ve dengemi kaybetmiştim ama kendimi toparlamama yardımcı olmuştu.
Alnı yanağıma değdiğinde ateşi olduğunu farkettim. Omuzlarından tutup kendimden uzaklaştırdıktan sonra elimi alnına koyup ateşine baktım. Acayip derecede ateşi vardı yanıyordu resmen.
-"Bora senin ateşin var."
-"Hayır iyiyim ben."
-"Bora yemek ye ılık bir duş al lütfen ateşin gerçekten çok fazla."
Yemek yememek için direnince masanın üstünde ki çatalı elime alıp bir parçada ekmek böldükten sonra Bora'nın ağzına sokmaya çalışmıştım ama ağzını birbirine kenetlemiş açmamakta inat etmeye devam etmişti. Çatalı masaya bıraktıktan sonra sol elimle ağzını sıktırıp sağ elimdeki çataldaki herşeyi ağzına tıkmıştım. Bu seferde çiğnemiyordu.
-"Bora çiğniyor musun yoksa onudamı ben yapayım ? Çiğne şunları."
