Neden sabahın köründe okula gidiyorduk ki. Neden bizi hiç düşünmüyorlardı. Annemin;
-''Hadi kahvaltıya gel geç kalacaksın.'' demesiyle iç sesim yeniden homurdanmaya başlamıştı.
Sanki geç kalıp kalmamak çok umrumdaydı. Zaten buraya zorla getirilmiştim bide okulumu kafaya takacaktım. Dün ki giydiğim eşofman ve tişörtten kurtulup fazla ilgi çekmemek için siyah bir kot pantolon ve mavi bir tişört giydikten sonra hırka ve ayakkabılarımı alıp aşağıya indim. Annem yine beni delirtecek tarzda imalı bir şekilde;
-''O günaydın prenses hazretleri sonunda uyanabilmişsin.'' dedi.
Hadi be. Sabah sabah birde senin saçmalıklarınımı dinleyecektim buna hiç niyetim yoktu. Fazla karnım aç değildi o yüzden masadan bir kaç parça birşey yedikten sonra kalktım. Ayakkabılarımı bağladıktan sonra hırkamı giyip kulaklıklarımı taktım. İşte hazırdım. Bir diğer lanet olasıca yere daha gidiyordum daha nelerden nefret edecektim bakalım.
Ebeveynlerim ve istekleri. Ah çıldıracaktım bir gün.
10 dakikalık bir yürüyüşten sonra gelmiştim ''yeni sevgi evine''. Bahçeye girdiğim anda bütün kafalar bana döndü. Hadi ama neden bakıyorsunuz?
Hızlıca bahçeden geçip müdürün odasının olduğu kata çıktığımda yükses sesle bir nefes verdim. Bu kadar zor olacağını tahmin etmemiştim. Birde bu gerzeklere kendimi tanıtmam vardı.
Kapıyı tıklatıp içeri girdikten sonra karşısına geçtim. Aval aval bana bakıyordu boğazını kesmemek elde değildi gerzek herifin.
-''Nakil dosyan gelmişti Ada. Sınıfın 11-G'' dedikten sonra artık bu odadan çıkma vaktimin geldiğini anlamıştım.
Etrafıma baktığımda neden kimse okul kıyafeti giymiyordu? Kızlar podyuma gelir gibi giyinmişti hadi siyah pantolon neysede pembe pantolon giymek nasıl bir gerizekalılıktı acaba.. Hızlıca 11'lerin katına çıktığımda G sınıfını bulmam çokta zor olmamılştı.
Evet Ada şimdi hazırlanmalısın. İçerdeki bütün gözler senin üzerinde olacak ve sen o gerzeklere kendini tanıtacaksın. En nefret ettiğim şeylerden biride zorla birilerine tanıtılmaktı. Sınıfa girip kimseye bakmadan en arkadaki sıraya oturdum. Evet bana bakıyorlardı ve ben çok rahatsızdım bu durumdan. 5 dakika sonra hoca geldiğinde öndeki gerzeklerden biri;
-''Hocam yeni bir kızımız var.'' dediğinde hocada dahil bütün gözler bana dönmüştü evet şimdi sıçmıştım işte.
Hoca o kadarda sinir birisi gözükmüyordu ama içini bilemezdim dimi. Bana bakarak;
-''Kendini tanıtırmısın rica etsem?'' dedi.
Vay canına o benden ricayla kendimi tanıtmamı istedi az önce. Eskişehirdeki okulumda böyle olmadığı için alışık değildim. Kendi dünyamdan çıkıp öğretmenin sorusuna karşılık vermem gerekiyordu tabi.
-''Adım Ada. Soyadım Arıcan. Eskişehirliyim. Burayada ebeveynlerim zorladığı için geldim.'' dedim.
Bütün yüzler hala bana dönüktü. Hoca yoklamayı aldıktan sonra ders işlemeye başladı. Evet bir lanet olasıca ders daha. Hoca hakkında sinir değil demiştim demi. Geri alıyorum matematik öğretmeni olduğu için gayette sıkıcı ve sinir bozucuydu benim için.
40 dakika boyunca Eskişehir'i özlediiğimi bu bok yerde napacağımı düşünürken ilahi kurtarıcım zil sonunda çalmıştı. Kulaklığımı ve çantamdan bir miktar para aldıktan sonra koridora çıktım. Allahtan neyin nerde olduğu yazıyorduda bu gerzeklere bide onu sormak zorunda kalmıyordum. Koridorda ilerlerken tanıdık bir yüz alanıma girdi.