Birkaç saat sonra cenazeyi morgdan teslim aldığımızda çocukların hala birşeyden haberleri yoktu. 2 dakikada bir "Annem nerde abla ?" diye sormaları canımı yakıyordu. Keşke bu olay hiç yaşanmamış olsaydı. O kadın çocuklarının yanında olabilseydi. Kimse annesizliğe dayanamazdı. Ben bile. Annemi sevmememe rağmen, onunla hiç iletişim kurmamışken dayanamazdım bu acıya.
Cenaze arabasına tabut konulduktan sonra çocuklar, kadının annesi ve babasıyla evin yolunu tuttuk. Kapının önüne geldiğimizde bahçede bir kaç insanın belirmesi bir olmuştu. Bora arabayı durdurduğunda çocukları alıp eve girdim. Bu anı görmeleri istemiyordum çünkü. Annelerini hep o şekilde akıllarına kazınmasını istemiyorum.
Salondaki herkes kuran okuyordu ve bu çocukların ilgisini çekmişti. Hemen odalardan birine sokup montlarını çıkarttığımda büyük olan;
-"Ada abla neden kuran okuyorlar ?" dedi.
-"Beratcım hani bugün cuma ya bu günde herkes toplanıp kuran okur."
Hiç birşey demeden kafasını sallayıp koltuğun tekine yattı. Bora odaya girdiğinde bende Miraç'ı dizlerime yatırmış uyusun diye sallamakla meşguldüm. Yanıma oturduğunda Berat hareketlenmiş ve içeri gitmek istediğini söylemişti. Yanıma oturttuktan sonra cebimden telefonu çıkartıp oynaması için eline verdim. Miraç çoktan uyumuştu bile. Koltuğun üstüne bir battaniye ve yastık koyduğumda dizimden kucağıma alıp hazırladığım yere yatırdım. Berat oyuna dalmışken odadan çıkıp Hatice teyzenin yanına geçtim.
Odadaki herkesle selamlaştıktan sonra Hatice teyzenin oturduğu koltuğun yanına oturdum. Gözyaşları hala dinmemişti. Belkide hiç dinmeyecekti. Ama elimden ne gelirse yardım etmeye, bu olayı unutturamasamda hafifletmeye çalışacağıma kendi kendime söz vermiştim. Kadınlardan birisi lafa karışarak;
-"Bu hanım kızımız kim ?" deyivermişti.
Hatice teyze boynunu biraz bükerek atlamıştı hemen lafa;
-"Bu Ada. Nurgül'ü o bulmuş. Hastahaneye o götürmüş Bora oğlumla."
Ellerini ellerimin üzerine koyduğunda içim üşümüştü. Ne yapacak şimdi bu kadın ? Berat ve Miraç'a ne diyecek ? Annelerini bir daha hiç göremeyeceklerini nasıl anlatacak ? Belki Miraç annesinin yüzünü sadece resimlerden hatırlayacak. Dışarıdan gelen bir kadın işaret yaptığında herkes ayaklanmıştı. Yani anlaşılıyordu ki cenaze hazırdı.
Odaya gidip Bora ve Berat'ı aldıktan sonra dışarıya çıktık. Hatice teyze ve Süleyman amcayı arabaya bindirdikten sonra mezarlığın yolunu tuttuk. 5-10 dakikadan sonra mezarlığa geldiğimizde arabadan inip Berat'ı kucağıma alıp kazılan derin soğuk yere dogru yürümeye başladım.
Borada tabutu taşımak için erkeklerin yanına gittikten sonra Hatice teyze yanıma gelip ağlamaya başladı. Bende kendimi tutamaştım onu öyle görünce. Tabutu getirip yere koyduklarında kapaklarını açıp gömmeye tam başlayacaklardı ki içimden gelen bir hisle durdurup onu görmek istediğimi söyledim.
Berat'ı Bora'ya verip kefenin ucunu açtığımda daha çok ağlamaya başlamıştım.
-"Nurgül abla merak etme Berat ve Miraç bana emanet. Elimden geldiği, nefesimin yettiği sürece onlara sahip çıkıcam."
Berat annesini gördüğü anda Bora'nın kucağına inip annesinin yanına koşmuştu. Öyle bir sarılmıştı ki annesine. Gitme diye o kadar yalvarmıştı ki. Berat'ı kucağıma çektiğimde hala onun yanına gitmek istediği için bağırıyordu. Bora Berat'ı arabaya götürdüğünde bende kefeni geri kapatmış ve kenara çekilmiştim.
İki adam beyaz bezin ucundan tutup mezarın içine inip yerleştirdikten sonra tahtalar yerleştirip sıra sıra toprak atmaya başlamışlardı. Gömme işlemi bittikten sonra hoca dua okumaya başlayınca herkes avuçlarını açıp "Amin." demeye başlamıştı.
Herkes gittikten sonra Hatice teyzeyi ve Süleyman amcayı alıp eve götürmüştük. Berat hala ağlıyordu. Susturamamıştım. Ne desem teselli edememiştim küçük bedene sahip koca yürekli adamı. Ve son sözü;
-"Büyüyünce anneme bunu yapanı bulup cezasını vericem." olmuştu.
Hatice teyzeye gitmemiz gerektiğini yarın tekrardan geleceğimizi söyledikten sonra evden çıkıp arabaya bindik. Sus pus olmuştum. Bora birşeyler konuşuyordu ama anlamıyordum bile. Cevap verecek takatim bile kalmamıştı. Bir anda el frenini çekmesiyle ve cama savrulmamla kendime gelmiştim.
-"Ada iyi misin ?"
-"İyi değilim. Lütfen eve gidelim."
10 dakika sonra eve geldiğimizde anahtarla kapıyı açıp koşarak odama geçtim. Kendimi yatağa öyle bir atmıştım ki. İçim acıyordu. Kalbime dokunan bir şeyler vardı. Hare odanın kapısını açıp yanıma oturduğunda gözlerimi sımsıkı kapatmıştım.
-"Ada noldu iyi misin ? Borayla bir sorun mu var ?"
-"Bir kişiyi daha kaybettim. Kurtaramadım onu Hare. Gözümün önünde acı çekerek öldü."
-"Ada kim öldü anlatsana korkutma beni."
Sessiz kalmıştım. Bu durumda baska ne yapabilirdim ki zaten. Sessiz kalmak, susmak yapabileceğim tek şeydi. Bora yanımıza gelip oturduğunda saçlarımı okşamaya başladı. Aklıma bir fikir gelmişti ama bunu Bora'nında kabul etmesi gerekiyordu.
-"Bora beni seviyor musun ?"
-"Bu nasıl soru tabiki seviyorum."
-"Benimle aynı evde yaşar mısın ?"
Hare'de Bora'da şaşkın bir şekilde bana bakıyorlardı.
-"Yeni bir ev. Yeni aile. Eğer kabul edersen herşeyi unutup seni sevmeye çalışırım."
-"Ne demek aile ?"
-"Hem seni kabul ediyorum hemde artık Hatice teyzelerle aynı evde yaşamak istiyorum."
-"Sen istersen herşeyi yapmaya hazır olduğumu söylemiştim."
-"O zaman yarın yeni ev, eşyalar, çocuklar için kıyafetler falan bakalım bundan sonra beraberiz. Beraber uyuruz, uyanırız. Tabi yanımda olursan ?"
Öyle içten sarılmıştı ki. Sevinçten beni kucağına aldığından haberi bile yoktu belki. Bende sarılmayı ihmal etmemiştim tabi. Sevmeye başlamıştım onu. İçimde küçükte olsa Bora adında bir umut ışığı yanmıştı. Herşeyi geride bırakarak kocaman bir aile olabilirdik. Ve ben onu sevebilirdim.
Berat ve Miraç'a kardeşim gibi bakabilirdim. Hatice teyze ve Süleyman amcayı annem ve babam olarak görebilirdim. Herşeyi düzeltmek ve mükemmel bir hayata başlamak için bir seçeneğimiz vardı.
Mutlu olabilirdik hemde fazlasıyla. Beni çok seven bir ailem olabilirdi. Tüm kalbiyle seven bir adam vardı zaten karşımda ama annem ve babam yerine koyabileceğim hiç kimse olmamıştı bu zamana kadar.
Yarın herşey yeniden başlıyor ve biz hep mutlu olmak için koca bir adım atıyoruz.
![](https://img.wattpad.com/cover/26994324-288-k81892.jpg)