Keşke Bana Bu Kadar Güvenmeseydi

234 6 0
                                    

Gözlerimi zor bela açtığım bir sabah daha. Ve Meriç’i yanımda bulamayışım. Dün hem kötü hem de iyi bir gündü benim için aslında. Neden böyle düşündüğümü inanın bende bilmiyorum. Ama Bora’nın da kalbinin kırılmasını istemezdim bana yaptığı onca şeyden sonra. Yataktan güç bela kalkıp banyoya girdikten sonra çok soğuk bir suyla yüzümü yıkayıp havluyla yüzümü temizledim. Meriç belki aşağıdadır, uyandırmak istemediği için çıkmıştır odadan diye düşünürken salonun kapısına çoktan gelmiştim ama salonda yoktu. Hızlı adımlarla mutfağa ilerledim ama içeriye girince karşılaştığım manzara gene aynıydı. Gene bırakıp gitmişti işte. Yine yanımda değildi. Ve üstelik saat sabahın 9’uydu. Kim bilir sabah kaçta kalkıp gitmişti. Ben gece o kadar plan yapmışken hem de. Beraber kahvaltı yapar film izleriz diye düşünmüştüm ama o gene herkesi haklı çıkartan davranışlarını sergilemeye başlamıştı. Gene üzülmekten, kırılmaktan gına gelmişti artık. İçime kapanık Ada olmak istemiyorum. Kimse bana her ne kadar bunu başaramayacaksın dese de. Evet onu seviyorum. Belki de yaptığım koca bir aptallık ve duygusallıktan başka bir şey değil ama kalp bu söz dinlemiyor ki. Ne yapsam ne etsem ben Meriç’ten vazgeçemiyorum. Mutfaktan koşar adımlarla odama çıktıktan sonra dolabı açıp giyebileceğim ne var diye bakınmaya başladım. Siyahlara bürünmeye ihtiyacım vardı gene. Siyah pantolon ve siyah bir kazak aldıktan sonra elimdekileri yatağımın üzerine bıraktım. Yeni aldığım botları ve saçıma takacağım bandanayı da alınca kapakları kapattım ve hemen üzerimi giyindim. Saçımı ve sade makyajımı da yaptıktan sonra işte hazırdım. Her şey için. Bugün bana gene bir pislikmişim gibi davranacak insanlar için. Onlar beni ne kadar zorlarsa bende onların üzerine o kadar gidecektim işte.  Şu saatten sonra pes etme diye bir kavram yok benim için. Askılıktan ceketimi ve çantamı da aldıktan sonra kapının önüne attım hemen kendimi. Acaba nerdeydi ? Arasamıydım ki ? Hayır Ada aramak yok mesajda yok. O seni arasın merak etsin sen neden onu düşünüyorsun da o seni düşünmüyor. 10  dakika boyunca kendimle konuşmuş olmalıyım ki çoktan okula gelmiştim. Bahçeye adım atar atmaz gözlerimle etrafı taradım ama yoktu. Hare’yi de  hemen yanımda bulmuştum.

-‘’Nasılsın canım ayağın iyi mi ?’’

-‘’Hayır okula gelmedi.’’

Kafamı salladıktan sonra yanından hızlıca geçip merdivenlere ilerledim. Okula girdiğimde herkes bana bakıyordu o iğrenç ifadelerle yine. Hızlıca sınıfa girdikten sonra çantamı sırama atıp tam geri çıkıyordum ki. Sınıfın kapısın da Bora’yla çarpışmamız bir olmuştu. Duvara doğru bir adım geriye sendeleyip dengemi kuramayınca tam  düşüyordum ki Bora’nın kolumu tutmasıyla dengemi sağlayabilmiştim.

-‘’Teşekkür ederim.’’

-‘’İyi misin ?’’

-‘’Gitmem gerek.’’

Tam sınıftan çıkıyordum ki sınıfın boşboğazları gene çenelerini durduramamıştı.

-‘’Böyle bir kız için Meriç’le arkadaşlığını bozman ne kadar kötü Bora.’’

Hızlıca arkamı dönüp kıza baktığımda salak salak sırıtıyordu. Sırasının önüne gittikten sonra ;

-‘’Ne dedin bir daha söylesene.’’

-‘’Diyorum ki canım senin gibi bir sürtük için arkadaşlık bozmaya değmez.’’

SEN BENİM DİĞER YARIMSINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin