Hala uyuyamamıştım. Meriç'i merak ediyordum açıkcası, mesajda atmamıştı. Hey ben neden onu merak ediyordum ki. Tabi ki hayır aramızda birşey yoktu.
Olamazdı demi. Yok ya tabi ki olmazdı. Midem gene bulanmaya başlamıştı. Yediğim hiçbirşeyden tat alamıyordum. Neydi bu böyle ? Sadece bir tansiyonum düşmüştü ama kendimi felç geçirmiş gibi hissediyordum. Ve bir mesaj sesi..
Heyecanlanmıştım. Ya oysa..
Tamam kendine gel Ada. Yeter bu kadar saçmaladığın. Tabiki de oydu başkasının olmasına imkan yok zaten.
Gönderen: Meriç
-Uyudun mu ?
Gönderilen: Meriç
-Uyuma gibi bir imkanım mı var ? Bugü tam 8 saat uyumuşum.
Gönderen: Meriç
-Dışarı çıkma imkanın var mı ?
Gönderilen: Meriç
-Bizim biyolojikler evde değil. Çıkabilirim Herkül'ü getirmeyi unutma.
Bir gece gezmesi daha. Bizim biyolojikler napıyordu acaba ? Kesin bir köşede sızmışlardı gene sorunlular. Üstümü değiştirip aşağıya indim. Ayyakkabılarımı bağlayıp dışarı çıktığımda bahçede oturduğunu gördüm. Gecenin 4'ü olmasına rağmen hava karanlık değildi.
Herkül'ü tasmasından tutup parka dogru yürümeye başladım. Bir sorunu var gibiydi. Sormaya çekiniyordum yada cevap vermeyeceğinden korkuyordum. Bilmiyorum ama onu rahatlatmam gerektiğini hissediyordum.
-"Bir sorunun mu var ?" diye sorduğumda resmen nerden anladın bu kadar belli ediyormuyum bakışı attı.
-"Evet Bay Sorunlu Velet bu kadar belli ediyorsun bir sorun olduğunu." dediğimde;
-"İçimi falanmı okuyorsun ?" diye sordu. İşte buna hunharca gülerdim.
Sustu. Korktuğum şey tam da buydu bana birşeyler anlatmaktan gerçekten kaçıyordu. Üstüne gidip onu sıkmamalıydım. Evet Ada Hanım bir daha soru sormak kesinlikle yok.
Parkta baya gezdikten sonra yine evin önüne gelmiştik. Vaktimiz gene dolmuştu. Saat 6'ydı. Ne yani iki saat boyunca susarak yürümüsmüydük ? Kesinlikle benimle konuşmak istemiyordu.
Veda edip içeri gideceğim sırada kolumdan tutmuştu. Eline bakıp "Ne yapmaya çalışıyorsun ?" bakışı attım. Neydi bu çocuğun amacı. Ebeveynlerimden daha zordu. Anlaması zor sanki kimse onu çözsün istemiyordu.
"Ada kendine dikkat etmeni istiyorum ve Bora'yla fazla iletişim kurma." deyip Herkül'üde alarak yanımdan uzaklaştı.
Ne demekti şimdi bu.. Hem konunun Bora ve benimle alakası neydi. Kafamı karıştırmaktan başka yaptığı birşey yoktu ki.
Eve girdiğimde hala evde kimse yoktu. Sorumsuz varlıklar. İki biyolojik sıkıntı.
Kendimi o kadar yalnız hissediyordum ki. Tarif bile edilemez bir acı. Meriç kafamı karıştırmaktan başka birşey yapmıyordu, ailem her zaman ki gibi beni yalnız bırakıyorlardı. Yorulmuştum artık.
Daha demin ne demek istenişti acaba ? Bora ve ben ne alaka ? Uzak durmak.. İletişim kurma. Ne diyorsun be salak hiçbirşeyden bi bok anlamamıştım ben.
Evet hiç uyumadan okula gidiyordum. Bugün cuma. İlahi gün. Canım hiç okula gitmek istemiyordu. Meriç'te kafamı bulandırmıştı. Yüzümü yıkayıp kıyafetlerimi giydikten sonra kahvaltı yapmak için aşağıya indim. Tek başıma yapacağım bir kahvaltı daha.
