Sabaha kadar tek gram uyku uyumamıştım. Lavaboya gidip aynaya baktığımda yüzümden sefillik akıyordu resmen. Yüzümü bol ve soğuk bir suyla yıkadıktan sonra peçeteye silip dışarıya çıktım. Camın önüne gelmiştim gene. Hala aynıydı. Bembeyaz suratı, kendini bilmez halde içeride yatıyor. Elimden birşey gelmiyor. Keşke uyansa. Gene kavgalar etsek. Hemşirenin yanına gidip kıyafetleri aldıktan sonra hazırlanıp odaya girdim. Dün Hare'nin çekmiş olduğu sandalyeye oturup bir elimle saçlarımı okşarken, diğer elimle de elini tuttum sıkıca. Konuşmak istiyorum ama ağzımı açıp tek kelime bile edemeyeceğimi biliyorum. Derin bir nefes alıp kendimi hazırladığımda başladım konuşmama.
-''Ablacım.. Senden gerçekten çok özür dilerim. Herkes adına. Annem, babam, Meriç, Bora.. Kim varsa seni üzen özür dilerim. Belki hiç senin yanında olmadım hep kendimi düşündüm kendimi bu yüzden çok iğrenç, pislikmişim gibi hissediyorum. Nolur uyan. Bak herkes perişan. Herkes seni bekliyor dışarda. Hare iyileşeceğinden o kadar emin ki. Bizi düşünmesen bile Hare'yi düşün ne olur ablacım uyan artık.''
Elini bırakıp alnına bir öpücük kondurduktan sonra odadan çıkıp Ayaz'ın yanına gittim. Hepsikaç gündür uykusuz olduğğu için uyuyordu. Odaya girdiğim anda kafasını kaldırıp bana baktı.
-''Nasıl iyi mi ?''
-''İyiye gidiyor. Daha demin yanındaydım.''
Yataktan kalkıp yanıma geldiğinde sarılıp saçlarıma bir öpücük kondurdu. Şu hastahaneden çıkmaya o kadar ihtiyacım vardı ki. Ada kalksa, hep beraber eve gitsek. Gözlerimi kapatıp bunun bir kabus olduğunu düşünmeye çalıştım ama açtığımda da vaziyet aynıydı. Elimden tutup beni odadan çıkarttığında gözüm yeniiden cama takılmıştı. Doktorlar girmişti bu seferde odaya. Asansöre binip dışarıya çıktığımzda ayaz sigarasını yakmıştı bende kahve almak için kafeteryaya indim. 2 kahve aldıktan sonra Ayaz'ın yanına gidip kahvesini uzattım. Sigarası bittiğinde yanıma gelip oturdu. Telefonum çalmaya başladığında kahveyi ona verip ekrana baktım. Annem arıyordu. Ne olmuştu acaba.
-''Efendim anne.''
-''Kızım Ada.''
Ada'nın ismini duymamla beraber telefonu cebime atıp koşmaya başlamam bir olmuştu. Hızlıca katları çıkıp yoğun bakım odasının önüne geldiğimde uyanmış olduğunu gördüm. Annem ve babam birbirlerine sarılmış sevinçten ağlıyorlardı. Camın önüne iyice yaklaştığımda elini kaldırıp salladı. Doktor odadan çıkıp yanımıza geldiğinde;
-''Sizi duymuş. Bundan sonra işimiz daha kolay. Yarada ki dikişlerde yavaş yavaş kapatmaya başlamış. Kızımız hayati tehlikeyi de atlattığına göre normal odaya çıkartabiliriz.''
Hemşirelere bir kaç talimat verdikten sonra yanlarından ayrıldı. Bir kaç dakika sonra 2 hasta bakıcı geldiğinde Ada'yı normal odaya aldılar. Yanına girdiğimizde hala bitkin bir şekilde bize bakıyordu.
-''Nasılsın ablacım ?''
-''İyiyim.''
-''Çok korkuttun bizi.''
Arkadan hare gelip yanına oturduğunda gülmeye başlamıştı. Arkadaşını gördüğüne o kadar sevinmişti ki. Sanki yıllardır birbirlerini görmüyorlar gibi sıkıca sarılmışlardı birbirlerine. İşte dostluk buydu. 2 dakika bile görmesen yıllar geçmiş gibi hissetmekti.
-''Senin için döndüm yoksa gidicektim.''
-''Ne anlamadım.'' dedi Hare
-''Acayip karanlık bir yerdeydim. Anıl geldi yanıma. Hadi gidiyoruz artık dedi. Beni almak için gelmiş.Çok yalnızmış orda. Öyle söyledi. Biraz tereddütte kaldım gitmek ve kalmak arasında. Sonra birisi arkamdan ismimle bağırdı. Hepiniz ordaydınız. Hare yanıma gelip onu bırakmamam gerektiğini söyledi. Bana ihtiyacı olduğunu. Ne yapacağımı bilmez şekilde yere oturdum. sonra Anıl'a dönüp yapamam dedim. Alnımdan öpüp sen her zaman en iyisini yaparsın meleğim deyip gitti. Gene yüzüstü bıraktım onu. Sonra Hare'nin sesini uzaktan duydum. Yankılanıyordu. Sonra ablamın sesini duydum. Hatırladığım tek şey bunlar.''
-''Bir anlığına kalbin durdu. Seni geri getirmek için gerçekten çok uğraştılar. ama sen bırakmadın bizi. Dün gece Hare odaya girip seninle konuştu. Uyanmadan bir kaç dakika öncede ben girip konuşmuştum. Peki herşey tamam ama sein kim bu hale getirdi ?''
-''Karanlıktı fazla göremedim. 2 kişilerdi zaten. Elimden geldiğince kendimi savundum ama beni kendine çekip sapladı bıçağı. O karanlık sokakta beni kimse göremez diye kendimi zar zorda olsa caddeye attım. Ordan sonrasını hatırlamıyorum zaten.''
-''Evet güzelim seni birisi bulmuş.''
-''Kim ?''
Arkadan Kerem öne çıkınca yanına gidip elini sıktı.
-''Merhaba Ada tanıştığıma memnun oldum.''
-''Çok teşekkür ederim. Hayatımı kurtardın. Belki sen olmasaydın o sokakta geberip gidebilirdim.''
-''Kim olsa benim yerimde aynı şeyi yapardı.''
Ada yerinde kıpırdaşmaya başlayınca bende huzursuz olmuştum. Daha yeni uyanmıştı. Bir yerini incitecekti gene.
-''Ada nereye ?''
-''Dışarıya çıkıcam.''
-''Olmaz daha yeni uyandın.''
-''Abla kaç saattir sigara içmediğimin farkında mısın ? Günlerdir yatakta yatıyorum heryerim ağrımış.''
Örtüyü üstünden atıp kalkmaya çalışınca Kerem ve Bora yardım için yanına gittiler. Ayağa kalktığında Hare'ye tutunup asansöre doğru yavaş yavaş ilerlediler. Aşağıya indiğimizde havanın soğuk olması ve giydirdikleri hasta kıyafetine küfürlerini yağdırmaya başlamıştı bile.
-''Uyandım artık. Hastahanede kalmak istemiyorum ben.''
-''Ne demek kalmak istemiyorum Ada. Daha tam iyileşmedin bile.''
-''Abla itiraz ettiğinde keşke uyanmasaydım diyorum ya.''
-''Tamam doktorla konuşurum.''
Onlar Hare'yle yukarı çıktığında bende doktorun yanına gittim konuşmak için. Odanın kapısını tıklatıp beklemeye başladım. ''Gel.'' sesini duyduğumda kapıyı yavaşça aralayıp;
-''Biraz konuşabilir miyiz doktor bey ?''
-''Buyrun tabi.''
-''Ada hastahanede kalmak
istemiyor zaten pek gelmeyi de sevmez. İzniniz olursa taburcu edebilir miyiz onu ?''-''Yarası daha tam iyileşmedi ama hergün kontrole gelme şartıyla taburcu edebiliriz.''
Kafamı sallayıp odadan çıktıktan sonra annemlerin yanına gittim.
-''Toparlanın hadi çıkıyoruz.''
Annem şaşkın bir şekilde;
-''Ne yani bu kadar mı ? Kız daha yeni uyandı.''
-''Anne kızın istemiyor zaten kalmak o yüzden gidiyoruz ya. İnatçılığı tuttu.''
Herkes hazırlandığında evin yolunu tuttuk. Ve ben tek şeyden emin olmuştum. Ne kadar dua edersen o kadar çabuk kabul eder duanı yaradan. Pes etme hiçbir zaman. Ve bir not daha. Sizi seven insanların sevgisini küçümsemeyin gün gelir o küçümsediğiniz sevgiye muhtaç kalırsınız.