Eve geldiğimizde Bora'nın son dediği gerçekten kafamı karıştırmıştı. Meriç'ten korumaya çalışmıyorsa kim ? Beni tanıyan, bize zarar vermek isteyen kim olabilirdi ki ? Gerçekten yorulmuştum ya.
-"Bizi kimden korumaya çalışıyorsun Bora ?"
-"H-hiç kimseden."
-"Bora bu evde beraber yaşıyorsak bizimde birşeylerden haberdar olmamız gerek."
-''Önemli birşey değil Ada.''
-''O yüzden mi korumaya çalışıyorsun ?''
Kafasını öne eğip susmuştu. Neler dönüyor gene ya. Sürekli başımıza birşeyler gelmek zorunda mı ? Hem kim bu ? Bizi korumak isteyecek kadar tehlikeli biri olsa gerek. Sinirlenmiştim açıkcası. Neden bizede anlatmıyor. Madem bizim hayatımız tehlikede neden bizim bu durumdan haberimiz yok ?
Oturduğum koltuktan kalkıp sinirli bir şekilde odaya gidip kapıyı büyük bir gürültüyle çarparak kapattım. Gardolabın önüne gittiğimde evde giydiğim sade kıyafetlerimi alıp yatağın üstüne bıraktıktan sonra saçlarımı topladım. Tam tişörtü çıkaracaktım ki kapının tıklatılmasıyla bıraktım.
-''Ne var.''
-''Ada gelebilir miyim ?''
-''Üstümü giyiniyorum. Hem biraz ayrı olsak kendine gelebilirsin. Çocukların odasında yat.''
Son söylediklerimden sonra hızlı adımlarla ayrılmıştı kapının önünden. Bende yatağın üzerine bıraktığım kıyafetleri giyip çıkarttıklarımı gardolaba geri koymuştum. Kendimi bitkin hissediyorum. Hemde fazlasıyla. Yavaş adımlarla yatağa gidip uzandığımda kollarımı kafamın altında birleştirdim.
Bugün olanlar. Meriç'in burada ne işi vardı ? Şu canımıza kastetmek isteyen manyaklar kimdi ? Ve Bora bunu neden bizden saklıyor ?
Onca soru birikmişti ki kafamda. Yığın oluşmuştu resmen. Eve nasıl geldiğimizi bile anlayamamıştım. Güzel geçiyordu günümüz oysaki. Eğleniyorduk. Gerçekten yorulmuştum. Hayır bütün terslikler bizim hayatımızda olmak zorunda mıydı ? Birisine anlatsam benimle dalgamı geçiyorsun diye dövebilirdi ama bu bizim hayatımız ve bunlar gerçek.
Bir anda gelen ürpertiyle kendimi yorganın içinde bulmuştum. Komodinin üstündeki telefonu elime aldığımda kilidi açıp ifadesiz şekilde bakmaya başladım. Mobil veriyi açtıktan sonra uzun süredir bakmadığım hesaplarımda dolanmaya başladım. Whatsapptan bir sürü mesaj gelmişti. 5 konuşma 25 mesaj. Olm ben bu telefonu ne zamandır almıyorum elime -_-
Abla, Ayaz abi, Yiğit, annem, babam. Annem ve babam bile whatsapp kullanıyor. Anne dediğin sadece yeşil tuştan aramalara cevap vermeli. Ne işin var whatsappla facebookla. Hiçbirine cevap vermeden telefonu geri yerine koyduktan sonra ayağa kalkıp mutfağa gittim.
Dolabın önüne geçip karnımdaki açı doyurmak için bakınırken geçen aldığım çikolata ve tatlıların hala duruyor olduğunu görünce onları alıp odaya götürdüm. Koca bir kupayada ağzına kadar süt doldurduktan sonra salondan geçerken kitabımı alıp gene kapanmıştım odama. Sanırım herkeste benim gibi yapmıştı çünkü evde tek gram ses yoktu.
Bardağı komidinin üstüne koyduktan sonra koca pudingin ağzını açıp kaşıklamaya başlamıştım bile. Sonra çikolatalar, jelibonlar. Hırstan hepsini yiyip üstünede koca bardak sütümü içmiştim. Elime kitabı alıp arkasını okurken uykum gelir gibi olmuştu. Gözlerim istemeksizin kapanıyordu ama ben istemiyorum uyumak. Geceleri uyuyamıyorum sonra.