Hızla yanıma gelip kolumda sıkıca tutuşu, sarılışıyla afallamıştım. Nereden bulmuştu beni. Hala neden peşimden geliyordu ? Gözlerimi Özgür'e çevirdiğimde oda benim gibi afallamış bir şekilde bize bakıyordu. Bana sıkı sıkadıya sarılan Bora'ya. Bora'nın gözlerinin onu bulması uzun sürmemişti. Ve gözlerinde büyük bir öfke parlamıştı.
-''Bu kim onun yanında ne işin var ?''
-''Onun bir adı var Özgür.''
-''Adı, soyadı vs. hiçbirşey umrumda değil senin yanında ne işi var. Bunun için mi kalkıp buralara geldin Eskişehir'den.''
-''Bora istemiyorum artık anlasana. Tek başıma mutluyum ben.''
Özgür hala afallamış, ağzı açık şekilde bizi izliyordu. Yardım etsene be çocuk -_- Kurtar beni bu delinin elinden yoksa kurtulamayacağım.
-''Bu piç için geldin ordan buraya kadar.''
Özgür sinirlenmiş ve konuşmaya dahil olmuştu.
-''Birincisi konuşmalarına dikkat etsen iyi olur. İkincisi Ada istemiyorum diyorsa bırak kolunu.''
-''Sana mı soracağım lan nasıl konuşup, Ada'ya nasıl davranacağımı.''
-''Kız istemiyor işte özürlü falan mısın ?''
Bora beni bırakıp çoktan Özgür'ün yanına gidip yumruğu yüzüne patlatmıştı. Hassiktir. Kaşı patladı çocuğun. Napıyor lan bu manyak. Koşarak yanlarına gittikten sonra aralarına girip ikisinide ittirmeye çalıştım ama ikiside birbirinden öküzdü. Bora'nın beni ittirmesiyle kendimi yerde bulmuştum. ellerime ve dizlerime taşlar batmış, kanamaya başlamıştı hafifte olsa. Ayağa kalkıp üstümü silktikten sonra gene ikisinin arasındaki yerimi almış Özgür'ü arkaya çekmiştim.
-''Bana bak Bora.''
Hala gözleri Özgür'deydi. Sinirli sinirli ona bakıyordu. Çenesinden kavrayıp kendime zorşa çevirip gözlerimin içine baktıktan sonra konuşmaya başladım.
-''İstemiyorum artık. Yoruldum anlıyor musun ? Özgür'le yeni tanıştık ve kimle beraber olduğum seni ilgilendirmez. Seni sevmiyorum.''
-''Siktir.''
Arkasına dönüp yürümeye başlamış olduğum yerde kalakalmıştım. Koşarak bulunduğumuz yerden ayrılmış, kısa sürede gözden kaybolmuştu. Arkamı dönüp Özgür'e baktığımda oda bana bakıyordu. Banktan çantamı aldıktan sonra yanın a gelip bakmaya devam ettim.
-''Eve gidip kaşına bir bakalım. Kanıyor.''
-''Gerçekten gerek yok Ada. Beni savunduğun için teşekkürler.''
-''Hadi gidelim.''
Sahilin çıkışına doğru yürüdükten sonra yoldan geçen bir taksiyi durdurup arka koltuğa yerleştik. Evi tarif ettikten sonra Özgür'e gözümün ucuyla bakmaya başladım. Oda bana bakıyordu. sokağın önüne geldikten sonra inip eve yürümeye başladım. Özgür'de biraz gerimde bana yetişmeye çalışıyordu. Çantadan anahtarları çıkarttıktan sonra kapıyı açıp içeri girdim. Özgür hala girmemekte kararlıydı ama kolundan tutup oturma odasına çoktan sürüklemeye başlamıştım.
-''Sen otur keyfine bak bende ecza dolabından gerekli malzemeleri alıp geleyim.''
Kafasını tamam anlamında salladıktan sonra televizyonu açıp koltuklardan birine oturdu. Hızla merdivenleri ikişer çıktıktan sonra odamın yanındaki ecza kutusunda gerekli malzemleri alıp oturma odası na geri döndüm. Özgür numberone'ı açmış müzik dinliyordu benim geldiğimi görünce oturuşunu düzeltti.
Koltukta yanına oturduktan sonra bir parça pamuk alıp oksijenli su döküp yaradaki kanı temizledim. parmağımın ucuna tentürdiyot döktükten sonra kaşının üstüne sürdüm. Biraz irkilip gerilmişti ama elimle sıkıca kolunu tutup sakinleştirmeye çalıştım. Çantadan aldığım yarabandınıda yapıştırdıktan sonra bitmişti işim. Tam çantayı topladım gidiyordum ki kolumdan tutup koltuğa oturttu ve dudaklarını benimkilere bastırmsı bir olmuştu. Tepkisizce olduğum yerde dona kalmıştım.
Dudaklarını çektikten sonra elimde ki çantayı alıp koşarak üst kata çıktım. Geri koyduktan sonra oturma odasına inip karşı koltuğa geçtim. Özgür bacaklarını kendine çekmiş kafasını bavcaklarının arasına sokmuş bir halde otuturken;
-''Özür dilerim.'' dedi.
-''Ne için özür diliyorsun şimdi ?'',
-''Iııı şey. Daha demin ki hareketimden dolayı.''
-''Önemli değil kafana takma.''
-''Ben artık gitsem iyi olucak.''
-''Kendin bilirsin. Ama dediğim gibi kafana takma böyle şeyleri.''
Kafasını salladıktan sonra oturduğu yerden kalkıp kapıya doğru yürümeye başlamıştı. Benden arkasından onu takip etmiştim. Kapının önüne geldikten sonra dönüp sarıldı.
-''Yarın okulda görüşürüz.''
-''Konuşuruz istersen birlikte gidebiliriz.''
-''Tamam eve gidince yazarım.''
Kapıdan çıktıktan sonra kapatıp oturma odasına gittim. Televizyonun kanalını değiştirip koltuğa uzandım. Aklım Özgür'de kalmıştı. Neden öpmüştü şimdi ? Hiçbirşey yokken hemde. utanmıştım. karnıma daha önce jhissetmediğim bir kıpırtı gelmişti.
Kafamı karıştırmışlardı. Bora, Özgür, geriye kalan herkes. Ama gene her zaman olduğum gibi yalnız hissediyordum. Özgür yanımda olduğunda bu boşluk dolup taşıyordu. Kabullenmem gerekiyordu, aklımdan uzaklaştırmaya çalışmamın bir anlamı yoktu. Bütün gün kendimi berbat hissedecektim, karın boşluğumda ki bu sancı, utancın verdiği acı, yüzümü basan ateş dalga dalga gelecekti; önce güçlü, sonra zayıf, sonra yeniden güçlü hissedecektim.