Aybike hemen, günlüğüne olanları yazdı. Berk, heyecan verici biriydi ama kendisinden biraz da korkuyordu çünkü Berk, kendisine zarar verebilecek biriydi. Tamam sakinken çok sempatikti ama sinirlendiğinde gözü hiçbirşeyi görmüyordu. Bu yüzden Berk ona göre biri değildi.
Tabiki Aybike de sevilmek istiyordu. Hayatında birisi olsun istiyordu. Asiye'yi kıskanmıyordu ama keşke o da kendine uygun birini bulabilseydi. Bazen sanki ömür boyu yalnız kalacak gibi hissediyordu. Kendisi belki biraz daha güzel olsa, birileri hayatına girmek isteyebilirdi ama o kadar da güzel bir kız değildi. Sonunda Aybike bunları düşünmeyi bırakıp uyudu.
Sabah kalktığında ev yine bayram yeriydi. Oğulcan dünkü stresini atmış yine evin huzurunu bozuyordu. Aybike bu karmaşadan kurtulabilmek için kahvaltısını yapıp Asiyelerin kulübesinin önünde beklemeye başladı. Asiye ve Ömer, Aybikenin yanına geldiler. Oğulcanı tam 10 dakika bekledikten sonra Oğulcan da aralarına teşrif etmişti. Birlikte acele ile okula doğru yola çıktılar.
Okula geç kalmışlardı. Acele ile giderken Aybike'nin telefonu çaldı. Annesi arıyordu. Telefonu açtı. Annesi işinin çıktığını, öğleden sonra temizliğe gideceğini söyledi. Annesi tam birşeyler daha söylüyordu ki Aybike okulun girişinde bir çocukla çarpıştı. Çocuk, Aybike düşecekken onu tuttu ve yardımcı oldu.
Uzun boylu sarışın renkli gözlü bir çocuktu. "İyi misin?" dedi.
Aybike "İyiyim sağol" dedi. Ayağını yere basmaya çalıştı ama basamıyordu.
Çocuk "Ben de geciktim. Aceleden sana çarptım. Kusura bakma. Canın acıyor mu?" dedi.
Ömer "Koluna girmek ister misin?" dedi ve Aybikenin omzuna dokundu. Aybike "Valla iyi olur, kuzen." dedi ve Ömerin koluna girdi. Diğer koluna da Oğulcan girdi ve 4ü birden okula girdiler. Çocuk kuzen olduklarını duyduğu anda birden ufak da olsa gülümsedi ve arkalarından içeri girdi. Aybike'nin bileğine rağmen sınıfa hocadan önce varmışlardı. İçeri girdikleri an Berk, Aybike'yi Ömer'in koluna girmiş ve topallıyor halde görünce ayağa kalktı. Ömer ve Oğulcan onu sırasına oturtunca da o da kendi sırasına oturdu.Doruk ona baktı "Berk son zamanlarda gerçekten garip davranıyorsun." dedi.
Berk "Yooo gayet normalim." dedi.
Doruk "Öyle diyorsan..." dedi.Hoca onların gelişinden bir iki dakika sonra, içeri Aybikeyle çarpışan sarışın çocukla beraber girdi. Berk çocuğu tanıyordu. Adı Cenk'ti. Birkaç kere mekanda görmüştü ama kendisi, bu çocukla o kadar yakın değildi. Sanki bu çocuğu bir ara Harika'nın arkadaşları ile de görmüştü. Çocuğa baktı. Çocuk kafasını sağa çevirmiş bir noktaya kilitlenmiş ve oraya bakıyordu. Berk çocuğun nereye baktığını takip etti ve Aybike'ye baktığını gördü.
Hoca çocuğa "Evet Cenk... Bize kendinden bahset ki arkadaşların seni tanısın." dedi.
Cenk "Cenk Gökmen. Daha fazla anlatılacak birşey yok bence." dedi.
Hoca "Kendinden bahsetmek istemiyor musun?" dedi.
Cenk "Bu sınıfta beni tanıyanlar dışında, beni tanımasını istediğim tek kişi var... Ona da kendimi özel olarak tanıtmak istiyorum." dedi.
Bütün sınıf kime dediğini anlamadan, gülüşerek "Ooooo" diye sesler çıkardı. Bir tek Berk, çocuğa dik dik bakıyorduHoca çocuğu bir yere oturttu ve derse başladılar. Ders sırasında, Berk bir Aybike'ye bir çocuğa bakıyordu. Ders hakkında hiçbir şey dinlemeyip sadece onları gözlemledi. Aybike oralı değildi ama arada bir, çocuğun o tarafa baktığını gördü. Sonunda ders bitti. Berk dersten hiçbir şey anlamamıştı.
Ara verdiklerinde, çocuğun Aybike'nin yanına gittiğini gördü. Çocuk, Aybike'ye "İyi misin? Seni bir hastaneye götüreyim mi? Sonuçta benim yüzümden oldu." dedi.
Aybike "Yok, gerek yok. Ne hastanesi ya... Senin yüzünden de olmadı." dedi.
Harika, Cenk'e bakıp "Ne, senin yüzünden oluyormuş?" dedi.
Cenk "Kıza, okulun girişinde çarptım Harika, bileği burkuldu." dedi. Biraz duraksayıp, Aybike'ye döndü. "Bu arada ismin neydi?" dedi.
Aybike "Aybike." dedi.
Cenk "Memnun oldum." dedi.
Aybike "Ben de." dedi.
Berk, arkada Aybike'nin ağzını sessizce mezeleyerek "Bende" dedi.
Cenk, tekrar Aybike'ye dönüp "Bir şeye ihtiyacın varsa lütfen söyle. Çekinme gidip alayım." dedi.
Harika "Varoş da kıymete bindi... Ben bunu kaldıramayacağım." dedi ve sınıftan çıktı. Sınıfta birkaç kişi kalmıştı.
Cenk "Sen bakma ona, aç mısın sana birşeyler alayım mı?" dedi.
Berk daha fazla dayanamayıp yanlarına geldi ve "Gerek yok. Niye sen alıyormuşsun. Ne sıfatla." dedi.
Aybike "Berk ne yapıyorsun. Yardımcı olmaya çalışıyor." dedi.
Cenk ona uzun uzun baktı. "Birine yardımcı olmak için bir sıfata mı ihtiyaç var. Peki sen hangi sıfatla hesap soruyorsun." dedi.
Berk sinirli sinirli "Aybike'nin senin yardımına ihtiyacı yok... Bunu bilen biri olarak. Hesap soruyorum." dedi.
Aybike "Berk ne yapmaya çalışıyorsun. Niye bu kadar gerildiniz." dedi. Aybike konuşuyordu ama ikisi de sanki onu duymuyordu.
Cenk "Neden yardımcı olmayayım." dedi.
Berk "Neden yardımcı olasın... Kafanda ne var da yardımcı oluyorsun. Sonuçta tanımıyorsun. Bir alakan yok. Nereden çıktı bu yardımseverlik." dedi.
Cenk "Sen tanımadıklarına kötü davranıp, tanıdıklarına yardımcı oluyorsun." dedi. Aybike içten içe güldü. Tamamen Berki anlatan bir cümleydi.
Berk umursamazca "Hayır tandıklarıma değil. Sadece önem verdiklerime yardımcı olurum. Tıpkı şuan Aybikeye yardımcı olacağım gibi." dedi. Aybike neye uğradığını şaşırmıştı. Kendisine önem mi veriyordu. Ona baktı. Gayet ciddi duruyordu.Berk "Ha diyorsan ki ben illa yardımcı olacağım... Sonuçları senin için pek iyi olmaz." dedi. Aybike birden dona kalmıştı. Berk, artık onlara sataşıp, kötü şeyler yapmıyor, kavgalara karışmıyor diye değişiyor sanmıştı ama Berk değişmemişti. Eski Berk gibi karşısındakini tehdit ediyordu.
Cenk güldü. "Şu cümlenden anladığım kadarıyla zorbasın" dedi.
Berk gözlerini dikip "Zorbalık benim için bir hayat felsefesi..." dedi.
Aybike ağrısına aldırmadan ayağa kalktı. Berk'e dönüp "Kes be... Yeter artık. İnsanlara ne zaman saldırmayı bırakacaksın. Niye herkese pislik gibi davranıyorsun." dedi ve topallaya topallaya sınıftan çıktı. Cenk te arkasından çıkarken Berk'e imalı imalı güldü ve arkasından çıktı. Berk sinirle sıraya bir tane yumruk geçirdi.Aybike sinirle çıkmış duvara dayana dayana topallayarak gidiyordu. Cenk yanına geldi ve kolunu kendi omzuna attı. Bu sırada Berkte arkalarından baktı. Neden böyle olmuştu ki... Aybike ile tam yakınlaşmışlardı. Şimdi bu çocuk çıkıp herşeyi mahvetmişti. Berk kendi kendine "Ben sana göstereceğim gününü." dedi.
Aybike o sırada kolunu, kendi omzuna dolayan Cenk'e "Ne yapıyorsun." dedi.
Cenk gülümsedi. "Seni tanımıyorum ama yardımcı olmaya çalışıyorum." dedi.
Aybike de güldü. "Sen ona bakma iyilik katilidir o." dedi.
Cenk "Daha çok kıskanç biri gibi geldi." dedi.
Aybike bilmem anlamında bir mimik yaptı. Cenk "Seni kıskanmasıyla pek ilgilenmiyorsun sanırım." dedi.
Aybike "Evet. Berk kötü biri... Dediğin gibi tam bir zorba." dedi.
Cenk güldü. "Anladım onu zaten." dedi. Gülüşerek bahçeye çıktılar.Cenk onu bahçedeki bir banka oturttu. Kendisi de yanına oturdu. "Bugün derste, hoca kendimi tanıtmamı istediğinde Bu sınıfta beni tanıyanlar dışında, beni tanımasını istediğim tek kişi var dedim ya Aybike... O kişi sendin. Kendimi tanıtmamı ister misin?" dedi.
Aybike ona şaşkınlıkla baktı. Biraz da utanmıştı. "Olur tabi... Neden olmasın. Arkadaşız sonuçta." dedi.
Cenk imalı imalı gülümseyip "Evet... Şimdilik arkadaşız." dedi. O sırada zil çaldı. Ses aniden gelince Aybike hafifçe kafasını kaldırıp güldü. Cenk te ona gülümsedi. Birlikte okula doğru yol aldılar.Berk de camdan onlara bakıyordu. Tenefüs boyunca Asiye ile okulun etrafında dolanıp sınıfa dönen Doruk, Berke baktı. Berk birşeyler karıştırıyordu. Merakla "Berk kimi kesiyorsun." dedi.
Berk "Yeni avımı" dedi.
Doruk "Vampir tipli manyak... Kimi kestirdin yine gözüne" dedi.
Berk "Cenk midir, nedir, onu işte." dedi.
Doruk "Haaa. Oğlum senin yeni gelenlere neden bu kadar büyük bir nefretin var." dedi.
Berk "Bunu sen mi söylüyorsun." dedi ve Oğulcan ve Ömeri gösterdi.
Doruk "Onun sebebi vardı. Sen de biliyorsun. Sen sebepsiz yere saldırıyorsun." dedi.
Berk "Zevk meselesi." dedi.
Doruk güldü. "Ne yapacaksın." dedi.
Berk "Kafamda birşey yok. Hamlamışım." dedi. Cenk ve Aybike sınıfa girdiğinde Berk hala camdan bakıp birşeyler kurguluyordu. Hoca geldi ve derse girdiler. Ders boyunca yine, bir Aybikeye, bir Cenk'e bakıp durdu. Bir ara Aybike'nin ona gülümsediğini görünce iyice sinirlenmişti. Yarına kadar birşeyler bulmak zorundaydı.