Aybike aniden yataktan kalktı. Karanlıkta etrafına bakındı. Sessizliğin içinden tıkırtılar geliyordu. Birden yataktan çıktı. Durup durup devam eden tıkırtılar, dairenin içinden geliyordu.
Aybike, Asiye'ye doğru baktı. Kız derin bir uykudaydı. Ayağa kalktı. Asiye'yi uyandırmadan odadan çıktı. Bütün daireyi gezdi. Arkası dönükken birden kapı kendi kendine kapandı.
Kimin çıktığını anlamak için arkasından gitti ama yok olmuştu. Koridor bomboştu. Tıkırtılar da yok olmuştu. Aybike daireye döndü. Herkesin odalarını kontrol etti. Herkes mışıl mışıl uyuyordu.
Tekrar dışarıdan sesler gelince Aybike kendi kendine "Allah Allah kim bu? Erkeklerden biri olabilir mi acaba..." dedi. Düşünceli bir ifade ile odada dolanırken aniden şiddetli bir kapı çarpma sesi ile irkildi. Tekrar kendi kendine "Hırsız mı acaba?" dedi.
Dolanan kişinin hırsız olduğunu düşünerek eline paspas sopasını aldı ve tekrar dışarı çıktı.
Bütün katı aradı. Hiç kimse yoktu. İlerlerken birden karşısına bir karanlık içinden biri çıktı. Korkuyla irkildi. Karşısındaki kişi Tolgaydı.
Aybike, Tolga ona sorgular gibi bakarken "Sen miydin ya?" dedi.
Tolga "Niye gezinip duruyorsun. Ben de biri girdi falan sandım." dedi.
Aybike "Ben de biri girdi sandım." dedi. Duraksadı. Sinirli bir ses tonu ile "Bir dakika sen sapık mısın? Ki sapıksın... Neden odamıza girdin?" dedi.
Tolga güldü aniden ciddileşti. "Neden odanıza gireyim sen kafayı mı yedin?" dedi. Aybike'ye gözlerini devirerek baktı. "Senin gezinirken çıkardığın sesler yüzünden hırsız girdi sandım." dedi.
Aybike "O sesleri ben çıkarmadım." dedi.
Tolga dalga geçer gibi bir ifade ile baktı. "Kim çıkardı öyleyse..." derken aniden bir ses geldi. Tolga donakalmıştı. Tedirgin bir şekilde sesin geldiği tarafa doğru döndü.
Aybike de tedirgindi ama belli etmeyerek sesin geldiği tarafa doğru ilerliyordu. Tolga da onun arkasından ilerlemeye başladı. Sesi çıkaran kişi alt kata indi, Aybike de arkasından gitti. Aniden bir dairenin kapısı açıldı. Tam kapı kapanırken Aybike koşarak içeri girdi ve içerideki karaltıya "Kimsin sen?" diye bağırdı.
Karşısından konuşma gibi değil acayip sesler geliyordu. Tolga, karaltıya anlamaz gözlerle bakıyordu. Adamın suratında tuhaf bir maske vardı. Tolga "Bu ne kadar çirkin bir şey ya... Sonunda Oğulcan'dan daha çirkin bir şey gördüm." dedi.
Aybike gözlerini Tolga'ya dikip "Şu anki gündemin bu mu? Gerizekalı." dedi.
Karşıdaki kişiden çığlıkvari sesler geliyordu.
Aybike öfkeyle "Ne diyorsun sen be?" dedi ve koşarak süpürge sapı ile adamın üzerine saldırdı ve vurdu. Yere düşürdü.
Tolga da ilk önce suratını anlamamış gibi buruşturdu sonra da arkasından simsiyah giyinmiş adama tekmeyle vurmaya başladı. Adamdan korkmuş çığlıklar ve canının acıdığını belli eden sesler geliyordu.
Aniden arkalarından kapı açıldı ve ışık açıldı. Harika "Ne yapıyorsunuz? Yapmayın." diye sesini yükseltti.
Aybike de Tolga da onu dinlemeyip dövmeye devam ediyordu.
Harika "O Oğulcan! Yapmayın." diye bağırdı.
Aybike şaşırmış gibi dövdükleri adama baktı. Suratındaki maskeyi çıkardı. Aybike, Oğulcan'ı gördüğü an sinirle "Gerizekalı mısın Oğulcan." diye bağırdı ve kafasına vurdu. Oğulcan "Ahhh!" dedi. Eli ile vurduğu yeri okşadı. "Yeterince dövmedin mi?" dedi.
Aybike sinirle "Ödümü patlattın... Seni hırsız sandım." dedi. Tolga kendini gülmemek için zor tutuyordu.
Oğulcan "Gülme pislik. Sanki kendisi çok güzelmiş gibi bana çirkin dedi ya..." dedi.
Tolga güldü. "Sen olduğunu bilmiyordum." dedi. Duraksadı. "Aslında bilseydim de öyle söylerdim." dedi
