part33

481 37 8
                                    

Ertesi gün yine sıradan bir güne başlamışlardı. Kafede kahve içerken bir yandan da Aybike kitabına birşeyler yazıyordu. Berk ise Aybike'nin omzuna kolunu atıp kızı sarıp sarmalamış, o kitabına notlar alırken onu izliyordu.

Berk birden "Bak, ama yanlış yazıyorsun tatlım" dedi.
Aybike son yazdığı cümleyi tekrar okudu. "Neyi yanlış yazdım. Yoo doğru." dedi.
Berk kalemi eline alıp, kitabın üzerine  "Ben, Berk'e hastayım." yazdı.
Aybike, Berk'e yapmacık bir sinirle baktı. Göğsüne vurdu. "Pislik..." dedi.
Berk, "Oyy canım benim. Senin sinirini yerim" deyip Aybike'nin yanaklarını ellerinin arasına alıp sıkıştırdı.

Aybike o sıkıştırırken "Ya Berk ne yapıyorsun, Berk bırak diyorum." dedi ve Berk'in ellerini suratından zorla çektikten sonra "Kaçıncıya yanaklarımı rahat bırak diyorum sana." dedi.

Berk, elini Aybike'nin yüzüne hafifçe koyup "Dayanamıyorum." dedi ve yanağından öptükten sonra "Ohh... Şu pamuk gibi yanağa bak." dedi.
Aybike tatlı tatlı gülerek "Ya yapma." dedi.
Berk "Yapmıyım mı? Yapayım ya... Neden yapmayayım? Bırak doya doya seveyim seni." dedi ve tekrar yanağından öptü.

Aybike güldü ardından Berk'i biraz itip "Ya dur... Şu ödevi yapayım." dedi.
Berk "Peki tamam tamam..." dedi. O ödevini yaparken, Berk ona tatlı tatlı izlemeye devam ediyordu.

Aybike biraz ödevi ile ilgilendikten sonra "Şey ben lavaboya gideceğim. Burada bekler misin?" dedi.
Berk "Ben de geleyim yanında." dedi ve ayaklandı.
Aybike sorgular gibi "Lavaboya? Yanımda?" dedi.
Berk gülümseyip "Kapıya kadar." dedi.
Aybike "Yok burada otur. Geleceğim şimdi ya. Otur sen." dedi.
Berk "Tamam madem." dedi.

Aybike kalktı ve lavaboya doğru gitti. Berk telefonunu çıkarıp telefonu ile oynarken Tolga yanına gelip oturdu. Berk onu süzüp, tiksinir gibi bir ses tonu ile  "Ne vardı?" dedi.
Tolga "Tadı nasıl?" dedi.
Berk anlamamış gibi kendini geriye doğru çekti. "Neyin tadı nasıl?" dedi.
Tolga "Aybike'nin." dedi.
Berk suratını buruşturdu. "Ne diyorsun sen be?" dedi.
Tolga "Dudakları diyorum. Sen denemişsin." dedi.
Berk "Ne? Saçma sapan konuşma." dedi ve ayağa kalkıp Tolgaya dik dik baktı.

Tolga "Tavsiye eder misin? Ben de belki..." derken Berk aniden ayağa kalktı. İşaret parmağını Tolga'ya salladı ve "O cümleyi tamamlama. Seni gebertirim!" diye bağırarak sözünü kesti. Üzerine yürümeye başladı.
Tolga gülmeye başladı. "Çok seviyorsun değil mi ama acaba o seni seviyor mu? Belki de paranı seviyor. Kesin paranı seviyor. Seni sevebilecek biri var mı ya? Etrafına zarardan başka birşey vermeyen bir sosyopat. Seni kim sever? Boşuna hayal kurma ve kızı terk et. Seni haketmiyor." dedi.

Berk "Sen zorla arkadaş mı olmaya çalışıyorsun?" dedi. Tolga'ya yaklaştı. "Bana bak. Doruk gibi beni yakalayacağın birşey yok. Yani beni tehtid edemezsin. Benden ve Aybike'den uzak dur." dedi.
Tolga "İddiasına giriyor musun? Aybike, benimle de sevgili olmak isteyecek." dedi.
Berk gülmeye başladı. Tolga da o gülüyor diye gülümsedi. Berk ciddileşip "Benden ayrılsa bile seninle olmaz." dedi.
Tolga "İddiaya giriyorsun yani." dedi.

Berk "İğrençsin Tolga." dedi ve Aybike'nin eşyalarını topladı. Tolgaya yaklaşıp "Dua et." dedi.
Tolga gülümseyip "Neye?" dedi.
Berk "Dua et, babama... Yoksa seni burada, kafanı duvarlara sürte sürte bütün okulu gezdiririm." dedi.
Tolga gülmeye başladı. "Sen busun işte. Tam özüne dönüyorsun bak. Olman gereken kişi de bu. O kız seni yumuşattı. Sevilebileceğine dair umut verdi ama seni sevmiyor. Bunu sana kanıtlayacağım." dedi.

Berk hiçbirşey demeden Tolgaya sert sert baktı ve eşyaları alıp kafeden çıktı. Dalgın dalgın yolda yürürken Aybike karşısına çıktı. Berk yürürken ilk başta kızı fark etmedi. Aybike onu kollarından tutup "Berk ne oldu böyle sana?" dedi.
Berk derin bir nefes aldı. "Birşey yok. Hadi sınıfa gidelim." dedi.
Aybike "Sınıfa mı gidelim? Oturuyorduk." dedi.

Seni Kendime SakladımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin