Aybike bir hafta boyunca okulda Berk'i bekledi. Bir haftanın sonunda Berk hala gelmemişti. Artık, okulda Berk kaydını aldırdı dedikoduları patlamıştı. Aybike bunları duymak bile istemiyorken, bunun gerçek olma ihtimali kalbini yerinden söküyordu.
Berk arada bir gelip varlığını hissettiriyordu ama tabiki bu yetmiyordu. Çünkü Berk sonra ortadan kayboluyordu.Aybike yolda ilerlerken bunları düşünüp durdu. Yürürken bir an şaşırarak kalakaldı. Ömer'i gördü tam yanına gitmeye karar verdi ki Ömer bir dükkanın içine girdi. Dükkan garip bir iş yeriydi. Bir şey satmıyorlardı ama tabelada ikinci el yazıyordu. Aybike hemen dükkanın köşesine dikilip onları izledi ses gelmiyordu ama masada oturan bir adamla konuştukları belliydi. Adam çok garip biriydi. Otorite gibi oturmuş, Ömer de, adamın karşısında boyun eğip konuşmalarını dinliyordu.
Aybike "Salak Ömer ne yapıyorsun acaba ipsiz sapsız tiplerle... Asiye'lerin başına bir şey getirme de..." dedi.Adamın çekmeceyi açıp Ömer'e para verdiğini görünce şaşkınlığı arttı ve alışveriş sırasında çaktırmadan fotograflarını çekti ve oradan uzaklaştı.
Eve döndüğünde Ömer'in bu işteki ilk maaşı kutlanıyordu. Aybike dışında herkesin keyfi yerindeydi. Ömer'in birşeyler karıştırdığını biliyordu. Hemen odasına gitti ve internetten o dükkanı araştırmaya başladı. 2.el eşya satışı yapıldığı dışında hiçbir şey bulamamıştı. Bu kadar az bilgi olmasına şaşırıp Tolga'yı aradı.
Tolga hemen açtı. "Efendim Ortak." dedi.
Aybike "Bir yeri araştırmanı isteyeceğim. Ömer ile ilgili." dedi.
Tolga "Dinliyorum." dedi.
Aybike "Aksspot." diye bir yer." dedi.
Tolga "Bakarım şimdi." dedi.
Aybike "Tamam haber ver." dedi.
Tolga tam "Veririm. Sen ne yapıyor..." derken Aybike, telefonu suratına kapattı.Aybike yatağına oturdu. Biraz ders çalıştıktan sonra kapısı tıklatıldı. Aybike kapıyı açtı. Oğulcan elinde bir tabak patlamış mısır ile karşısındaydı.
Aybike ona bakıp gülümsedi. "Ne oldu Oğulcan?" dedi.
Oğulcan "Abi kardeş film mi izlesek?" dedi.
Aybike "E diğerleri..." dedi.
Oğulcan "Ömer işte... Asiye de ödev yapıyor." dedi.
Aybike "Ömer bu saatte işte? Gece vakti..." dedi.
Oğulcan "Gece vardiyası." dedi.Aybike "Sen bu Ömer'in nerede çalıştığını biliyor musun?" dedi.
Oğulcan "1hafta önce çalıştığı yere gitmiştim. Çok güzel bir kafe." dedi.
Aybike "Kafe?" dedi.
Oğulcan "Evet kafe. Ne oldu?" dedi.
Aybike "Bir şey yok merak ettim." dedi.Oğulcan "Neyse film izleyelim mi?" dedi.
Aybike "Ne filmi?" dedi.
Oğulcan "Film işte kafa dağıtmak için..." dedi.
Aybike gülümsedi "Olur." dedi.
Oğulcan heyecanla "Tamam hadi... Sen kola ve bardakları al ben filmi kurayım." dedi ve oturma odasına gitti. Aybike mutfağa gidip bardakları aldı ve Oğulcan'ın yanına gitti. Sehpanın üzerindeki bilgisayarın yanına bardakları koyup kolayı döktü. Bir tanesini Oğulcan'a uzattı ve filmi izlemeye başladılar.Oğulcan, Aybike'nin içindeki hüznü görebiliyordu ve keyfi yerine gelsin diye, Aybike'ye bu fikri ortaya atmıştı. Aybike ise izlerken dikkatini veremiyordu. Bir yandan Ömer, diğer yandan Berk... Berk'i de özlemişti. Filme bakıp bakıp Berk'in, hastalıklı bir zihniyete sahip bir senaristin yazdığı, filmde olmasına rağmen figürandan hallice olan karakterler gibi olduğunu düşündü. Varlığı ve yokluğu birdi. Arada bir kendisini hissettirip, Aybike'yi umutlandırıyor sonra da yok oluyordu. Aybike bunları düşünürken kendi kendine "Haddini bil..." dedi. Duraksadı "Pislik Berk neredesin ve neden yoksun ki?" diye fısıldadı.
Oğulcan, Aybike'ye baktı. "Ne dedin sisterım?" dedi.
Aybike tatlı bir öfke ile "Bir şey demedim Oğulcan." dedi.
Oğulcan da ona güldü ve yanağını sıktı. Aybike yine huysuz huysuz baktı ve filme döndü.Filmi biraz daha izledikten sonra Aybike ayağa kalktı. Oğulcan "Nereye?" dedi.
Aybike "Odama Oğulcan. Uykum geldi." dedi.
Oğulcan "İyi git be." dedi. Aybike güldü ve Oğulcan'ın suratını okşadı.