Berk artık iyice toparlanmıştı. Evine gitme zamanı gelmişti. Doruk ve babasının çalışanları eşyalarını toplamak ve onu eve götürmek için hastaneye gelmişti. Dorukla birlikte özel eşyalarını toplarken Berk telefonunu alıp birşeyler yazdı.
Doruk "Ne oldu? Bir şeye mi ihtiyacın var." dedi.
Berk "Yok Aybike ile görüşmek istiyorum. Ona yazdım." dedi ve gülümseyip işine devam etti.
Dorukta ona gülüp "Seni gidi seni... Sen sevgilini mi özledin?" dedi.Berk suratını astı. "Oğlum şöyle konuşma." dedi.
Doruk bebek gibi konuşarak "Utandın mı çen? Yanakların al al oldu. Zaten çillisin çiller tamamlanıp kıpkırmızı oldu." dedi.
Berk "Şu hareketlere bak. Kalıba bak... Gören normal sanar." dedi.Aybike ve ailesi kahvaltı için iki tane simit alıp paylaştılar. Tam yerken Aybikenin telefonun mesaj geldi. Aybike telefonuna baktı. Mesaj Berk'tendi. Mesajı açtı. "Bugün taburcu oluyorum. Görüşelim mi?" yazmıştı.
Aybike, Berk'in mesajına gülümsedi ve "Olur." yazdı.
Berk "O zaman benimle kafeteryada buluşur musun? Kahve içelim." yazdı.
Aybike tekrar gelen mesaja gülümseyip "Yine mi kahve?" yazdı.
Berk "Çok severim ama sen sevmezsen, senin sevdiğin şeyleri de yiyip, içerim." yazdı. İkinci bir mesaj ile "Eee ne diyorsun?" yazdı.
Aybike "Tamam. Buluşalım ama birşey içmek ya da yemek istemiyorum." yazdı.Berk gülümsedi. Doruğa baktı. "Hadi şekerim ben kaçtım." dedi. Tam kapıdan çıkarken "Eşyalarımı topla ha... Bir şeyi bırakma." dedi.
Doruk "Ne? Pislik herif. Bana işini mi yaptıracaksın?" dedi. Berk öpücük attı ve kapıyı kapattı. Acele ile aşağı indi.Uzaktan kendisini bekleyen Aybike'yi gördü. Koşarak yanına gitti ve aniden sarılıp yanağından öptü. Aybike'nin boşluğuna gelmişti. Berkin kim olduğunu bilmeden suratına bir tane tokat attı. Berk'in eli suratına gitti. "Döv beni Aybik. Ağzımı burnumu kır Aybik." dedi.
Aybike "Ödümü patlattın." dedi.
Berk "Sen her korktuğunda tokat mı atıyorsun?" dedi.Aybike, elini Berkin yüzünün tokat attığı tarafına koydu. "Ben yapayım, hastane sapığı falan sandım." dedi.
Berk güldü. "O neymiş ya? Hastane sapığı." dedi.
Aybike "Her yerin bir sapığı vardır tatlım." dedi.
Berk güldü. "Hadi gel" dedi ve elini tutup, kahve sırasına götürdü.
Aybike "Berk ben bir şey yemek ya da içmek istemiyorum." dedi.
Berk "Saçmalama. Ben içerken bana mı bakacak dün." dedi ve çekelemeye devam etti.
Barista "Ne istersiniz?" dedi.
Berk "Ben bir sade filtre kahve almak istiyorum." dedi ve Aybikeye baktı.
Aybike "Ben birşey istemiyorum." dedi.
Berk ona baktı. "Olmaz öyle... Sen sütlü filtre kahve seversin. İçmek istemezsen bırakırsın." dedi.
Aybike "Şey... Yok gerçekten istemiyorum." dedi.Berk, baristaya döndü. "Bir sade, bir sütlü filtre kahve ve 10 tanede şu çikolatalardan." dedi.
Barista "Efendim." dedi.
Aybike, Berk'e baktı. "Ne?" dedi.
Berk "Bir sade, bir sütlü filtre kahve ve 10 tane şu çikolatalardan." dedi.
Barista şaşkılıkla Berk'e baktı. çikolata aldı. Aybike'nin en sevdiği ucuz çikolatalardandı.
Aybike, Berk'e "Şey... Bu çikolataları çok seviyorum. Demek ki, 10tane aldığına göre sen de seviyorsun." dedi.
Berk "Tadını bilmiyorum ki... Bazen senin elinde görüyordum. Seviyorsun diye düşündüm. Bunlar senin için..." dedi.Aybike gülümsedi. "Bunların hepsini bana mı aldın?" dedi.
Berk "Evet." dedi.
Aybike "Gerek yoktu." dedi ve utanarak başını eğip gülümsedi.
Berk "Tatlım... Tatlım aşık olunca insan işte, aşık olduğu kişi mutlu olsun diye herşeyi yapıyor." dedi ve iç çekti.
Aybike "Sen bana aşık mısın ki?" dedi.Tam o sırada, barista kahvelerini uzattı. Berk hesabı ödedi. Birlikte gözlerine kestirdikleri, bahçe tarafında olan bir masaya oturdular.
Berk, elini uzattı. Aybike'nin elini tuttu. "Aşığım." dedi. Sonra sesini yükselterek "Sana deli gibi aşığım." dedi. Etraftaki birkaç kişi gülüşmeye başladı.
Aybike elini dövmek ister gibi kaldırıp "Bağırma sus, bizi rezil ediyorsun. Deli misin?" dedi.
Berk yılışık yılışık gülerek "Deliyim." dedi. Sonra ciddileşti. "Seni, benim evime yerleştireceğim." dedi. Duraksadı. "Yani ailen ile..." dedi.