Aybike sabah erkenden annesinin sesi ile kalktı. O gürültüden sonra travma geçiriyor gibi bir halde yataktan kalktı. Hemen elini yüzünü yıkadı ve üzerini giyindi. O gün sivil gitmelerine izin vardı. Bir sweatshirt, bir kot pantolon giydi ve kahvaltı için masaya gitti.
Kahvaltı yine rutindi. Yine annesi birşeyler anlatıyor. Babası onu dinliyor gibi yapıyor. Oğulcan masada uyuyor ve Aybike ise masa örtüsündeki deseni inceliyordu. Sonunda kahvaltı bitti ve Oğulcan ile birlike kuzenlerini almaya gittiler. Birlikte yola çıktılar. Buluşma alanına geldiklerinde birkaç kişi orada bekliyordu. Harika ve Tolga da dikilmiş onlara bakıyordu.
Harika "Senden umudu kesmeliyim herhalde." dedi
Tolga güldü "Ne alaka? Nedenmiş?" dedi
Harika "Ayıramadın." dedi.
Tolga "Sen niye bu kadar ayrılsınlar istiyorsun?" dedi.
Harika "O kızın sınıf atlama ihtimali bile benim midemi bulandırıyor." dedi.
Tolga "Kıskanıyorsun ama bence bu söylediğin bir yalan. Sen kızın çıkarsız sevilmesini kıskanıyorsun ve o da seviyor. Sevdiği tarafından seviliyor. Bunu sen de yaşayamayacağın için kıskanıyorsun." dedi.
Harika "Ne kıskanacağım be o eziği. Öyle ya da böyle ayıramadın." dedi.
Tolga "O kız tam manyak. İkisi denk geliyor. Ondan ayıramıyorum." dedi.
Harika güldü "Seni, Berk'le beraber dövdü ya ben de şaşırdım." dedi.
Tolga "İşin tuhaf yanı Berk, Aybike'nin böyle bir kız olmasını seviyor. Manyak sosyopat." dedi.
Harika "İşte diyorum sana. Berk delinin teki. Kapatılması lazım. Aybike onu daha da delirtti." dedi.
Tolga "Bu durumda, onları planladığım şekilde ayıramam." dedi.
Harika "Yani ayıramayacaksın." dedi.
Tolga "Daha iyi bir fikrim var. Biz hep Aybike'yi hedef alarak yaptık ama daha kirli olan kişi Berk'ti, Aybike değil. Falso verebilecek kişi de Aybike değil, Berk. Berk'ten yürüyeceğim. Aybike'yi, Berk'ten nefret ettirirsem ayrılırlar." dedi.
O sırada Berk buluşma alanına ulaştı. Aybike'lerin yanına geldi. "Günaydın gençler..." dedi ve Aybike'ye baktı. "Günaydın sevgilim." dedi ve kolunu Aybike'nin omzuna attı. Oğulcan onlara ters ters bakarken kız ne yapacağını şaşırmıştı. Berk'in kolunu itmeye çalıştı ama başaramadı. Berk, ona mutlu mutlu ona baktı ardından diğerleriyle grup olarak konuşmaya başladı.
Tolga "Heh geldi neşeli şirin." dedi.
Harika "Tipe bak ya... Nasıl da mutlu." dedi.
Tolga "Aşık çünkü aşk insanı böyle yapıyor ve bak zayıflatıyor. Berk şuan saldırıya açık çünkü zaafı var." dedi.
Hoca geldiğinde herkes etrafında toplanmıştı. Hoca "Şimdi beraber İstanbul'un fethi sonrası Osmanlı imparatorluğu hakkında gezerek konuşacağız. Gezdiğimiz yerleri çok dikkatli incelemenizi istiyorum. Ödeviniz gezdiğimiz rotadaki bir tarihi eseri gruplarınızla birlikte seçmek, işlevi ve genel dönemi hakkında araştırma yapmak." dedi.
Berk "Gruplarımız ile gezmemize gerek yok herhalde hocam." dedi ve gülümseyerek Aybike'ye baktı.
Hoca "Gerek yok Berk. Sen gez de... Grubunla sonra karar verirsin." dedi.
Berk "Çok sevindim." dedi ve Aybike'nin eline yapıştı. Aybike utanarak yine elini, Berk'in elinden kurtarmaya çalışıyordu ama yine de Berk bırakmıyordu. Kız bir süre direndikten sonra sonunda pes etti.
Hoca uzun uzun birşeyler anlattıktan sonra "Soru yoksa gezmeye başlayalım." dedi ve hep beraber gezmeye başladılar. Uzun süre gezdikten sonra hoca sonunda ara verdi ve bir kafeye oturdular. Asiye, Doruk, Berk, Aybike, Oğulcan ve Ömer bir masaya oturdular.
Menü gelene kadar sohbet ettiler. Menü gelince söyle bir incelediler. ama herşeyin fiyatı çok fazlaydı.
Ömer garsonlara ve çevreye çaktırmadan "Çok mu pahalı, bana mı öyle geliyor ya?" dedi.
Oğulcan "Oğlum pahalı işte. Bayağı bayağı pahalı." dedi.
Aybike menüye bakıp kapattı. "Ben birşey istemiyorum." dedi.
Asiye "Ben de." dedi.
Berk "Niye ya?" dedi.
Ömer "Berk... Kıyamam sana. Zengin ya şimdi. Durumu anlamıyor bile. Beğenmedik diye sipariş etmiyoruz sanıyor. Yokluk görmemiş ki." dedi.
Oğulcan son derece ciddi birşey anlatıyormuş gibi hallerde "Oğlum şimdi bir fakir, eğer menüye bakıp ben birşey istemiyorum diye menüyü kapatıyorsa yemeği değil, fiyatını sevmemiştir." dedi.
Berk anlamaya çalışır gibi kafasını yavaş yavaş salladı ve güldü.
