part54

434 27 75
                                    

Berk arabadan indi. Okula doğru yürürken duyuru panosunda renkli bir afiş dikkatini çekti. Afişe bakınca yaza veda partisi olduğunu hatırladı. Haftasonu İstanbul dışında bir yerde kamp kurulup akşamına da parti ve "Pera" konseri yapılacaktı. Sınıfa giderken kendi kendine "Bu okulunda partisi hiç bitmiyor..." dedi.

Sınıfa girdi. Sırasına oturdu. Aybike henüz gelmemişti. Sınıftakiler heyecanla parti hakkında konuşuyordu. Tolga da tıslaya tıslaya Berk'ten gözünü ayırmadan yanındakilerle konuşuyordu. Bu ara Berk'e nedensiz, diğerlerinden daha çok sinir oluyordu. Mutlu olması bile gözüne batıyordu.

Aybike ve Oğulcan içeri girdi. Aybike içeri girdiğinde Berk, kafasını Aybike'nin geldiği tarafa çevirmeden, neşe ile "Günaydın tatlım." dedi.

Aybike de gülümseyip "Sana da günaydın tatlım." dedi. Tatlı bir ses tonu ile "Bu tarafa bakmıyordun, ben olduğumu nasıl anladın." dedi.

Berk, Aybike'ye dönüp "Kulağım, ayak seslerindeydi..." dedi. Aybike tatlı tatlı gülümsedi.

Tolga, Berk'in söylediğinden sonra kusuyor gibi bir hareket yaptı. Gözleri ile Aybike'yi, oturana kadar takip etti. 

Aybike yerine oturunca ciddi bir yüz ifadesi ile önüne döndü.

Berk ve Aybike yakınlaşınca ve ya onları bir arada gördüğünde Tolga'nın nefesi daralıyor, karnına bir şey saplanıyor gibi oluyordu. Sınıfta daha fazla gözüne batan bir çift yoktu. Onları ayırmak istiyordu.

Aybike tatlı tatlı Berk'le gülüşüyordu ve bu, Tolga'nın düşüncelerini böldü. Berk'e olan öfkesi daha da artmıştı.

Aybike ise bunlardan habersiz Berk'le el kızartmaca oynuyordu. Berk'in eline vurdu. Berk acı ile gözlerini yumdu. Çok büyük bir acı çekiyor gibi "Aşkım ne yapıyorsun ya? Acıdı. Elin fırıncı küreği gibi..." dedi.

Aybike şaşkınlıkla gözlerini açtı. Hayret dolu bir sesle karşılık verdi. "Ne!!! Manyak mısın sen? Narin ellerime nasıl fırıncı küreği dersin?" dedi.

Berk kıpkırmızı ellerini gösterdi. "Aybike beş parmağının izi çıktı." dedi ve gülmeye başladı.

Aybike tatlı bir ifade ile "Bakayım çok mu acıdı?" diye mırıldanarak Berk'in elini, kızaran yerleri görebilmek için evirip çevirmeye başladı. Eline baktı. "Canın yanıyorsa buz falan getireyim mi?" dedi.

Berk kurnaz bir yüz ifadesi ile Aybike'nin ellerini tuttu. Tatlı bir ses tonu ile "İlacım burada... Ellerini tutunca, iyi geldi." dedi.

Aybike durumu anlayıp boşta kalan eliyle, tatlı bir ifade ile Berk'in göğsüne hafifçe vurdu.

Berk cilve yaparak. "Aaah kalbim..." dedi. Duraksadı. Ardından tatlı tatlı "Sen bana dokununca, kalp ritmim değişiyor." dedi.

Aybike gözlerini şaşkın şaşkın açtı. Utangaç bir şekilde, sesi kısılarak "Neler söylüyorsun öyle?" dedi.

Berk çekici bir şekilde Aybike'nin kulağına yaklaşıp "Seni çok özledim." dedi ve imalı imalı baktı.

Aybike ne demek istediğini anlamayıp "Daha dün akşam görüştük ne özlemesi..." dedi. Elini, Berk'in yanağına götürüp, Berk'in yüzünü severken "Çok mu seviyorsun beni?" dedi.

Berk onaylar gibi kafasını salladı. Kendinden geçmiş gibi "Çoook..." dedi ve Aybike'ye doğru yaklaşıp, kulağına "Özledim ama öyle değil..." deyip kaş göz yaptı. "Anla..." dedi.

Aybike utanıp kafasını eğdi ve gülümseyerek "Ne diyorsun ya?" dedi.
Berk yine kulağına yaklaştı. "Benimle arabaya gelsene..." diye fısıldadı.

Seni Kendime SakladımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin